Alzaymır Başlangıcı Ortalama 4 Yıl Geciktirilebilir

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Biruni Üniversitesi'nden Doç. Dr. Abdullah Özkardeş, alzaymır belirtileri göstermeyen genetik risk taşıyan bireylere uygulanan deneysel tedavi ile hastalığın başlangıç tarihinin ortalama 4 yıl ertelendiğini açıkladı. Araştırmanın sonuçları alzaymırla mücadelede önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nöroloji Bölümünden Doç. Dr. Abdullah Özkardeş, alzaymır başlangıcının ortalama 4 yıl ertelenebileceğini ortaya koyan çalışmayı, hastalıkla mücadelede "ezber bozan bir gelişme" olarak niteledi.

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, ABD merkezli yürütülen uluslararası bir araştırma, alzaymır belirtileri göstermemesine rağmen genetik olarak yüksek risk taşıyan bireylerde uygulanan deneysel bir tedavinin, hastalığın başlangıç tarihini geciktirilebildiğini ortaya koydu.

2008 yılından bu yana süren "Dominantly Inherited Alzheimer's Network "(DIAN) adlı araştırmanın sonuçları, hakemli bilimsel dergi "Lancet Neurology" tarafından yayımlandı.

Araştırmada, genetik olarak erken yaşta yüksek alzaymır geliştirme riski taşıyan 22 kişilik bir gruba, amiloid azaltıcı bir ilaç ortalama 8 yıl boyunca uygulandı. Sonuçlara göre, bu kişilerin alzaymır belirtileri geliştirme riski önemli ölçüde azaldı. Bulgular, hastalık başlangıcının ortalama 4 yıl ertelenebileceğini gösterdi.

Açıklamada, araştırmanın sonuçlarını değerlendiren Doç. Dr. Abdullah Özkardeş, "Alzaymırı tamamen ortadan kaldırmak şu an için mümkün görünmese de, başlangıcını 4 yıl geciktirebilmek için bilimin elinde artık güçlü bir koz var. Hastalıkla mücadelede ezber bozan bir gelişme yaşıyoruz." ifadelerini kullandı.

Çalışmanın, alzaymırla mücadelede son yılların en dikkati çekici bilimsel gelişmelerinden birisi olduğuna işaret eden Özkardeş, sınırlı katılımcı sayısına rağmen umut verici sonuçlar sunulduğuna değindi.

Özkardeş, araştırmada kullanılan ilacın, hastalığa neden olan "beta amiloid" adlı yapışkan protein plaklarını beyinden temizlemeyi hedeflediğini aktararak, şunları kaydetti:

"Bu tür ilaçlar, alzaymır hastalığında beynin içinde biriken ve hastalığa neden olduğu düşünülen zararlı proteinleri temizlemeye ya da azaltmaya yardımcı oluyor. Tıpkı bir musluğun altında biriken kireci temizlemek gibi, bu ilaçlar da beynin içinde biriken zararlı maddeleri ortadan kaldırarak hastalığın başlamasını geciktiriyor ya da ilerlemesini yavaşlatıyor. Bu plakların hastalığın patolojik temelini oluşturduğu düşünülüyor."

"Doğrudan tedavi yerine alzaymırı önleyici yaklaşım daha etkili"

Özkardeş, araştırma bulgularının, semptom göstermeyen bireylerde plakların temizlenmesiyle hastalığın başlangıç tarihinin ertelenebileceğini gösterdiğini, doğrudan bir tedavi yerine alzaymırı önleyici yaklaşımın çok daha etkili olabileceğini ortaya koyduğunu bildirdi.

Ailesinde genetik olarak alzaymır bulunan bireylerde benzer erken tanı yöntemlerinin yaygınlaşabileceğine değinen Özkardeş, "Genetik risk taşıyan bireylerde ileri görüntüleme teknikleri ve bilişsel testlerle hastalık çok erken evrede tespit edilebilir. Bu tür önleyici yaklaşımlar, gelecekte alzaymırla mücadelede temel bir strateji olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

Özkardeş, Türkiye Alzheimer Derneği verilerine göre Türkiye'de 600 binden fazla alzaymır hastası bulunduğunu, yaşlı nüfusun artmasıyla bu sayının gelecek yıllarda daha da yükselmesinin öngörüldüğünü kaydetti.

Özkardeş, "Alzaymır yalnızca hastayı değil, yakınlarını da derinden etkileyen bir hastalık. Bu nedenle erken tanı ve önleyici tedavi stratejileri, sağlık politikalarında öncelikli bir konu olmalı." değerlendirmesini yaptı.

Kaynak: AA / Oktay Özdemir - Ekonomi
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title