Akenerji İcra Komitesi Başkanı Ahmet Ümit Danışman Açıklaması
Ziya Altunbaş - Akenerji Elektrik Üretim AŞ İcra Komitesi Başkanı Ahmet Ümit Danışman, elektrik yatırımları olmadan 2023 hedeflerine ulaşılamayacağını belirterek, "Bu yatırımların yapılmasını mümkün kılacak bir piyasa ortamının olması lazım."
Ziya Altunbaş - Akenerji Elektrik Üretim AŞ İcra Komitesi Başkanı Ahmet Ümit Danışman, elektrik yatırımları olmadan 2023 hedeflerine ulaşılamayacağını belirterek, "Bu yatırımların yapılmasını mümkün kılacak bir piyasa ortamının olması lazım. Bir hedef konuldu ve bunun da teşvik edilmesi lazım" dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Danışman, özel sektör elektrik üreticileri ve ticaretini yapan şirketler olarak Enerji Borsası'nın kurulmasını başından beri desteklediklerini vurgulayarak, Türkiye'nin enerji ticaretinde serbestleşmeye doğru kararlı adımlarla yürüdüğünü söyledi.
2001 yılında Enerji Piyasası Kanunu çıktığından beri piyasada yeni gelişmelerin kaydedildiğini hatırlatan Danışman, "Sistemin daha iyi çalışabilmesi için piyasanın olabildiğince likit olabilmesi lazım. Şuandaki piyasadaki en büyük sıkıntı bu. Üretim var, tüketim de var ama bunların bir tarafta serbestçe buluşacağı bir ortam mevcut değil. Enerji borsası bu anlamda başından beri bizim desteklediğimiz bir yapı" diye konuştu.
Danışman, Enerji Borsası'nın kurulmasına "Geç Kalındı" demenin pek mümkün olmadığını da belirterek, tek başına Enerji Borsası'nın da yeterli olmadığını, bunun altının dolu olması gerektiğini söyledi.
Elektriği üretip satacak firmaların da tüketim tarafının da ona göre olması gerektiğine işaret eden Danışman, "Türkiye özelinde baktığınızda gazın üretimdeki payı yüzde 45'in altına düşmüyor. Gaz santrallarının üretim miktarları yenilenebilir enerjiye göre kilovat saat olarak da çok fazla. Yakıt maliyeti de temel faktör. Dolayısıyla doğal gaz fiyatındaki bir değişikliğin otomatik olarak fiyatlara yansıyabilmesi lazım. Bu sistemler paralel çalıştığı ve otomatik fiyatlama mekanizması ile birlikte mekanizma çalışır hale getirildiği takdirde doğru yola doğru yaklaşmış oluruz" şeklinde konuştu.
-Enerji'de 2023 hedefleri-
Türkiye'nin 2023 hedeflerine de değinen Danışman, 2023'te Türkiye'nin elindeki hidro kapasitenin maksimum kullanılabilmesi ve yenilenebilir enerjinin payının yüzde 30'ları bulmasının hedeflendiğini hatırlattı. Danışman, yerel kaynakların tümünün kullanılmasına rağmen yenilenebilir enerjide gelinecek noktanın ancak yüzde 30'lar olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Demek ki geri kalanının termikle çalıştırılması lazım. Geriye kömür, gaz ve nükleer kalıyor. Elbette çok küçük akarsuların üzerinde ya da rüzgar türbinlerinize baktığında 1 megavattan 1000 megavata kadar santral yapabiliyorsunuz. Ama küçüklerle Türkiye'nin hızla artan enerji talebini yakalamak için bir kere her halükarda rezerv kapasiteniz olması lazım.
Yenilenebilir enerji çok faydalı, fakat güvenilirlik açısından rüzgar esmediği zaman, yağmur yağmayıp su yeterince olmadığı zaman elektriği üretme şansınız yok. Bu durumda bunu ikame edecek başka bir hazır enerji kaynağı olması lazım. Bu da gaz ya da kömür santrallerinden olacak, bugünkü teknoloji ile başka alternatif yok."
Elektrik üretiminin büyük yatırımlar olduğunu dolayısıyla çok para gerektirdiğini söyleyen Danışman, "Yatırıma bugün karar veriyorsunuz, projenin geliştirilmesi, ÇED izninin alınması, eğer başarılıysanız ve finansmanının sağlanması en az 3 sene. İnşaatı 3-4 sene. Sekizinci senede para kazanmaya başlıyorsunuz. Demek ki bu gün bir karar verirsek 2020'nin elektrik tarifesinin ne olacağını bilmeniz lazım ve siz ondan sonra 40 sene para kazanacaksınız. Demek ki bizim 2020'den 2050'ye kadarki olası elektrik fiyatını tahmin etmemiz, oradan gelecek getiriye hem sermayedarı hem de bankayı ikna etmemiz lazım ki 300-500 milyon dolar parayı bulalım ve yatırımı yapalım. Bu yatırımlar olmadan 2023 hedeflerine ulaşılamaz" değerlendirmesinde bulundu.
-"İzin için çok zaman harcıyoruz, kapısını çalmadığımız kamu kuruluşu yok"-
Bu yatırımların yapılmasını mümkün kılacak bir piyasa ortamının olması gerektiğini anlatan Danışman, şöyle konuştu:
"Hem ekonomik hem de regülasyon olması lazım. Bir hedef konuldu ve bunun da teşvik edilmesi lazım. Teşvik derken, şirketlere doğrudan doğruya ilave bir maddi imkan sağlanmasını kastetmiyorum. En büyük teşvik gerçek anlamda serbest piyasa sistemine geçilmesi ve piyasanın likidite olması.
İzinler konusunda da çok zaman harcanıyor. Çünkü siz her türlü kamu kuruluşu ile muhatap olmak durumundasınız, Türkiye'de kapısını çalmadığımız bir kamu kuruluşu yok. Askeriyeden denizle ilgili, hava ile ilgili bir süreç ve her kurum size kendi mevzuatına göre bakıp cevap veriyor. Birinden izin almadan diğerine gidemiyorsunuz. Bunların hepsini aynı anda paralel yapamıyorsunuz."
Yeni çıkacak Elektrik Piyasası Kanunu'na da değinen Danışman, kanun çalışmalarının paydaşların görüşlerini sunabileceği bir platformda hazırlandığını ifade etti. Danışman, "Kanunun çıkmasının bizi biraz daha ileri taşıyacağını, özellikle piyasanın likiditesinin serbestleşmesi konusunda kazanımlar getireceğini düşünüyoruz" dedi.
-"Yanlış uygulamayla teşvikler yurtdışına yönlendirilmemeli"-
Danışman, bankaların enerji sektörüne yaklaşımına ilişkin soruya ise,
"Enerji sektöründe şu anda büyük, küçük çok sayıda proje var. Finansman kaynağı da ne kadar çok olursa olsun sınırlı. Özellikle bankalarda şu dönemde tercih yaparken kuvvetli sermayedarı olan, geri ödeme kapasitesi olan, üretilen ürünü pazarlama, satma imkanına sahip üst şirketleri daha çok tercih ediyorlar. Şu anda Türkiye'de büyük, mega diyeceğimiz birçok proje var. Bunların hepsi aynı bankalardan para arayışı içinde" yanıtını verdi.
Türkiye'nin 2023 hedeflerini karşılamak için gereken enerji üretimini sadece güneş santralleriyle veya jeo termalle karşılamanın mümkün olmadığına dikkati çeken Danışman, "Bir taraftan siz sanayiciye, konutlara ucuz elektrik verme taahhüdünde bulunurken diğer taraftan çok daha pahalıya elektrik üretme durumunda kalacağınız, küçük kapasiteli, verimliliği daha küçük projelere yatırım yaparsanız ikisi birbiriyle çelişiyor. Aradaki farkı kim ödeyecek-" diye sordu.
Elektrikte yatırımı bir anda patlatacak seviyede bir teşvik olmadığını, piyasa riski ile teşviğin hemen hemen aynı seviyede olduğunu savunan Danışman,
"Almanya'da, İspanya'da verilen teşvik öyle büyük ki herkes işini gücünü bırakıp bu yatırımlara dönüyor. direkt teşvik ayağına baktığınız zaman Avrupa'da çok büyük teşvik veriyorlar, Türkiye'de vermiyorlar" dedi.
Danışman, teşviklerin mutlaka bir hedefinin ve döngüsünün olması gerektiği uyarısında bulunarak, "Bir teşvik veriyorsunuz, o para yurt dışına gidiyor ve geri gelmiyorsa makine ekipman fiyatı olarak kalkıp yurt dışına gidiyorsa siz yurt dışını teşvik ediyorsunuz, Türkiye'yi teşvik etmiyorsunuz" değerlendirmesini de yaptı.
Yayıncı: Zekeriya Gülün - İSTANBUL