9. Kurumsal Yönetim Zirvesi
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) İkinci Başkanı ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Kurumsal Yönetim Komitesi Başkan Yardımcısı Bekir Sıtkı Şafak, kurumsal yönetim ilkeleriyle piyasalarda güven ve hesap verebilirlik olgusunun oluşturulmasının amaçlandığını belirterek, "Böylelikle sürdürülebilir ekonomik büyüme ve finansal istikrar destekleniyor" dedi.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) İkinci Başkanı ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) Kurumsal Yönetim Komitesi Başkan Yardımcısı Bekir Sıtkı Şafak, kurumsal yönetim ilkeleriyle piyasalarda güven ve hesap verebilirlik olgusunun oluşturulmasının amaçlandığını belirterek, "Böylelikle sürdürülebilir ekonomik büyüme ve finansal istikrar destekleniyor" dedi.
Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) tarafından 9. Kurumsal Yönetim Zirvesi kapsamında düzenlenen "Yeni OECD Kurumsal Yönetim İlkeleri'nin Türk Sermaye Piyasalarına Yansımaları" oturumu, TKYD Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Yayla'nın moderatörlüğünde gerçekleştirildi.
Oturumda konuşan Bekir Sıtkı Şafak, OECD'nin yeni kurumsal yönetim ilkelerine ilişkin bilgi verdi.
Kurumsal yönetim ilkelerinin nihai bir hedef olmadığını vurgulayan Şafak, ülkelerin kurumsal yönetim ilkelerinin yayınlanmasını teşvik ederek öncelikle piyasalarda güven ve hesap verebilirlik olgusunu oluşturmayı amaçladığını söyledi.
Şafak, böylelikle sürdürülebilir ekonomik büyüme ve finansal istikrarın desteklendiğini aktararak, "Bu sayede de sermaye piyasalarına erişim kolaylaşmış oluyor ve yatırımlar artıyor" dedi.
OECD kurumsal yönetim ilkelerindeki güncellemenin G20 ülkelerine de sunulduğunu aktaran Şafak, Türkiye'nin de bu süreçte ciddi bir katkı sağladığını anlattı.
Şafak, yeni kurumsal yönetim ilkelerindeki bazı önemli hususlara da değinerek, şunları ifade etti:
"Borsaların kurumsal desteklemedeki rolü biraz daha vurgulandı. İlke setinin şirketlere ve ülkelere özgü durumlara göre esneklik gösterebilecek şekilde formüle edilebileceği belirtildi. İlişkili taraf işlemlerinin onay süreci tanımlandı. Yatırım zincirinin her bölümünde uygun teşviklere ihtiyacı anlatan yeni bölüm eklendi."
"Yönetim kurulu başkanlarının tam zamanlı olması doğru değil"
İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) Başkanı ve TKYD Yönetim Kurulu Üyesi İlhami Koç da kurumsal yönetim anlayışıyla 2000'li yıllarda nasıl tanıştığını anlattı.
Kurumsal yönetimin, Türkiye'de gerçekten hızla sahiplenildiğini aktaran Koç, şunları kaydetti:
"Zaman içinde uzmanlaşmayla, sınır ötesi işlemlerle şirketler büyüdü ve eskiden gelen yönetim anlayışı artık yetmemeye başladı. Güç daha çok üst yöneticide, yani icranın başındaki insanda oluşmaya, güçlü üst yöneticiler ortaya çıkmaya başladı. Sonrasında güç farklı yerlere dağılsın, hesap verilebilirlik, şeffaflık artsın diye buralara geldik. Ben genel olarak Türk iş dünyasının bunu benimsediğini düşünüyorum."
Koç, kurumsal yönetim konusunda bir takım sorunlar bulunduğuna da dikkati çekerek, bunların başında yönetim kurulu başkanı ve genel müdür çatışması geldiğini söyledi.
ABD'de çatışmanın önlenmesi için bu iki unvanın genelde bir kişide toplandığını ancak Türkiye'de bunların birbirinden ayrıştığını anlatan Koç, şunları ifade etti:
"Ben pek yönetim kurulu başkanlarının tam zamanlı olması doğru değil diye düşünüyorum. 'Yönetim kurumlarına ne kadar kamu müdahalesi olmalı?' sorununa gelince, özellikle büyük şirketler artık bir hissedarın şirketi olmaktan çıkıp, toplumun şirketi olmaya başlıyor. Türkiye'de de pek çok şirket sayabiliriz. Öyle olunca bu şirketlerin sistemik risk taşıdığı varsayılıyor. Dolayısıyla kamunun gerektiğinde buna müdahale edebilme şansı gerekiyor.
Ayrıca, şirket içinde yönetim kurulu başkanı tavrı veya yönetim kurulu üyelerinin birinin tavrı nedeniyle sıkça hesap sorulmaya başlandığı andan itibaren, icra her şeyi önünüze getiriyor. İcrai işler, yönetim kurulu işlerinin önüne geçiyor. Bunun çözümü her şeyi sorgulamamak."
Koç, kadın üye meselesinin de sıkça karşılaşılan sorunlardan biri olduğunu dile getirerek, "Ülkemizde zorunluluk olmamakla birlikte tavsiye edilen kotalar var. Bu da bence ciddi sorunlardan biri. Bir şirket için yönetim kurulunu seçerken, o şirkete faydalı olacak insanları seçmelisiniz, cinsiyetin hiç önemi yok. Kadın üye az veya çok olabilir. Bunu bir takım yasal yollarla zorlamak, şirketlerde çok sorun oluşturuyor" değerlendirmelerini yaptı.
"Dünyada Türkiye'nin elektronik genel kurul sistemi örnek gösteriliyor"
Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Yakup Ergincan da MKK'nın görev ve yetkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Şirketlere dair pek çok bilginin toplanıp analiz edilebildiği bir alt yapı oluşturduklarını ve bu yazılımı kendilerinin yaptığını belirten Ergincan, "45 milyon hesap, 25 milyon yatırımcı, bunun 3,5 milyonunda bakiye var. Biz bütün bu sermaye piyasasının DNA'sını tutuyoruz. Kurumsal yönetim aslında doğru bilginin zamanında, şeffaf şekilde ilgili paydaşlara aktarılmasını ve bunun karar alma süreçlerinde etkili etmesinde önemli bir fonksiyonu ifade ediyor" diye konuştu.
Ergincan, dünyada Türkiye'nin elektronik genel kurulu sisteminin örnek gösterildiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
"Sınır ötesi engel ve oy kullanmanın önündeki bütün sorunları kaldırdık. Çünkü borsada işlem gören halka açık şirketlerin büyük kısmı yabancılara ait. Yabancılar, elektronik olarak oy kullanmak istiyor. Yerlilerin fiziki olarak katılma imkanı var ancak katılamayacak durumda olurlarsa elektronik genel kurulu kullanabiliyorlar. 2011 yılında toplam elektronik genel kurullara katılım sayısı 9 bin iken 2012'de 8 bine düştü. Bu rakam 2013'te 19 bine, 2014'te 20 bine, 2015'te ise 23 bine yükselmiş. Ekim 2012'den bu yana 1.200'e yakın genel kurul yapmışız."
"2023'te 10 büyük ekonomi arasına girme hedefi yakalanabilir"
Yakup Ergincan, MKK iyi yönlendirilebilirse sermaye piyasalarının veri bankası, bilgi hubı ve finansal bilgi merkezi olarak kullanılabileceğini dile getirdi.
Şu anda 25 milyon yatırımcının her türlü iletişim, kimlik bilgilerine erişim sağlanabildiğini aktaran Ergincan, "Herkes patentini, iş ve yatırım alışkanlığını size yansıtıyor. Buradan hareketle bir endeks hesapladık. Haftalık 960 bin hisse senedi yatırımcısının, hareketlerini takip ederek, risk iştahı 50 puanın üzerindeyse arttığını, 50'nin altında ise azaldığını gösteriyor" ifadelerini kullandı.
Ergincan, herkesin üzerine düşeni yapması durumunda 2023'te 10 büyük ekonomi arasına girme hedefinin yakalanabileceğini dile getirerek, kendilerinin de 2023'te dünyadaki en etkin çalışan MKK olmayı amaçladıklarını söyledi.
Devreye aldıkları projelerin ana hedefinde bu hedeflerin bulunduğunu aktaran Ergincan, "Biz, 'Ben bu kadar büyük verinin üzerinde oturayım, yazılımı kendim yapmama rağmen hiçbir şekilde yazılım ihracını düşünmeyeyim ama biz 2023'te dünyadaki en iyi on MKK'dan biri olayım' diyemeyiz. Bunu başarmak için herkes üzerine düşeni yapmalı. Biz MKK olarak yapıyoruz. Hata yapmaktan kaçınarak kimse bir yere varamaz" diyerek konuşmasını tamamladı.