6. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi

Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Başkanı Mustafa Serdar Ataseven, rüzgar yatırımlarının son 10 yılda hızla geliştiğini belirterek, "1 Kasım 2007 rüzgar yatırımları için bir milattı. 10 yıl içerisinde rüzgar yatırımları yanında 7 kule, 4 türbin kanadı, 2 jeneratör ve 2 dişli kutusu üreticisini rüzgar sanayisine kazandırdık." dedi.

TÜREB tarafından düzenlenen 6. Türkiye Rüzgar Enerjisi Kongresi'nin (TÜREK) açılışında konuşan Ataseven, rüzgar enerjisi sektöründe son 10 yıldaki gelişmelerin sonraki yıllarda hızla devam edeceğini aktardı.

Ataseven, rüzgar sektörünün belli bir olgunluğa ulaştığına işaret ederek, "Rüzgarda, 2015 yılından kalan 3000 megavatlık lisansların tamamlanmasını, ikinci Rüzgar Enerjisi Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) detaylarını bekliyoruz, bir de Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması'nın (YEKDEM) 2020'den sonraki süreçteki durumunu bekliyoruz." diye konuştu.

İki günlük etkinlikte rüzgar sektörü adına tüm paydaşların buluşacağı verimli bir buluşma olacağını ifade eden Ataseven," İki gün boyunca Türkiye'de rüzgarın geldiği noktayı ve geleceğini konuşacağız. Rüzgar sektörü, özellikle son 10 yılda hızla gelişti. 1 Kasım 2007 rüzgar yatırımları için bir milattı. 10 yıl içerisinde rüzgar yatırımları yanında 7 kule, 4 türbin kanadı, 2 jeneratör ve 2 dişli kutusu üreticisini rüzgar sanayisine kazandırdık." ifadelerini kullandı.

Karbonsuz ekonomide yenilenebilir vurgusu

Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) Genel Sekreteri Steve Sawyer da Türkiye'deki rüzgar enerjisi sektörünün başarısını ilgiyle izlediklerini aktararak, rüzgar enerjisinin eskisi gibi maliyeti yüksek teknolojili bir enerji kaynağını olmadığını ifade etti.

Güneş ve rüzgar enerjisi sektöründe maliyetlerin sürekli bir düşüş gösterdiğini belirten Sawyer, şöyle devam etti:

"Güneş ve rüzgar, bu iki enerji kaynağı en güvenli enerji kaynağı haline geldi. Son 10 yılda kurulum artış gösterdi ve maliyetlerde düşüş görüldü. Güneş enerjisi ve rüzgar enerjisi maliyetleri her sene düşüş kaydediyor. Bu iki enerji kaynağına hem maliyetler açısından hem de iklim değişikliği kaygılarına çözüm olması açısından yönelmek gerekiyor."

Sawyer, iklim değişikliğinin 5 ila 10 yıl içinde tüm dünyayı etkisi altına almadan önce, özellikle elektrik, ulaşım ve ısınma sektörlerinde temiz kaynaklara yönelmek gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Dünyaya baktığımızda özellikle yenilenebilir enerji ihaleleri artıyor, feed-in tariff dediğimiz devlet desteği zamana göre değişiklik gösteriyor. Karbonsuz ekonomiye geçmek için en uygun maliyetli alanlara, enerji kaynaklarına yönelmeliyiz. Küresel anlamda fiziksel ve teknolojik kabiliyetimiz var. Enerji piyasası açısından da karbonsuz enerji piyasası oluşturmak mümkün."