Haberler
Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı: İran tehdidine odaklanmak

Netanyahu ateşkesin ardında yatan sebebi açıkladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

Rusya bir kez daha ABD füzeleriyle vuruldu, Savunma Bakanlığı 'Yanıt verilecek' dedi

ABD füzeleriyle bir kez daha vurulan Rusya'dan dünyayı korkutan açıklama

2018 Yılında Ekonomideki Tablo Çok Değişmeyecektir"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İSTANBUL Kültür Üniversitesi (İKÜ) İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, 2017 yılını Türkiye için bütçe açığı ve Türk lirasının hızlı değer kaybının yaşandığı dönem olarak değerlendirdi.

İSTANBUL Kültür Üniversitesi (İKÜ) İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın, 2017 yılını Türkiye için bütçe açığı ve Türk lirasının hızlı değer kaybının yaşandığı dönem olarak değerlendirdi. 2018 yılında da tablonun çok değişmeyeceğini aktaran Prof. Dr. Alçın, cuma günü açıklanacak olan asgari ücretin bin 650 lira olabileceğini söyledi.

2017 yılı Türkiye ekonomisini değerlendirip, 2018 yılı için öngörülerde bulunan Prof. Dr. Alçın, "2017 yılı son 2 yılda geçirdiğimiz üç seçimin ağır harcama faturasıyla geçti. Özellikle seçim dönemlerinde kamu harcamalarındaki artış ciddi bütçe açığına yol açtı. Bunun sonucunda hazine geçmiş dönemlerde olmadığı kadar borçlanma yoluna gitti. Bu borçlanma beraberinde faiz oranlarında yukarı yönlü bir baskı yaratmış oldu. Özellikle üretimdeki ithal girdi bağımlılığını da hesaba kattığımızda dolar kurundaki yükseliş Türkiye'nin dış finansman ihtiyacını artırdı. 2017 Türk lirasının hızlı değer kaybı yaşadığı bir dönemdi. Yani 2017 yılında iki başlık öne çıktı; bütçe açığı ve Türk lirasının hızlı değer kaybı" dedi.

"ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTEKİ BÜYÜMEYİ YÜZDE 11 YAPAN ŞEY, 2016 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTEKİ DARALMADIR"

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK)  mevcut büyüme rakamlarını 2 yıldır zincirleme hacim endeksle ölçtüğünü dile getiren Prof. Dr. Alçın, şöyle konuştu:

"Bu endeks üretim artışına değil üretkenlik artışına göre büyümeyi ölçüyor. Üretkenlik artışının sebepleri çok farklı olabilir. Yüzde 11 dediğimiz üçüncü çeyrek büyümesi, yıllık bazda baktığımız da yaklaşık yüzde 5'lik bir büyüme bekleniyor. Fakat üçüncü çeyrek büyümesini yüzde 11 yapan şey, 2016 yılı üçüncü çeyreğindeki ciddi daralmadır. Türkiye'de inşaat sektöründe üretkenlik artışı son 5 yıl içerisinde büyük oranda yükseldi. Burada özellikle Irak ve Suriye'den gelen göçmen işçilerin sektördeki ücrete bağlı maliyetleri aşağıya doğru çektiğini görüyoruz.

"Ücrete dayalı maliyetin azalması üretim artışı değildir ama üretkenlik artışıdır. Dolayısıyla bu da büyümeye yol açan bir sebep. Toplamda ürettiğimiz bina sayısı artmıyor ama aynı sayıda binayı daha ucuza ürettiğimizde üretkenliğimiz artıyor."

"DİKENLERİNDEN AYIKLANAN GÜL ORTAYA ÇIKARILMAYA ÇALIŞILIYOR"

Taşeron işçilere kadro düzenlemesiyle dikenlerinden ayıklanan gül ortaya çıkarılmaya çalışıldığını ifade eden Prof. Dr. Alçın, "Yeni KHK ile kamu ve belediyelerde taşeron işçi düzenlemesiyle işçiler; yazılı sınava girecekler, memur olma şartı taşıyacaklar, uygulamalı sınav gerekli görülürse yapılacak ve işçiler mülakata alınacak, güvenlik soruşturmasından geçecekler ve mevcut bütün saklı haklarından vazgeçecekler. Yani  aranan şartlarla dikenlerinden ayıklanan gül ortaya çıkarılmaya çalışılıyor" dedi.

"2018 YILINDA DA BENZER BİRTABLO DEVAM EDECEK"

Ulusal paranın değerini belirleyen şeyin o ulusal ekonominin gücü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Alçın, şöyle konuştu:

"Bunu böyle kabul etmemiz gerekiyor. Dolar neden Türk lirası karşısında değer kazanıyor? dediğimizde, ABD'nin gücünü görüyoruz. Eğer sizin üretiminizin yüzde 96'si ithal girdiye bağlıysa yani döviz olmadan üretiminizi gerçekleştiremiyorsanız, petrol bağımlısı bir ülkeyseniz yani dövize ihtiyacınız bol ise o zaman o dövizin fiyatı yükselmeye devam edecektir.

"Cari açık diye sorununuz varsa sürekli olarak yabancı para girişine ihtiyacınız vardır. Bu da ülke içerisinde faiz oranının sürekli yüksek seyretmesi sonucunu doğuruyor. Çünkü yabancı kısa vadeli sermayeyi çekebilmek için faizleri yüksek tutmak zorundasınız. İçeride de yatırımları düşürüyor. Çünkü faiz artıkça kredi maliyetleri yükseliyor ve firmalar yatırım yapmaktan kaçınıyor. Öte yandan Türkiye'nin son 4- 5 yıl içerisinde bölgedeki savaşın da etkisiyle ihracat olanaklarında daralma olduğunu görüyoruz. Bu da tabi ki daha az satıyorsan bağımlılığın da artıyor anlamına geliyor.

"DOLAR 2018 YILINI 4,25 İLE KAPATIR DİYE ÖNGÖRÜYORUM"

"Şimdi 2018 yılında da benzer bir tablonun devam edeceği aşikar. Döviz kurundaki hareketler sürekli hızlı biçimde yukarı gidecek diye bir şey yok tabi dalgalı bir seyirle gidecektir. Yani ekstra bir durum olmazsa doların 4.25 civarı ortalamayla 2018 yılını kapatacağını öngörüyorum."

- İstanbul

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Ekonomi
title