12. Türk Arap Ekonomi Forumu
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Halim Mete, Türkiye'nin en zor stres testinden başarıyla çıktığını belirterek, "Türkiye'ye yatırım yapan asla kaybetmez. Bunu da özellikle Arap yatırımcılarımızın dikkatine sunuyorum.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkan Yardımcısı Halim Mete, Türkiye'nin en zor stres testinden başarıyla çıktığını belirterek, " Türkiye'ye yatırım yapan asla kaybetmez. Bunu da özellikle Arap yatırımcılarımızın dikkatine sunuyorum." dedi.
Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) resmi desteğinde, Borsa İstanbul ve Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı işbirliğinde Al-Iktissad Wal-Aamal Group (AIWA) tarafından düzenlenen 12. Türk Arap Ekonomi Forumu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in katılımıyla (TAF'2017) başladı.
Forumun açılışında konuşan Mete, Türklerin ve Arapların, komşuluğun ve kardeşliğin getirdiği çok güçlü bağlara sahip olduğunu belirterek, ortak değerleri, kültür ve inançları bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin 2003'ten bu yana yaşadığı ekonomik gelişmelerden bahseden Mete, 2016 gibi zor bir yılda bile ihracatın miktar bazında arttığını, ülkeye geçen yıl 6 milyar doları 15 Temmuz darbe girişiminden sonra olmak üzere toplamda 12,3 milyar dolarlık doğrudan uluslararası yatırım geldiğini anlattı.
Mete, Türkiye'nin uluslararası yatırımcılar gözünde istikrarı ve güveni muhafaza ettiğini kaydederek, yine 2016'da ülkede 5 bin 369 uluslararası sermayeli şirket ve şube kurulduğunu bildirdi.
Toplam 198 yerli sermayeli şirkete de uluslararası sermayenin ortak olduğunu aktaran Mete, bunların yüzde 57'sini yakın ve Orta Doğu ülkeleri, yüzde 20'sini ise AB ülkeleri şirketlerinin oluşturduğunu aktardı.
Mete, 2008'de başlayan küresel ekonomik kriz ve sonrasında bile Türkiye'nin ciddi büyüme oranları yakaladığını ve önemli bir istihdam yarattığını belirterek, "En zor stres testinden başarıyla çıkan bir Türkiye var karşınızda. O yüzden ben hep şunu söylüyorum. Türkiye'ye yatırım yapan asla kaybetmez. Bunu da özellikle Arap yatırımcılarımızın dikkatine sunuyorum." ifadelerini kullandı.
"Türkiye'ye doğrudan yatırımların yüzde 74'ü Avrupa'dan"
Mete, Türkiye'deki uluslararası doğrudan yatırım miktarının 140 milyar dolara ulaştığını ifade ederek, bunda en büyük payın yüzde 74 ile Avrupa ülkelerine ait olduğunu, İslam coğrafyasının payının yüzde 12'de kaldığını söyledi.
İslam ülkelerinin yurt dışına yaptıkları yatırımlar içinde Türkiye'nin payının çok düşük seviyede olduğunu dile getiren Mete, Birleşik Arap Emirlikleri'nin 94 milyar dolarlık küresel yatırımın sadece 4 milyar dolarını, Kuveyt'in 73 milyar doların 2 milyar dolarını, Katar'ın 52 milyar dolarlık yatırımının sadece 1 milyar dolarını, Suudi Arabistan'ın da 43 milyar dolarlık yatırımın sadece 2 milyar dolarını Türkiye'de yaptığını anlattı.
Mete, "Özetle, bu 4 ülkenin 262 milyar dolarlık doğrudan dış yatırımlarının ancak yüzde 4'ü Türkiye'de. Avrupalı yatırımcı kazanç fırsatını görüyor ve Türkiye'ye yatırıma geliyor. Arap kardeşlerimizden de daha fazla yatırım bekliyoruz." dedi.
"Ortak iş yapmalıyız"
Mete, Türkiye'nin toplam dış ticaretinin sadece yüzde 8'ini Arap Ligi ile yaptığını belirterek, Arap Liginin ise toplam ticaretinin sadece yüzde 1'ini Türkiye ile yaptığını bildirdi.
"Açık söylüyorum, sahip olduğumuz alanı, doğal kaynakları, nüfusu ve potansiyeli göz önünde bulundurursak, bu rakamlar denizde bir su damlasıdır." diyen Mete, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık yeni bir atılımı yapma zamanı gelmiştir. Ben hepinizin gözlerinde bu umudu görüyorum. Birbirimize inanırsak bunu başarabileceğimizi biliyorum. Zenginliğimizi artırmanın tek yolu İslam ülkeleri arasındaki ticareti canlandırmaktır. Bunu sağlayabilirsek, neyi başarabileceğimizin en somut örneği yanı başımızda. Asırlarca birbirine düşman olan Batı dünyası, birbirleriyle yaptıkları ticareti arttırdılar ve böylece birlikte zenginleştiler. AB ülkeleri, dış ticaretinin yüzde 70'ini birbirleriyle yapıyor."
Mete, arzuladıkları ekonomik iş birliğini istenilen seviyelere çıkarmak için ilk şartın gerekli hukuki zemini oluşturmak olduğunu kaydederek, vizesiz seyahat ve malların serbest dolaşımı konusunda harekete geçilmesi gerektiğini bildirdi.
Öncelikle Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi Serbest Ticaret Anlaşması'nın müzakerelerinin tamamlanması gerektiğini vurgulayan Mete, serbestleşmenin istenilen ticaret hacmi seviyesine çıkmaya katkı sağlayacağını söyledi.
Mete, iş birliği anlaşmalarının ve yakın ilişkilerin ekonomik ilişkideki önemine değindi.
"Birbirimize daha fazla ihtiyacımız var"
Mete, içinde bulundukları süreçte Türkiye ile Arap coğrafyasının birbirine her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu belirterek, 2000'lerin başından bu yana, son 16 yılda Arap ülkeleri ile Türkiye'nin ticaret hacminin 7,5 kat artarak 47 milyar dolar seviyesine ulaştığı bilgisini verdi.
Turizmde, doğrudan yatırımda, ihracat ve ithalatta yaşanan artışlara değinen Mete, petrol dışında yatırım yapmayı amaçlayan Arap ülkelerinin Türkiye'nin tecrübelerinden faydalanabileceğini aktardı.
Mete, "Bu coğrafyanın insanı zenginleşecekse, bunu da bu coğrafyanın iş adamları yapacak. O halde birlikte çalışmalı, birlikte yükselmeliyiz. İki kardeş nasıl kazanırsa, nasıl kazanması gerekiyorsa o şekilde hareket edelim. Hem ikili ilişkilerle ticaretimizi geliştirelim, hem de ortak yatırımlarla üçüncü ülkelere açılalım." ifadelerini kullandı.
"Karşılıklı yatırımlar artıyor"
Al-Iktissad Wal-Aamal (AIWA) Group Direktörü Velid Ebu Zaki, Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında iş birliği, ticaret ve doğrudan yatırımın arttığını belirterek, bunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Körfez bölgesine verdiği ciddi önemin ve Körfez ülkelerin yöneticilerinin Türkiye'ye yaptığı ziyaretlerin etkisi olduğunu söyledi.
Türkiye'nin ve Körfez ülkelerinin bölgesel refah ve barış için çalıştıklarını dile getiren Zaki, bu alanda yapılan çalışmalardan bahsetti.
Zaki, Türkiye ile Körfez ülkelerinin ilişkilerde 12 yıl boyunca büyük başarılar kaydettiğini dile getirerek, daha da başarılı olunması gerektiğini vurguladı.
Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticaret hacminin 2003'te 9 milyar dolar olduğunu anımsatan Zaki, bu rakamın 5 misline ulaştığını, 2017'de rakamın daha da artarak 70 milyar doları bulmasının beklendiğini bildirdi.
Zaki, "Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki karşılıklı yatırımlar artıyor. Yüzlerce Türk şirketi Körfez bölgesinde yatırım yapıyor. Batı tarafından gelen yatırımın azalmasıyla Arap ülkelerin yatırımları artabilir. Ancak bu konuda daha büyük teşvikler sağlanmalı ve engeller kaldırılmalı." dedi.
Türkiye ile büyük gurur duyduklarını ve Türkiye'nin tüm baskılara rağmen dik durduğunu dile getiren Zaki, "Geleceğimiz daha güçlü ve daha parlak olması için ortak tarihçemizin de verdiği destekle iş birliği içinde hareket edeceğiz." dedi.