Haberler
Ankara'da FETÖ operasyonu! 7'si aktif görevde 35 Emniyet mensubu için gözaltı kararı

Ankara'da operasyon! Çok sayıda emniyet mensubu için gözaltı kararı

Bakan Güler: Zap'ta kilit kapatıldı, toplamda 2 bin 564 teröristin etkisiz hale getirildi

"Zap'ta kilit kapatıldı" diyen Güler ses getirecek rakamı ilk kez paylaştı

Kayapınar Belediye Başkanı Cengiz Dündar gözaltında

Belediye başkanı terör soruşturmasında gözaltına alındı

50 ülkeden İsrail'i yıkacak bir hamle daha: Tasarı resmen kabul edildi

50 ülkenin "Evet" dediği İsrail karşıtı karara 4 liderden "ret" oyu

12'nci Kalite ve Başarı Sempozyumu

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Tofaş Üst Yöneticisi Başaran: "Türkiye'deki pazarımız, global ölçekler, indikatörler dikkate alındığında son derece yetersiz" "Şu an geliştirmekte olduğumuz her şeyde de çok ağırlıklı olarak ihracata çalışıyoruz.

Tofaş Üst Yöneticisi (CEO) Kamil Başaran, Türkiye'de otomotiv pazarının, global ölçekler ve indikatörler dikkate alındığında son derece yetersiz olduğunu savunarak, "Şu an geliştirmekte olduğumuz her şeyde de çok ağırlıklı olarak ihracata çalışıyoruz. Sürekli ihracatla deplasmanlarda maç kazanamayız. Sahamızda çok güçlü bir altyapıya, sağlıklı bir pazara ve dünyaya entegre bir müşteri yapısına hitap edebilecek yetkinliklerimizi geliştirmemiz lazım" dedi.

Bursa Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (BUSİAD) ve Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Bursa Şubesince bir otelde bu yıl 12'ncisi organize edilen "Kalite ve Başarı Sempozyumu"nda, "Üretimde Sürdürülebilir Başarı" konulu oturumda konuşan Başaran, otomotiv sektörü için sürdürülebilirlik ve pazar büyüklüğünün çok önemli olduğunu söyledi.

Tofaş'ta 1984 yılında işe başladığında 20-30 bin adet olan üretim kapasitesinin bugün 400 binlere ulaştığını anlatan Başaran, "Türkiye'nin pazarına baktığımız zaman bugün anlamlı olarak son 3-4 senede 700 binin üzerine konumlandığı gibi son senelerde her türlü fırsatı kolladı. Geçen sene 854 binlerde bir pazar büyüklüğü. Demek ki bu boyuttaki bir pazarda, pazarın büyüklüğü bize sadece ürünlerimizi satmak için değil ama ürünlerimizi en rekabetçi vaziyette üretmek için imkan verdi. Yıllardan beri böyle bizi taşıdı. Bu nereye götürdü bizi? Üret, üret..." ifadesini kullandı.

Başaran, Tofaş'ın istihdam kalitesinde katedilen yola da değinerek, "Zeytin işçisi işçilerimiz vardı bizim. Zeytin zamanı, zeytin toplamak için izin alırlardı. Onlarla bu sanayiyi taşıdık, belli bir yere kadar getirdik ve şu anda hepsi, dünyanın en kaliteli çalışanları haline geldi" değerlendirmesinde bulundu.

İhracatta Ar-Ge'nin önemi

İç pazara dönük bir strateji geliştirildiğinde, politik, ekonomik, konjonktürel değişkenlerin pazarı etkilediğini dile getiren Başaran, sektörün sürdürülebilir bir kapasite, teknoloji ve katma değerle yolculuğuna devam etmesi gerektiğini vurguladı. Başaran, şöyle konuştu:

"Şimdi böyle baktığımızda, Türkiye'deki pazarımız, global ölçekler, indikatörler dikkate alındığında son derece yetersiz. Çünkü ürettiğiniz her türlü projenin ürünlerini biz habire iç pazara dönük vaziyette ne projelendirebiliriz ne Ar-Ge'sini yapabiliriz. Ar-Ge'sini yapmadığımız hiçbir üründe de son iki yıl dahil olmak üzere önümüzdeki tüm gelecekte, Türkiye'de Ar-Ge'si yapılmamış hiçbir ürünün dünyada iddialı olabileceğini, dünyaya ihraç edebileceğimizi kesinlikle düşünemiyorum... İç pazarda tek başına ürün yapmayla ilgili hiçbir stratejimiz kalmadı. Zaten Tofaş'ın Doblo'yla geliştirdiği yolculukta mutlaka 3'te bir oynadığımız takdirde, 3'te ikisini ihracata çevirmek üzere stratejilerimizi geliştirdik ve bunun sonunda da şu ana kadar çok sağlıklı yapılara kavuşturduk, tüm yaptığımız ürünleri. Şu an geliştirmekte olduğumuz her şeyde de çok ağırlıklı olarak ihracata çalışıyoruz. Sürekli ihracatla deplasmanlarda maç kazanamayız. Sahamızda çok güçlü bir altyapıya, sağlıklı bir pazara ve dünyaya entegre bir müşteri yapısına hitap edebilecek yetkinliklerimizi geliştirmemiz lazım."

Dış satım bölgelerini çeşitlendirmek

Başaran, ihracatsız bir iç pazar olamayacağı gibi iç pazarsız bir dış satımın da mümkün olamayacağını bildirerek, dünyanın tüm coğrafi bölgelerinin konjonktürel ve beklenmedik değişimler içinde olduğuna dikkati çekti.

Rusya örneğini veren Başaran, "Rusya'ya yatırım yapanların şu an ne kadar büyük sorunlarla karşı karşıya kalabileceklerini görüyorsunuz. Ukrayna ne oldu, ne olacak? Kimse bilmiyor. ya da Avrupa'ya kriz geldiği andan itibaren tüm üretimlerin aşağı gitmesi. Bu kriz döneminde öğrendiğimiz en önemli konulardan biri, ihracat bölgelerini çeşitlendirmek oldu" diye konuştu.

Sektörde mutlaka Ar-Ge yapılması, ürün geliştirilmesi gerektiğini anlatan Başaran, geliştirilen ürünün de tüm fikri ve sınai haklarının alınmasının önemini vurguladı. Başaran, bu çerçevede Türkiye'nin belli ürünlerle hap haline getirilmesi (bir üründe yalnızca tek ülkenin akla gelmesi) ve sadece Türkiye'de üretilen bir ürüne sahip olunması gerektiğini vurguladı.

"Çok kabadayı yatırımlar içine giriyoruz"

Doblo'nun ve Mini Cargo'nun her türlü fikri ve sınai hakkının Tofaş'ta olduğunu anımsatan Başaran, şunları kaydetti:

"Bir hafta evvel Brezilya'daydım. Koydular önüme 10 senelik perspektifi. 5 senede, şu anki 3,5 milyonluk pazar 4'lere doğru geliyor ama şu anda yapılmakta olan yatırımlarla beraber arada yaklaşık yüzde 40 mertebesinde boş kapasite var önümüzdeki 5 sene zarfında. Şimdi düşünün, çoğumuzun yabancı ortağı var ve Türkiye'de çok ciddi ve çok kabadayı yatırımlar içine giriyoruz. Şu son zamanlarda 1 milyar dolar açıkladık. Pozitif gidebilirsek önümüzdeki dönemde en az bu kadar daha bir yatırım açıklayabiliriz ama şunu unutmayalım; herkesin kendi sorunu var, kapasite doldurma sorunu var. Dolayısıyla hem Ar-Ge'siyle hem yatırımıyla Türkiye'ye böyle projeleri getirebilmek hakikaten çok meşakkatli bir iş. Bu, Ar-Ge teşvikiyle mi oluyor? İnanın değil ama karar almada psikolojik olarak çok önemli bu konu. Bu desteğin adının geçmesi, psikolojik olarak çok önemli. Bu konuda da son zamanlarda galiba biraz daha iyileştirmeye ihtiyaç var."

"Çin, Rusya, Hindistan'da iş birlikleri arıyoruz"

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Dudaroğlu ise Türkiye iç pazarının mutlaka büyümesini istediklerini aktararak, üretimlerinin en azından yüzde 60'ını iç pazara verebilmenin özlemi içinde olduklarını bildirdi.

İç pazarın şu anda doygun olduğuna işaret eden Dudaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Şu anda üretim, imalat anlamında doygun olan iç pazara yönelik çalışmamızı sürdürdüğümüz takdirde bir adım ileriye gidemeyeceğimizi gördük. Doğaldır ki kendi ürünlerimizi önce iç pazardaki ana sanayimizin önderliğinde uluslararası alanda pazarlamayı yeğlerken bunun yanı sıra aftermarkette (satış sonrası yedek parça) çok ciddi aksiyonlar almaya başladık. TAYSAD olarak yapmaya çalıştığımız; dünyanın çeşitli yerlerindeki ana sanayi firmalarına kendi üyelerimizi taşımak, oralarda yeni iş imkanlarını bulabilmek. Bunlarla birlikte üretimin Çin, Rusya'ya doğru kayması. Hindistan önemli bir pazar olma durumunda. Bu ülkelere gidip buralarda iş birlikleri arıyoruz. Amerika'da, Brezilya'da, Meksika'da iş birlikleri arıyoruz. Üretimin yoğunlaştığı dünyanın çeşitli bölgelerindeki 19 ülkede 22 yatırım yapılmış durumda şu anda. Burada Rusya, Çin öne çıkıyor."

Dudaroğlu, yan sanayideki ara eleman sıkıntısına da değindi.

Bu konuda karşılaştıkları güçlüklere dikkati çeken Dudaroğlu, "Yaklaşık 2-3 aydır ara eleman bulmakta zorlanıyoruz, bulamıyoruz. Olay ücret de değil. Talep olmadığından bulamıyoruz. Üniversitelerden bu kadar mezun varken işsizlik oranımız da bu kadar yüksekken 'Acaba yetkin insan sayısı, bu oran içinde çok az mı da bulamıyoruz' gibi bir soru akla geliyor. Ar-Ge departmanı kuruyorsunuz, yetkin mühendis bulabilme şansınız şu anda yok" görüşlerini iletti. - Bursa

Kaynak: AA / Ekonomi
title