10. Büyükelçiler Konferansı

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, ekonomide yaşanan gelişmeler nedeniyle iş dünyasının zorluklara göğüs gerdiğini belirterek, "Canımız sıkkın ama moralimiz bozuk değil. Gelecekten umudumuzu asla kesmiş değiliz. Olanların farkındayız, diplomasi ve ekonominin, ticari diplomasinin birlikte çalışmasıyla gereken araçların doğru ve zamanında kullanılmasıyla hasarı en minimum seviyede atlatacağımıza da inanıyoruz." dedi.

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi, 10. Büyükelçiler Konferansı kapsamında çalışma yemeği düzenledi.

Olpak, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin köklü bir değişimden geçtiğini ve değişim sürecinin de farklı sancıları olabileceğini söyledi.

Son günlerde makroekonomiyle açıklanamayan bir takım olaylar nedeniyle iş dünyasının ciddi bazı zorluklara göğüs gerdiğine işaret eden Olpak, "Canımız sıkkın ama moralimiz bozuk değil. Gelecekten umudumuzu asla kesmiş değiliz. Olanların farkındayız, diplomasi ve ekonominin, ticari diplomasinin birlikte çalışmasıyla gereken araçların doğru ve zamanında kullanılmasıyla hasarı en minimum seviyede atlatacağımıza da inanıyoruz." diye konuştu.

Olpak, son gelişmeler karşısında ekonomi yönetiminin attığı adımların iş dünyası açısından önem taşıdığını belirterek, "İş dünyası olarak biz neler bekliyoruz? Mali disiplin, serbest piyasa, mali kurulların işleyişi, enflasyonla mücadele, üretim ve ihracatın kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi önceliklerimiz içerisinde." dedi.

Küresel ticaret savaşlarına da değinen Olpak, yaşananların dünya ekonomisinin yakın tarihinde bir ilk olmadığını ifade etti. Ticaret Bakanlığının Rusya, Meksika, Hindistan ve Çin'i öncelikli pazarlar olarak almasının önemine dikkati çeken Olpak, şunları kaydetti:

"Bu noktada farklı pazarları konuşurken, farklı pazarlardan elde edeceğimiz olumlu gelişmelere inanırken Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile olan ticari ilişkilerini bütünüyle ikame edemeyeceğini, aslında ikame etmemesi gerektiğine de inanan bir grubuz. O nedenle yeni pazarlarla birlikte hem Gümrük Birliği'nin güncellenmesi hem de Brexit sürecinden bizim etkilendiğimiz noktalarda alınacak tedbirler bizim açımızdan da önceliğini koruyor."

"Fabrikalarımız daha fazla çalışacak"

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle de Türkiye'nin son 15 yılda

hem siyasi hem ekonomik alanda büyük bir atılım gerçekleştirdiğini, bu başarının bazı stratejik ortakları rahatsız ettiğini, son günlerde ise ekonomiye karşı açık bir saldırı halinin olduğunu söyledi.

Böyle bir dönemde ihracatçıların "bekle-gör" anlayışıyla üretimlerini durdurmayacağının altını çizen Gülle, "Tam tersine fabrikalarımız daha da fazla çalışacak.

İhracatımızı daha fazla nasıl artıracağımızın yollarını arayacağız." dedi.

Gülle, geçen yılı ihracatta atılım yılı ilan ettiklerini anımsatarak, şunları kaydetti:

"2018'i sıçrama yılı ilan ediyoruz. Allah'ın izniyle ihracatta 170 milyar doları aşacağız.

Cumhuriyet tarihimizin en yüksek rakamına ulaşacağız.

Sadece yıllık veride değil alt detaylarda da nice rekorlar kırıyoruz.

Bu yıl haziran ayı hariç,

her ay ilgili ayın ihracat rekorunu kırdık.

Mart ayında Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir ayda 15 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdik."

Milli parayla ticarette de yol kat ettiklerine dikkati çeken Gülle, "Sadece temmuz ayında 169 ülkeye ihracatta Türk Lirası kullandık.

Hükümetimizin attığı adımlarla birlikte

milli paramızı daha da fazla kullanmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

"Afrika'da finans kaynağına ihtiyaç var"

Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) Başkanı Mithat Yenigün ise Türk müteahhitlik sektörünce ilk işin alındığı 1972'den bu yana 370 milyar dolar tutarında 9 bin 400 proje gerçekleştirildiğini kaydetti.

Uluslararası gelişmelerle petrol ve doğalgaz zengini ülkelerin gelirlerinin azalması nedeniyle sektörün kapasitesinin azaldığını anlatan Yenigün, 2012-2015 döneminde 30 milyar dolara varan yıllık proje tutarının son yıllarda 10-14 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini dile getirdi.

Yenigün, son dönemde petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki hareketin etkisi ve hükümetin desteğiyle sektörün yeni pazarlar arayışına girdiğini belirterek, "Bu pazarlar eski pazarların yerini doldurmada zamana ve desteğe ihtiyaç duyuyor. Müteahhitler olarak en çok Afrika ülkelerini gezmeye başladık. Afrika ülkelerine yapılacak çok iş var ancak ciddi finans kaynağına da ihtiyaç var. Türk Eximbank ile çalışmalar yapıyoruz ancak bankanın imkanları bizim için yeterli olmuyor." dedi.