Üniversitelerde 'Gül' Değişimi
Abdullah Gül'ün Çankaya Köşkü'ne Çıkışının Ardından Devletin Zirvesinde Meydana Gelecek Değişim Merak Konusuydu. Gül'ün Göreve Gelişinden Sonra İlk Değişim Üniversite Camiasında Başladı.
Abdullah Gül'ün Çankaya Köşkü'ne çıkışının ardından devletin zirvesinde meydana gelecek değişim merak konusuydu. Gül'ün göreve gelişinden sonra ilk değişim üniversite camiasında başladı.
Yüksek Öğretim'in en tartışmalı konuları olan türban ve YÖK, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasının ardından yine gündemin ilk sırasına oturmaya başladı.
Daha önceki dönemlerde hem YÖK yönetimi hem de üniversite rektörleri türban ve Yüksek Öğretim Kurulu hakkında ağız birliği yapmıştı. Gül döneminde bu değişmeye başladı. Yeni atanan rektörler bu konular hakkında farklı bir dil kullanmaya başladı.
Gül'ün Teziç'in yerine atadığı yeni YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, türbanla ilgili bir soruya "Her türlü yasağa karşıyım" yanıtını verdi. Özcan'ın bu yanıtı türban yasağına karşı olduğu yönünde yorumlandı. Aynı yönde açıklamalar yeni atanan rektörlerden de gelmeye başladı.
İLK ÖRNEK BİLECİK ÜNİVERSİTESİ
Gül'ün Bilecik Üniversitesi Rektörlüğü'ne atadığı Prof. Dr. Azmi Özcan’ın İslam’da reformla ilgili yorumu dün en çok tartışma yaratan haberlerden biri oldu.
Özcan, Sakarya Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptığı dönemde, 30 Ocak 2006’da yazdığı, "İslam’da Protestanlaşma olmaz, çünkü..." başlıklı yazısında, çarpıcı yorumlarda bulunmuş. Özcan, Yahudilik ve Hıristiyanlık’ta reformun tarihi bir mecburiyet olduğunu, ancak İslam’da Protestanlaşmanın da, reformun da imkan dahilinde olmadığı ve tarihi açıdan da bunun mümkün olamayacağını savunmuştu:
"Bozulması da Allah’ın taahhüdüyle mümkün olmayacak bir dinin reforma ihtiyacı olamaz...İnanmamakta hürsünüz; ancak inanıyorsanız size intikal ettiği şekilde uygulamakla mükellefsiniz."
BUGÜN DE GALATASARAY REKTÖRÜ
YÖK Başkanı Özcan'ın görüşüne yine Gül tarafından Galatarasay Üniversitesi rektörlüğüne atanan Prof. Dr. Ethem Tolga'dan destek geldi. Tolga, türbanla ilgili bir soruya şu yanıtı verdi:
"Direkt türban olarak değil de, bireysel haklara ve insan haklarına önem veriyorum. Tabii hukuki zeminin de oluşturulması lazım. Hukukçuların konuyu tartışması lazım. Hukuki zeminin bence sağlamlaştırılması lazım."
Tolga YÖK'le ilgili ise şu yorumu yaptı: "Adı YÖK mü olur başka bir şey mi olur ama bir üst kuruluşa ihtiyaç var. Onun dışında üniversiteler serbest ve özgür olmalıdır."