Nedir bu Holokost cenderesi? İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın işaret ettiği katliamın tarihi
Almanya ziyareti kapsamında Başbakan Olaf Scholz ile düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Gazze'de yaptığı katliamlara vurgu yaparken dikkat çeken bir ifade kullandı. İsrail'e borcu olanların rahat konuşamadığını ifade eden Erdoğan, "Bizim İsrail'e herhangi bir borcumuz yok. Biz Holokost cenderesinden geçmedik" dedi. Peki nedir bu Holokost cenderesi? Detaylar haberimizde...
İsrail'in Gazze'de uyguladığı katliamın son bulması için diplomasi trafiğine Almanya'da devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son durağı Almanya oldu. Burada Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batılı devletlerin İsrail'in yaptıkları karşısında sus pus olmalarına dikkat çekmek için "Bizim İsrail'e borcumuz yok. Ama borcu olanlar rahat konuşamıyorlar. Biz Holokost cenderesinden geçmedik" şeklinde bir ifade kullandı. Erdoğan'ın sözleri ardından katliamın tarihi bir kez daha gündeme geldi.
İŞTE HOLOKOST KATLİAMI
Holokost, Nazi Almanyası rejimi ile onun müttefikleri ve işbirlikçileri tarafından Avrupa'daki altı milyon Yahudiye karşı devlet desteğiyle sistematik olarak gerçekleştirilen zulüm ve katliamları ifade eder. Holokost, Avrupa genelinde 1933-1945 yılları arasında kademeli olarak gelişen bir süreçtir. Bu süreçte soykırıma kurban giden toplam Yahudi sayısının 6 milyon olduğu biliniyor. İsrail'de Holokost'un kurbanları için her yıl 27 Nisan'da anma törenleri yapılıyor.
YAHUDİLERİN 3'TE 2'Sİ ÖLDÜRÜLDÜ
Holokost öncesinde sayıları dokuz milyonu bulunan Avrupalı Yahudilerin aşağı yukarı üçte ikisi öldürüldü. Bir milyon üzerinde Yahudi çocuk, aşağı yukarı iki milyon Yahudi kadın ve üç milyon Yahudi erkek Holokost'ta öldürüldü. Almanya ve Almanların işgal ettiği sınırlar içerisindeki 40.000 üzerindeki bir tesis ağı, Yahudi ve diğer kurbanları; toplamak, hapsetmek ve öldürmek için kullanıldı.
TOPLU İNFAZLA YAPILDI
Holokost'a giden süreçte şiddet ve soykırım aşama aşama gerçekleşti. Yahudilerin sivil haklarını elinden alan, en meşhuru 1935 yılındaki Nürnberg Yasaları olan birçok yasa Avrupa'da II. Dünya Savaşı patlak vermeden yürürlüğe girdi. Toplama kampları, mahkumların ya bitkinlikten ya da hastalıktan ölene kadar köle gibi çalıştırılmaları için kurulmuştu. Almanya'nın her işgal ettiği yerde paramiliter grup, Yahudileri ve politik muhalifleri toplu infazlarla öldürdü.
ÖLÜM KAMPLARINA GÖNDERİLDİLER
İşgalciler, Yahudileri ve Romanları gettolara hapsedip nakliye trenleriyle ölüm kamplarına gönderilmeden önce bir arada tuttular. Yolculuk boyunca ölmeyenler ya ölene dek çalıştırıldı ya tıbbi deneyler için kullanıldı ya da sistematik bir şekilde gaz odalarında öldürüldü. Alman bürokrasisinin her kolu, soykırımın lojistiğine yardım etti ve Üçüncü Reich'ı, Holokost akademisyenlerinin belirttiği gibi bir Soykırım Devleti'ne dönüştürdü.