Haberler
RTÜK'ten yayıncılık ilkelerini ihlal eden 4 diziye ceza

RTÜK'ten 4 diziye ceza

Rusya tüm dünyaya duyurdu: Derhal son verin yoksa herkes için çok tehlikeli olacak

Rusya tüm dünyaya duyurdu: Derhal son verin yoksa herkes için çok tehlikeli olacak

Hasan Arat, Beşiktaş Futbol A.Ş. başkanlığından istifa etti

Hasan Arat istifa etti

Yenidoğan çetesi sanığı doktordan tüyler ürperten sözler: 'Erkenden öldüreceksin, sorun çözülecek' diyordu

Çetenin, bebekleri nasıl katlettiğini tüyler ürperten sözlerle anlattı

Barış Kenti İzmir

Barış Kenti İzmir
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

DTP Konvoyunun Taşlanmasından Sonra, İzmir ve İzmirlilerin DTP Tarafından 'Faşistlikle' Suçlanmasına Tepkiler Büyüyor. İl ile İlçe Belediye Başkanları ve Sivil Toplum Örgütleri DTP'yi Kınadı.

DTP konvoyunun taşlanmasından sonra, İzmir ve İzmirlilerin DTP tarafından ‘faşistlikle’ suçlanmasına tepkiler büyüyor. İl ile ilçe belediye başkanları ve sivil toplum örgütleri DTP’yi kınadı.

İZMİR’de DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk’ü taşıyan parti konvoyuna gösterilen tepki, bugüne kadar ‘Demokrasinin kalesi” denilen kenti ‘faşist’ eleştirilerine hedef yaptı. Bilim ve siyaset çevreleri, bu tepkinin İzmir’e genellenmesinin yanlışlığını vurgulayarak, ‘barış kenti’nin zorbalık ve barbarlıkla eşleştirilmemesi gerektiğini söyledi. Ortaya çıkan tablonun sorumlusunun ‘İzmir’ değil, açılım sürecini iyi yönetemeyen, etnik kimlikleri vurgulayarak ayrışmaya neden olan siyasetçiler olduğu dile getirildi.

Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Tatlıdil, “İzmir’de aynı bölgede sinagog, cami, ortadoks ve katolik kilisesi yer alır. Tarihten bugüne levanteni, Rum’u, Ermeni’si, Türkiye’nin dört yanından göç edeniyle barış içinde yaşar. Nüfusunun yüzde 60’ı İzmir doğumlu değildir. DTP konvoyunda yaşananları kentin geneline mal etmek yanlış. Bu önyargılar insanları üzüyor” dedi.

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülgün Tosun, İzmir’de DTP konvoyuna yönelik saldırıların Hükümet’in demokratik açılım sürecini iyi yönetememesinin bir sonucu olduğunu öne sürdü. Siyaset Bilimci Tosun, “İzmir mübadelenin ardından kente gelenlerle Alevilerle, Orta Anadolu ve Karadeniz Bölgesi’nden göç edenlerle yıllardır sorunsuz şekilde yaşıyor. DTP’nin İzmir’deki bu ilk mitingi değildi. Öncekilerde sıkıntı yoktu. Son yaşanan olayda Hükümet’in ve DTP’nin sorumluluğu var” dedi.

SİYASET VE İŞ DÜNYASINDAN TEPKİLER

GİZLİ FAŞİZANLIK

>DTP İzmir İl Başkanı Mukaddes Kubilay, DTP konvoyuna yapılan saldırıya kadar İzmir’in sosyal demokrat, aydın ve evrensel bir anlayışta olduğunu düşündüklerini, ancak o günden sonra kentin gizli kalan şoven, milliyetçi ve faşizan bir yapısının da ortaya çıktığını ileri sürerek, “Bu kadar kapsamlı bir saldırı görmedik.Kadınlar, genci yaşlısı oradaydı. Kin ve nefretle saldırdılar. Yapılanları İzmir’e genellemek mümkün değil” dedi.

KENTE YAKIŞMADI

>Yerel seçimde DTP’nin de destek verdiği Birlikte Başaracağız Platformu’nun Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ali Arif Cangı, yaşananların İzmir’de ve Türkiye’deki barış ortamanı bozma tehlikesi yarattığını belirtti. Cangı, “AKP, CHP nasıl konvoy yapabiliyorsa DTP’nin de yaptığı konvoya hoşgörü gösterilmeli. İzmir kendisine dönüp bakmalı, yaşananlar hiç yakışmadı” diye konuştu.

RAKI BALIK KENTİ DEĞİL

>DP İzmir İl Başkanı Fatih Dalan, İzmir’in milli mücadele döneminde ilk kurşunun atıldığı, direnci yüksek, en entellektüel kent olduğunu belirterek, DTP konvoyuna saldırının doğru olmadığına dikkat çekti. Dalan, toplumun bu noktaya gelmesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile DTP Eşbaşkanı Ahmet Türk’ü sorumlu tutararak, “İki liderin açılım sürecindeki tavırları bu tabloyu yarattı. Habur’da yaşananlar toplumun vicdanını yaraladı. İzmir’e ‘faşist’ diyebilmek için hareketin organize olması gerekir. Ancak tepki gösterenlere baktığımızda genç, yaşlı, başı açık kapalı herkes vardı” dedi.

İZMİRLİ’YE HAKARET

>MHP İzmir Milletvekili Erdal Sipahi, İzmir için ‘fasişt’ tanımlamasının çok çirkin bulduğunu dile getirerek, “Bu tanımlama, İzmir ve İzmirliler’e yapılmış bir hakaret, kastını aşan bir söz. Halkın doğal tepkisinin ötesinde bir suçlu aramak doğru değil. Açılım sürecinin ortaya çıkardığı gerilimler, ayrışma ve çatışmaları da beraberinde getirdi. AKP ve ne olduğu anlaşılamayan açılım süreci, ayrışmaye neden oldu” dedi.

HAKSIZ BİR TUTUM

>Ege Sanayici ve Genç İşadamları Derneği Başkanı Sıtkı Şükürer, İzmir için sarfedilen ‘sivil faşist’ sözünün son derece yanlış ve kamplaştırıcı bulduğunu vurgulayarak, “İzmir, Batı değerlerine en açık kenttir. İzmir’de başat ideoloji bireyselliktir. Siz kendinizi etnik ve dini kimlik yerine insan kimliğinizle ifade ederseniz, buna bağlı alarak sizin ikincil kimlikleriniz olan etnik ve dini kimliklerinize de hoşgörü ve sarmalayıcı bir şekilde yaklaşılır. İzmir birincil kimliğini insan kimliği üzerinden ifade ettiği için katı yaklaşımlarla tepkilenme içinde oluyormuş gibi görünüyor. İzmir’e yönelik haksız bir tutum” dedi.

HÜKÜMETE ÇAĞRI

>İnsan Hakları Derneği tara-fından,yaşanan olaylarla ilgili açıklama yapıldı. Hükümetin, Kürt halkının uzattığı barış elini görmezlikten geldiği öne sürüldü. Konak’ta bulunan İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi’ndeki açıklamayı Zeynep Tozduman yaptı. Tozduman, “Saldırının anlık olmadığı, hazırlıklı olduğu görülmektedir. İktidar ve bazı muhalefet partileri, sözleriyle, olayın, DTP’nin provakasyonu olduğu izlenimini yaratmaya çalışıyor” dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Ege
title