Yunanistan'da Koalisyon Beklentisi Büyük
Yunanistan'da Nisan sonu ya da Mayıs ayı başında yapılması planlanan erken genel seçimlere ilişkin tahminler, Yunanistan'da artık tek parti iktidarının imkansız olduğunu ortaya koyuyor.
Yunanistan'da Başbakan Lukas Papadimos başkanlığında geçici işbirliği hükümetinin görevini tamamlamasının ardından Nisan sonu ya da Mayıs ayı başında yapılması planlanan erken genel seçimlere ilişkin tahminler, Yunanistan'da artık tek parti iktidarının imkansız olduğunu ortaya koyuyor.
Yunanistan'ı, 1989-1990 arasında yapılan kısa süreli koalisyon hükümetinin dışında, 37 yıldır iki büyük siyasi parti olan PASOK ve Yeni Demokrasi Partisi değişimli olarak yönetti.
Geçen yıl Kasım ayında Yorgo Papandreu'nun başbakanlıktan çekilmesinden sonra PASOK ve muhalefetteki Andonis Samaras'ın başkanlığındaki Yeni Demokrasi Partisi'nin desteği ile ülkedeki ekonomik krizi çözmek üzere teknokrat Başbakan Papadimos başkanlığında geçici işbirliği hükümetinin oluşturulması ise ülke için bambaşka bir deneyim oldu.
Geçici hükümetin görevini tamamlamasının ardından Nisan sonu ya da Mayıs ayı başında yapılması planlanan erken genel seçimlere doğru yapılan son kamuoyu yoklamaları ise Yunanistan'da artık tek parti iktidarının imkansız olduğunu ortaya koyuyor.
Sıkı kemer sıkma önlemleri içeren ikinci memoranduma odaklanan tartışmalarla oyların oldukça dağıldığı ülkede, anketler seçim sonrası parlamentoya aşırı sağ ve soldakiler dahil 8-9 siyasi partinin girebileceğini gösteriyor.
Hafta sonu ise PASOK genel başkanlığını Papandreu'dan devralan Evangelos Venizelos'un PASOK'u eski güçlü haline getirip getiremeyeceği ise merak konusu.
Seçmen kemer sıkma politikalarına karşı tepkisini kamuoyu yoklamalarında yelpazenin daha sağındaki ya da daha solundaki partilere yeşil ışık yakarak gösterirken seçime doğru oyların yine iki büyük partide yoğunlaşacağı tahminleri de yapılıyor.
AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Batı Trakya Demokritos Üniversitesi'nden Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Dr. Yorgo Kalpadakis, PASOK ve Yeni Demokrasi partilerinin desteği ile oluşturulan Papadimos başkanlığındaki koalisyon hükümetinin geleceğe yönelik ipuçları verdiğine işaret etti.
Kamuoyu yoklamalarının, gelecek seçimlerde ülkeyi tek başına yönetecek yeterli desteğe sahip çoğunluk partisinin çıkmasının çok zor olduğunu gösterdiğini kaydeden Kalpadakis, gelecek dönemdeki seçmen eğilimlerinde, uygulamaya geçirilen yapısal reformlar ve yapılacak yeni kesintilerin de etkili olacağını ifade etti.
Kalpadakis, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yunanistan'daki seçim çevresi oldukça kaygan ve bütün işaretler oyların koalisyon oluşturup hükümet kurabilecek iki ya da daha fazla partiye dağılacağını gösteriyor. Böylesi değişken bir durumda tahmin yürütmek cesaret istemesine rağmen kamuoyu yoklamaları Yeni Demokrasi Partisi'nin rahat bir şekilde ilk sırada geldiğini, PASOK oy kaybederken yelpazenin daha solundaki birçok partinin etkisini arttırdığını gösteriyor.
Yine de gelecek seçimlerden sonra geleneksel olarak iki büyük parti PASOK ve Yeni Demokrasi'nin koalisyon oluşturması büyük bir ihtimal. Ancak bu kez Yeni Demokrasi Partisi parlamentoda daha fazla sandalyeye sahip olacaktır."
"Politik fay hattı oluşuyor"
Yunanistan'ın Avrupalı ortakları ve IMF ile imzaladığı yeni memorandum ise ülke siyasetini ikiye böldü.
PASOK ve Yeni Demokrasi Partisi'nin bazı milletvekillerinin kesiştiği liberal merkez, köklü reformları ve kemer sıkma önlemlerini içeren yeni memorandum taraftarı bir politika izlerken politik yelpazenin daha sağ ve daha solundaki partilerse memorandum karşıtı görüşlerini ifade etti.
Kalpadakis, görüşlerdeki bu çeşitliliğin, sadece politik şizofreni ya da oy kaygısı yüzünden seçime dönük fırsatçılıkla bağdaşlaştırılamayacağını belirterek, "Bu, vatandaşları ideolojik bağlıklarını ve politik görüşlerini yeniden gözden geçiren bir toplumda oluşmakta olan politik fay hatları ve derin kopmaları yansıtıyor" dedi.
Siyasi partilerinin açıkladıkları görüşleriyle ne kadar doğru bir yol izlediklerinin ileride görüleceğini ifade eden Kalpadakis, sonuçta bütün partilerin, troyka ile müzakerelerde sınırı giderek daralan manevra alanı ile Yunan halkında alınan tasarruf önlemlerinin adaletsiz ve verimsiz olarak görülmesiyle oluşan hoşnutsuzluk arasındaki ince çizgide yürümek zorunda kalacaklarını kaydetti.
"Türkiye ile ilişkilerde ana parametreler değişmeyecek"
Bütün bu gelişmelerin ülkenin Türkiye ile ilişkilerine yansımasının ne olacağını sorduğumuz Yorgo Kalpadakis, şunları söyledi:
"Yunanistan'ın Türkiye ile ilişkileriyle ilgili dış politikasındaki ana parametreleri değişmez ve değişmeden kalacaktır. Neredeyse bütün Yunan siyasetçiler 'iyi komşuluk ilişkileri prensibi ile Türkiye ile diyaloğu teşvik ederken toprak bütünlüğü ve egemenlik haklarıyla ilgili ana konularda Yunanistan'ın uluslararası hukuk temelinde pozisyonunu koruması' ilkesini benimsemişlerdir. Ancak Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki dalgalanmalar bölgesel olduğu kadar ekonomik gelişmelerden de etkilenebilir."
- ATİNA