Ukrayna'nın işgali: AB liderleri Putin'in açtığı savaş karşısında birleşiyor mu?
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali sonrası Avrupa Birliği üyesi devletler, birlik ve dayanışma imajını güçlendirmek için Paris'te bir araya geliyor.
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin liderleri, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinde ikinci hafta geride bırakılırken, Fransa'nın başkenti Paris'te bugün bir araya geliyor. Peki iki gün sürecek zirvede "birlik" mesajı vermek isteyen AB liderlerinin önüne çıkabilecek engeller neler? AB içindeki dengeler zirvenin gidişatını nasıl değiştirebilir?
Gösterişli Versaille Sarayı, krallar tarafından dünyayı kendilerine hayran bırakmak amacıyla inşa edilse de, Fransız Devrimi gerçekleştiğinde çoktan monarşi için büyük bir başarısızlık sembolüne dönüşmüştü.
Tarihi saray, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali karşısında birlik olduğu imajını vermeyi umut eden Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin liderlerini ağırlamaya hazırlanıyor.
Büyük resmi tartışmak onlar için kolay.
Ancak üye devletler arasında uzlaşmazlığa neden olan, savaşın petrol fiyatlarına etkisi, AB'nin ortak savunma planları ve Ukrayna'nın AB'ye alınması gibi detaylar da ele alınacak.
Rusya-Ukrayna krizi daha şimdiden AB'yi dönüştürdü bile:
Peki tüm bu gelişmeler karşısında, AB'nin yeniden doğduğunu söyleyebilir miyiz?
AB, özellikle de 2016'da İngiltere'nin birlikten ayrıldığı Brexit oylamasından sonra kendini düzeltmesi gerektiğinin farkına varmıştı.
AB hakkında algı değişmeleri
2012'de "6 yıldan uzun süreyle Avrupa'da barış, demokrasi ve insan haklarının ilerlemesine katkıda bulunduğu" gerekçesiyle Nobel Barış Ödülü'nü alan AB, çoğu Avrupalı'nın gözünde artık liberalizmin değil neoliberalizmin merkezine dönüştü:
Birlik, büyük şirketlere öncelik veren ticaret anlaşmalarını teşvik eden, Türkiye ile göç anlaşması başta olmak üzere, mültecilerin AB kıyılarına ulaşmasını engellemek üzere kirli anlaşmalar yapan, 2008'deki ekonomik krizde ailelerden çok hükümetlere ve bankalara yardım etmiş olan bir dev yapı olarak nitelenir oldu.
Popülizm ve milliyetçilik Avrupa siyasetinin yüzü haline gelirken, göç ve Euro Bölgesi reformları gibi konularda görüş ayrılıkları derinleşti.
Brüksel'e ve geleneksel siyasetçilere olan güven zedelenirken, komplo teorileri yayıldı. Macaristan lideri Victor Orban, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin gibi otoriter liderlere olan hayranlık giderek arttı.
2020'de Covid pandemisinin patlak vermesi ise her şeyi değiştirdi.
Brüksel'in kamu yararı için çabaladığı algısı arttı.
Üye devletlerin birlik imajı öne çıktı, kamuoyu araştırmalarının sonuçları da daha olumlu oldu.
AB neyi temsil ediyor?
AB Dışişleri ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB liderlerine, aynı pandemideki gibi Rusya-Ukrayna krizi ve yaratacağı zorluklar karşısında da aynı gayreti gösterme çağrısında bulunuyor.
Avrupa topraklarında devam eden bu savaş, liderlerin AB'nin neyi temsil edebileceği ya da etmesi gerektiği konusuna eğilmelerine neden oldu.
Vladimir Putin'in Ukrayna'ya saldırısı, Avrupalı liderlerin çoğu için Avrupa güvenliğine jeopolitik bir saldırı niteliği de taşıyor.
Ancak iki gün sürecek Paris'teki zirve, AB'nin yeniden bulduğu birliğine zarar verebilir.
Hangi adımlar?
AB liderleri, Rusya yaptırımlarının ülkelerine olan etkisi, yükselen enerji fiyatları ve Rusya'nın olası karşı yaptırımları nedeniyle endişeli. Öte yandan, ne tür adımlar atılması konusunda uzlaşamıyorlar.
Bazıları AB çapında bir çözüm olarak Brüksel'in yeni finansal kaynaklar yaratmasını çözüm olarak görse de, Almanya ve Hollanda gibi bazı ülkeler buna karşı.
Zirveye ev sahipliği yapacak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, kendini gıda, teknoloji ve enerji ithalatından uzaklaşmış ve NATO ile beraber kendi savunma gücünü oluşturan, daha güçlü ve daha bağımsız bir Avrupa'yı uzun süredir savunuyor.
Ancak zirvede Fransa'nın yönetimindeki bir Avrupa Ordusu olasılığını tartışmak yerine AB ülkeleri, koordinasyonun iyileştirilmesi ve askeri kaynakların birleştirilmesi gibi konulara yönelecektir.
Göç konusuna gelince...
İki milyon Ukraynalı ülkelerini terk etti bile. Çatışmaların ne kadar süreceğine bağlı olarak daha da fazlası Avrupa'ya gelecektir. Görüştüğüm diplomatlar, uzun vadede üye devletlerin milyonlarca göçmenin finansmanı ve barınmaları gibi konularda zorluklar yaşanacağını tahmin ediyor.
Dayanışma simgesi olarak Ukrayna'nın AB'ye üyelik başvurusunun hızlandırılması ise, Versaille Sarayı'ndaki zirvenin en hararetli tartışma başlığı olacağa benziyor.