Türkiye'nin YPG konusunda Suriye'den beklentileri neler?

PKK’nın 12 Mayıs’ta yaptığı açıklamada Suriye’de konuşlu YPG’nin adının anılmamasına karşın Türkiye’nin genel beklentisi bu örgütün de silahlarını bırakması. Ancak Türkiye’nin, YPG’nin yeni Suriye hükümeti ile 10 Mart’ta yaptığı anlaşmanın uygulanmasını beklediği vurgulanıyor.
PKK'nın 12 Mayıs'ta yaptığı fesih açıklamasının ardından kararın Suriye'deki Halkın Savunma Birlikleri'ni (YPG) kapsayıp kapsamayacağı merak konusu oldu.
Türkiye, Suriye'nin kuzeydoğusunda konuşlu YPG'nin PKK'nın uzantısı olduğunu savunuyor, dolayısıyla PKK'nın silah bırakma kararının bu örgütü de kapsaması gerektiğini söylüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 12 Mayıs'ta yaptığı açıklamada PKK'nın fesih kararı ile ilgili "Kuzey Irak ile birlikte Suriye ve Avrupa başta olmak üzere örgütün tüm uzantılarını da kapsayan bir karar olarak değerlendiriyoruz" dedi.
YPG, IŞİD'e karşı ABD ile işbirliği yapan Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) de omurgasını oluşturuyor.
Suriye'de Aralık 2024'te Esad yönetiminin devrilmesinin ardından yeni kurulan hükümet 10 Mart'ta SDG ile bir entegrasyon anlaşması imzaladı.
Ankara'nın önce bu anlaşmanın uygulanmasını beklediği belirtiliyor.
Ankara'nın anlaşma kapsamdaki beklentileri arasında YPG'nin tüm askeri kabiliyetlerinin yok edilmesi, yönetimin kendini feshederek tamamen merkezi hükümetin kontrolüne geçmesi ve Suriyeli olmayan YPG üyelerinin ülkeyi terk etmesi bulunuyor.
Kuzey Irak'taki PKK varlığından farklı olarak YPG'nin çoğunluğunun Suriyeli Kürtlerden oluştuğu belirtiliyor.
Ankara bu kişilerin yasal statülerine ilişkin sorunun Şam yönetimi tarafından çözülmesi gerektiğini söylüyor.
Ankara'nın ayrıca ABD'nin Suriye'deki askeri varlığını çekip çekmeyeceğini görmek istediği belirtiliyor.
Fidan ve Suriye Dışişleri Bakanı
Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, PKK'nın fesih açıklamasını yaptığı gün Ankara'da beraberdi.
Türkiye-Suriye-Ürdün üçlü görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında Şeybani, Türkiye'yi PKK'nın silah bırakma kararı nedeniyle tebrik etti.
Şeybani, Suriye'deki sorunu SDG ile 10 Mart'ta yapılan anlaşmanın uygulanması yoluyla çözmek niyetinde olduklarını söyledi.
Şeybani, SDG'nin yeni kurulmakta olan Suriye ordusuna katılımını içeren anlaşmayı "samimi bir niyetle" uygulamasını temenni ettiklerini ifade etti.
Oyalama ya da kaçamak tavırları kabul etmeyeceklerini belirten Şeybani, "Devlet olarak [Suriye'nin kuzeydoğusundaki] bu bölgelerde kamu kurumlarını yeniden etkinleştirmemiz gerekiyor" dedi.
Şeybani bunun sadece devletin egemenliğinin tesisi için değil, aynı zamanda yerinden edilmiş milyonlarca Suriyelinin evlerine dönüşünü sağlamak için de önemli olduğunu söyledi.
Aynı basın toplantısında Fidan, Suriye'deki YPG birimlerinden silah bırakma kapsamında bahsetmedi.
Ancak bu örgütün Suriye topraklarının üçte birini "işgal etmesinin" Şam yönetimi açısından önemli bir güvenlik tehdidi oluşturduğu yorumunu yaptı.
Şeybani ve Fidan'ın açıklamalarını değerlendiren diplomatik kaynaklar, Ankara'nın SDG ile Şam yönetimi arasında yapılan anlaşmanın uygulanması sürecini yakından takip ettiğini söyledi.
Kaynaklar, Fidan-Şeybani görüşmesinde PKK açıklamasının ardından SDG'nin Suriye ordusuna katılımına ilişkin sürecin hızlanması beklentisinin dile getirildiğini kaydetti.
ABD askerlerini çekecek mi?
Ankara'nın bu süreçte gözlemlediği bir başka konu ise ABD'nin Suriye'deki askerlerini çekip çekmeyeceği.
ABD'nin SDG ortaklığında sürdürülen IŞİD ile mücadele kapsamında Suriye topraklarında yaklaşık 1400 askeri olduğu kaydediliyor.
Dışişleri Bakanı Fidan, 9 Mayıs'ta bir televizyon kanalına verdiği röportajda "artık bölgedeki vaziyetin Amerikalıların askeri olarak orada varlığına çok fazla ihtiyaç olmadığını" gösterdiğini söyledi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın da değerlendirmesinin bu yönde olduğunu söyledi.
Türkiye, Suriye, Ürdün, Irak ve Lübnan IŞİD ile mücadele ve IŞİD üyelerinin tutulduğu kampların yönetimi konusunda ortak bir çalışma yaptıklarını ve ABD'nin çekilmesi sonrasında bu mücadeleyi üstlenebileceklerini açıklamışlardı.
Ankara'nın böyle bir süreçte kuzey Suriye'deki ortamı bozmak istemeyeceği değerlendirmesi yapılıyor.
Türkiye'nin ayrıca, Washington'un karşı çıkacağı türden bir baskıyı YPG üzerinde kurmayacağı değerlendiriliyor.
Şam-SDG anlaşmasına neler var?
SDG ile Şam yönetiminin yaptığı sekiz maddelik anlaşma, Suriye'deki tüm etnik ve dini azınlıkların haklarını güvence altına alınmasını, SDG kontrolündeki bölge ve altyapıların Şam'a bağlanmasını ve SDG'nin Suriye ordusuna entegre edilmesini öngörüyor.
Şam yönetimi ve SDG'nin her maddenin uygulanması için ayrı komiteler kurması ve bunların yıl sonuna kadar hayata geçirilmesi planlanıyor.
Ankara, SDG ile yapılan anlaşmayı olumlu bulduğunu açıklamasına karşın sürecin işletilmesine ilişkin endişe ve beklentilerini Şam'a aktarmıştı.
