Türk Doktordan Kalp Hastalarına Müjdeli Buluş
ABD'de Çalışan Türk Doktor Mehmet Çilingiroğlu, Geliştirdiği "Optikli Tomografi" (Oct) Damar İçi Görüntüleme Cihazı Sayesinde Kalp Krizinin Önceden Öğrenilebileceğini Söyledi.
ABD’de çalışan Türk doktor Mehmet Çilingiroğlu, geliştirdiği “optikli tomografi” (OCT) damar içi görüntüleme cihazı sayesinde kalp krizinin önceden öğrenilebileceğini söyledi. Sistemin patentini 25 milyon dolara satın alan Volcano isimli firma 2009 sonunda üretime geçiyor.
Cincinnati Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Girişimsel Kardiyoloji Bölümü Başkanlığı yapan Dr. Mehmet Çilingiroğlu ve ekibi, hayvanlar ve insanlar üzerinde yürüttükleri yeni görüntüleme yönteminin hassas plağın erken teşhisinde kullanılmasına öncülük etti.
Çilingiroğlu’na göre, kalp krizi geçiren hastaların yüzde 50’sinin daha hastaneye ulaşmadan hayatını kaybetmesinin en büyük nedeni, koroner arter hastalığının çoğu insanda önceden uyarıcı bir sempton vermemesi. Çünkü mevcut CT, MRI ve anjiogram yöntemleri, krize neden olan plağı belirlemede yetersiz kalabiliyor. Çilingiroğlu, optikli tomografi adı verilen yeni görüntüleme yönteminin, yüksek çözünürlük sayesinde hassas plağı erken teşhis edebildiğini söylüyor.
İki yıldır çalışılıyor
Dr. Mehmet Çilingiroğlu ve ekibinin, iki yıl önce insanlar üzerinde kullanılmak üzere geliştirdikleri OCT’nin patenti ABD’deki Volcano isimli kuruluşa 25 milyon dolara satıldı. OCT yöntemi ile yakın gelecekte kalp krizine yol açan koroner arter hastalığı büyük ölçüde önlenebilecek.
Kanser habercisi
OCT’de, 530 nanometre dalga boyundaki lazer ışınları kullanılıyor. Bu ışınlar ilgili dokuya verililiyor ve o dokudan yansıyan lazer ışınları analiz ediliyor. Dr. Çilingiroğlu, OCT sistemli ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Uzun zamandır araştırma safhasında olan OCT’nin, 2009’un ikinci yarısında klinik uygulamalar için piyasaya çıkması bekleniyor. Halen dünyada belirli merkezlerde insanlar üzerinde zaten uygulanıyor. Sistemin görüntüleme çözünürlüğünün çok ayrıntılı olması dolayısıyla, akciğer ve yemek borusu kanseri gibi hastalıkların erken teşhisinde de ümit verici bir yöntem olarak algılanıyor.”