
Trump'tan İthalat Üzerine Yüzde 10 Gümrük Vergisi

ABD Başkanı Donald Trump, ithal edilen mallara en az yüzde 10 gümrük vergisi uygulamaya başladı. Vergi oranlarının hesaplama yöntemi ve etkileri üzerine tartışmalar sürüyor.
ABD Başkanı Donald Trump, ABD'ye ithal edilen mallar için en az yüzde 10'luk bir gümrük vergisi getirdi. "En kötü suçlular" olarak adlandırdığı ülkeler için bu oranları daha da artırdı.
Peki, bu gümrük vergileri tam olarak nasıl hesaplandı? BBC Verify, bu oranların arkasındaki hesaplamaları inceledi.
Hesaplamalar nasıl yapıldı?
Trump yeni gümrük vergilerini Beyaz Saray'ın Gül Bahçesi'nde devasa bir kartonla tanıttı. İlk başta bu vergilerin mevcut tarifeler ve diğer ticaret engelleri (örneğin yasal düzenlemeler) temel alınarak hesaplandığı düşünüldü.
Ancak daha sonra Beyaz Saray, karmaşık görünen bir matematiksel formül .
Bu formülü basitleştirirsek, hesaplama şu şekilde yapılıyor:
Formül ayrıca tarifelerin fiyatlara bağlı olup olmadığını ve bu fiyatların tarifeleri nasıl etkileyeceğini de hesaba katıyor. Ancak Beyaz Saray tarafından belirlenen sabit değerler birbirini götürdüğü için bunlar hesaplamayı etkilemiyor.
Ticaret açığı, bir ülkenin diğer ülkelerden ithal ettiği mal miktarının, onlara sattığı mallardan fazla olması durumunda ortaya çıkar.
Örneğin, ABD Çin'den aldığı malların toplam değeri 440 milyar dolar iken, Çin'e sattığı malların değeri sadece 145 milyar dolar. Bu, 295 milyar dolarlık bir ticaret açığı anlamına geliyor.
295'i 440'a böldüğümüzde yüzde 67 buluyoruz. Bunu ikiye bölüp yukarı yuvarladığımızda yüzde 34 ediyor. Bu nedenle, Çin'e uygulanan tarife yüzde 34 oldu.
Aynı yöntem Avrupa Birliği'ne uygulandığında ise yüzde %20'lik bir tarife ortaya çıktı.
Trump'ın tarifeleri 'karşılıklı' mı?
Birçok uzman, bu tarifelerin karşılıklı (mütekabiliyet esasına dayanarak) olmadığını vurguluyor.
Karşılıklı olması için, ülkelerin ABD'ye uyguladığı mevcut tarifeler ve diğer ticaret engelleri dikkate alınarak hesaplanması gerekirdi. Ancak Beyaz Saray'ın resmi metodoloji belgesine göre, tarifeler bu şekilde hesaplanmamış.
Bunun yerine, ABD'nin her ülkeyle olan mal ticareti açığını sıfırlamaya yönelik bir oran belirlenmiş.
Trump, bazı ülkeler için bu formülden saparak tarife uyguladı. Örneğin, ABD'nin İngiltere ile mal ticareti açığı bulunmuyor. Ancak yine de İngiltere'ye yüzde 10 tarife uygulandı.
Yeni tarife rejimi toplamda 100'den fazla ülkeyi kapsıyor.
'Geniş çaplı etkileri olacak'
Trump, ABD'nin küresel ticarette kötü bir anlaşmaya sahip olduğunu düşünüyor.
Ona göre, diğer ülkeler ABD pazarını ucuz ürünlerle dolduruyor, bu da Amerikan şirketlerine zarar veriyor ve iş kayıplarına neden oluyor.
Aynı zamanda, bu ülkeler ABD ürünlerini rekabetçi olmaktan çıkaran engeller koyuyor.
Bu nedenle Trump, ticaret açıklarını azaltarak ABD'de üretimi yeniden canlandırmayı ve işleri korumayı hedefliyor.
Ancak bu yeni tarife sistemi istenen sonucu verecek mi?
BBC Verify, birçok ekonomistle görüştü. Çoğunluğun görüşü, tarifelerin ABD'nin belirli ülkelerle olan ticaret açığını azaltabileceği ancak dünya geneliyle olan ticaret açığını ortadan kaldırmayacağı yönünde.
King's College London'dan Profesör Jonathan Portes, "Evet, bu ülkelerle olan ikili ticaret açıklarını azaltacaktır. Ancak bu hesaplamada dikkate alınmayan çok daha geniş etkiler olacak" diyor.
Çünkü ABD'nin genel ticaret açığı sadece ticaret engellerinden kaynaklanmıyor, aynı zamanda ABD ekonomisinin işleyiş biçimiyle de ilgili.
Örneğin, Amerikalılar kazandıklarından daha fazla harcayıp yatırım yapıyorlar.
Bu da ABD'nin dünyadan daha fazla mal satın almasına neden oluyor. Bu durum devam ettiği sürece, ABD küresel ticaret açığını koruyabilir.
Ayrıca bazı ticaret açıkları tarifelerle değil, meşru nedenlerle de oluşabiliyor. Örneğin, bazı gıda ürünlerini farklı iklimlere sahip ülkelerden almak daha ucuz ve kolay olabiliyor.
Londra Ekonomi Okulu'ndan Thomas Sampson, "Formül, ABD'nin ticaret açığı verdiği ülkelere tarife uygulamasını meşrulaştırmak için oluşturulmuş. Ekonomik bir mantığı yok ve küresel ekonomiye büyük zarar verecek" diyor.
