Türkiye'yi 63 yıldır kapıda bekleten AB, bir ülkeye daha "Aday ülke" statüsü veriyor
Türkiye'nin 63 yıldır üye olmak için beklediği AB hakkında çok çarpıcı bir gelişme yaşandı. Avrupa Birliği Komisyonu, Bosna Hersek'e "aday ülke" statüsü verilmesi yönünde görüş bildirdi. Komisyonun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, "potansiyel aday" ülke durumundaki Bosna Hersek'i yolsuzlukla mücadele, ifade ve basın özgürlüğü, yasal reformlar gibi konularda denetlemeye devam edeceklerini belirterek, "14 öncelik" olarak bilinen maddelerin uygulanmasının önemine vurgu yaptılar.
Avrupa Birliği Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi, Bosna Hersek'e "aday ülke" statüsü verilmesi yönünde görüş bildirildiğini duyurdu. Varhelyi, Avrupa Parlamentosunda yaptığı Komisyonun 2022 Genişleme Raporu sunumunda, "potansiyel aday" ülke durumundaki Bosna Hersek'e "aday ülke" statüsü verilmesi yönünde teklifte bulunulduğunu açıkladı.
"14 ÖNCELİK" OLARAK BİLİNEN MADDELERİN UYGULANMASI İSTENDİ
AB'nin Bosna Hersek'i yolsuzlukla mücadele, ifade ve basın özgürlüğü, yasal reformlar gibi konularda denetlemeye devam edeceğini belirten Varhelyi, "14 öncelik" olarak bilinen maddelerin uygulanmasının önemine vurgu yaptı.
KOMİSYONDAN RAPOR İSTENMİŞTİ
AB Konseyi, 23 Haziran'da Bosna Hersek'e aday statüsü vermeye hazır olduğunu belirtmiş, bu amaçla Komisyonu, belirlenen 14 temel önceliğin uygulanması hakkında rapor sunmaya davet etmişti.
KOMSİÇ: TAM ÜYELİĞE GİDEN SÜRECİ HIZLANDIRALIM
Bosna Hersek Devlet Başkanlık Konseyi Hırvat Üyesi Zeljko Komsiç, Avrupa Birliği liderlerine Bosna Hersek'in adaylık statüsünün değerlendirilmesi için resmi talep göndermişti. Komsiç, Avrupa Birliği'ne aday statüsü almasının Bosna Hersek'in güvenliğini ve egemenliğini güçlendireceğine dikkat çekerek, uygulamada herhangi bir özel prosedür ifade etmemekle birlikte, jeopolitik eğilimler göz önüne alındığında tam üyeliğe giden süreci hızlandırmak için uygun bir yol olduğunu ifade etmişti.
MEKTUBU İLGİLİ KİŞİLERE ULAŞTIRDI
Komsiç, mektubu Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB Komisyonunun komşuluk politikası ve genişlemeden sorumlu üyesi Oliver Varhelyi'ye gönderdi. Komsiç, mektupta, Rusya'nın askeri potansiyelini kullanarak Ukrayna'yı işgal etmeye çalıştığı bu günlerde, Batı Balkanlar'ın Avrupa'nın bir parçası olduğuna dair açık bir işaret görmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu belirterek, "Avrupa'daki tüm siyasi ve güvenlik durumları göz önünde bulundurarak sizden Bosna Hersek'e Avrupa Birliği kurumları içinde aday statüsü verilmesi olasılığını değerlendirmenizi istiyorum." diye yazdı.
TÜRKİYE'Yİ 63 YILDIR BEKLETİYORLAR
Türkiye ile Avrupa Birliği'nin ilişkileri 31 Temmuz 1959'da Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yaptığı ortaklık başvurusu ile başlar. AET Bakanlar Konseyi'nin başvuruyu kabul etmesi sonrasında 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara Anlaşması imzalanmıştır. Ankara Anlaşması ortaklık yaratan bir anlaşmadır. Bunu 1970 yılında imzalanan Katma Protokol izlemiştir. Türkiye'nin, sonradan Topluluk üyesi olan birçok ülkeden daha önce Topluluk ile ilişkilerini başlatmış olan bu iki önemli belge, o tarihlerden sonra ve 17 Aralık 2004 tarihli Avrupa Konseyi Sonuç Bildirgesi sonrasında hâlen devam etmekte olan süreçte Türkiye–AB ilişkilerinin hukuki dayanaklarındandır.
TAM ÜYELİK MÜZAKERELERİ 2005 YILINDA BAŞLADI
Tam üyelik müzakereleri 3 Ekim 2005'te başladı. İlerleme yavaştı ve katılım sürecini tamamlamak için gerekli olan 35 Fasıldan sadece 16'sı açılmış ve biri Mayıs 2016'ya kadar kapatılmıştı. Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki 2016 başlarında yapılan mülteci anlaşması, önceki durgunluktan sonra müzakereleri hızlandırmayı ve Türklerin Avrupa'da vizesiz seyahat etmesini sağlamayı amaçlıyordu.
MÜZAKERELER 8 YIL ÖNCE DURDU
2016'dan beri katılım müzakereleri durdu. AB, Türkiye'yi insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğü konusundaki eksikliklerle suçladı ve eleştirdi. 2017'de AB yetkilileri, planlanan Türk politikalarının AB üyeliği için Kopenhag kriterlerini ihlal ettiğini ifade ettiler.