Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

BBC

Rusya-Ukrayna: İki Dost Nasıl Düşman Oldu?

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Azak Denizi'nde Rusya ve Ukrayna donanmalarının karşı karşıya gelmesinin ardından iki ülke arasında artan gerilim kaygı yaratıyor.

Ukrayna-Rusya krizi son günlerde yine dünya gündeminde ilk sıralara yerleşti. Azak Denizi'nde Rusya ve Ukrayna donanmalarının karşı karşıya gelmesinin ardından yaşananlar bölgede kaygı yaratıyor.

Peki iki ülke arasında gerilimi tırmandıran tarihsel süreçler neler? Sovyetler Birliği sonrası hangi gelişmeler yaşandı?

Ruslar ve Ukraynalılar... Birçoğu aynı dili konuşan, aynı kültüre, dini inanca, ortak tarihsel geçmişe ve akrabalık ilişkilerine sahip bu iki halk, son yıllarda giderek dozu artan siyasi gerilimin gölgesinde giderek birbirlerinden daha fazla uzaklaşıyor. Ortak tarih: Kiev Rusyası Ukrayna ve Rusya'nın tarihsel kökeni, bugün Ukrayna'nın başkenti olan Kiev'e dayanıyor.

Kiev; 882-1132 yılları arasında hüküm süren, Beyaz Rusya, Rusya ve Ukrayna'nın atası sayılan Kiev Knyezliği'nin (Kievskaya Rus) başkentiydi.

12. ve 13. yüzyıllarda Kiev Rusyası'nın dağılarak bağımsız prenslikler haline gelmesiyle, bugünkü Ukrayna'nın toprakları Moskova ve Belarus'un hakimiyeti altına girdi.

Hem Ruslar hem Ukraynalılar "Kievskaya Rus"u kendi tarihlerinin parçası olarak görüyor. Her iki ülkenin milliyetçileri de bu devletin kendilerine ait olduğunu öne sürüyor.

Sovyetlerin çöküşü, milliyetçi dalganın yükselişi

Sovyetler Birliği'nde 1990'lara gelinirken "yeniden yapılanma" adı altında yaşanan çözülme sürecinde, tüm diğer eski Sovyet ülkelerinde olduğu gibi Ukrayna'da da milliyetçi dalga yükselişe geçti. Ukrayna, 24 Ağustos 1991 tarihinde Sovyetler Birliği'nden ayrıldı. Leonid Kravçuk, ülkenin ilk devlet başkanı oldu.

İlk gerginlik: Karadeniz Filosu kimin? Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası ilk yıllar, Ukrayna ve Rusya arasında Kırım'daki Karadeniz Filosu'yla ilgili anlaşmazlıklara sahne oldu. Ekim 1991'de önce Ukrayna Parlamentosu Verhovnaya Rada, ardından Devlet Başkanı Kravçuk, filonun Ukrayna'nın kontrolüne geçmesi kararını onayladı. Bundan kısa süre sonra Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Karadeniz Filosu'nun Moskova'ya bağlı olduğunu öngören kararnameyi imzaladı.

23 Haziran 1992 tarihinde iki ülke devlet başkanları, filonun önce ortak yönetilmesi, üç yıl sonra ise paylaşılması yönünde anlaşmaya vardı. Ancak kısa süre sonra gerilimi tırmandıran ilk olay yaşandı. 1992'nin Haziran ayında Ukrayna bayraklı devriye gemisi SKR-112'nin Odessa'ya gitmesi sonrası taraflar silahlı çatışmanın eşiğinden döndü. İki ülkenin Amiral Kuznetsov uçak gemisini paylaşamaması gerginliği iyice artırdı. Dostluk, iş birliği ve ortaklık dönemi

Bir süre sonra suların durulmasıyla taraflar yeniden masaya oturdu. İki ülke Devlet Başkanları Boris Yeltsin ile Leonid Kuçma, Rus Karadeniz Filosu'nun 2017 yılına kadar Kırım'da kalmasını ve iki ülke arasında dostluk, iş birliği ve partnerlik öngören anlaşmayı 1997 yılında imzaladı. Bu anlaşmayla iki ülke resmi olarak birbirlerinin sınırlarını tanıdı. Anlaşma 2008 yılında 10 yıllığına uzatıldı. Rus uçağının düşürülmesi

Karadeniz'in üzerinde 2001 yılında Rus yolcu uçağının düşürülmesi, iki ülke arasında yeni bir gerginliğe sebep oldu. Rusya, 88 yolcusuyla birlikte Tel Aviv-Novosibirsk seferini yapan TU-154 tipi uçağın, Ukrayna'nın tatbikatı sırasında S-200 roketiyle vurulduğunu açıkladı. Ukrayna resmi olarak olayın sorumluluğunu üstlenmedi

"Kuçma'sız Ukrayna" sloganıyla ülke genelinde patlak veren kitlesel protesto gösterileri yer yer güvenlik güçleri ile çatışmalara dönüştü.

2002 seçimlerinde, Ukrayna Komünist Partisi yüzde 20 oy aldı, ilk defa birinciliği kaptırdı.

Viktor Yuşçenko'nun liderliğindeki Batı yanlısı "Bizim Ukrayna (Naşa Ukrayna)" Bloğu seçimden zaferle çıktı.

'Turuncu Devrim'

Ukrayna'da 2001 yılında muhalif gazeteci Georgiy Gongadze'nin öldürülmesiyle başlayan siyasi kriz, Rusya yanlısı Devlet Başkanı Kuçma'nın ses kayıtlarının ortaya çıkmasıyla derinleşti. "Kuçma'sız Ukrayna" sloganıyla ülke genelinde patlak veren kitlesel protesto gösterileri yer yer güvenlik güçleri ile çatışmalara dönüştü.

2002 seçimlerinde, Ukrayna Komünist Partisi ilk defa yüzde 20 oy ile birinciliği kaptırdı. Viktor Yuşçenko'nun liderliğindeki Batı yanlısı "Bizim Ukrayna (Naşa Ukrayna)" Bloğu seçimden zaferle çıktı.

2004 Devlet Başkanlığı seçimleri Ukrayna tarihinde önemli bir kırılma noktası oldu. Dönemin Başbakanı Viktor Yanukoviç'in karşısına, muhalif güçleri etrafında toplayan ve Batı'nın desteğini arkasına aldığı yorumları yapılan, "Naşa Ukrayna" Bloğu lideri Viktor Yuşçenko aday olarak çıktı.

Seçimin ikinci turunda, Rusya yanlısı Yanukoviç yüzde 49,4, Yuşçenko yüzde 46,6 oy alınca olanlar oldu. Uluslararası gözlemcilerin seçimlerde ciddi ihlal ve hileler olduğunu öne sürmesiyle Yuşçenko, taraftarlarına sokağa çıkmaları çağrısı yaptı. Ardından Kiev'deki Bağımsızlık Meydanı başta olmak üzere ülkede kitlesel gösteriler patlak verdi. Yuşçenko'nun seçim kampanyasında turuncu rengi kullanmasından dolayı bu olaylar "turuncu devrim" olarak adlandırıldı.

Gösterilerin büyümesi üzerine seçim sonuçları geçersiz ilan edildi ve oylamanın tekrarına karar verildi. Yeniden yapılan seçimlerde Batı destekli Yuşçenko yüzde 51,9 oy alırken, Rusya yanlısı Yanukoviç'in oyları yüzde 44,2'de kaldı. Böylece Yuşçenko ülkenin yeni devlet başkanı oldu.

Rusya gazı kesti

Batı yanlısı Yuşçenko iktidarının ilk yılında iki ülke arasında doğal gaz krizi patlak verdi. Uzun süren müzakerelerin sonunda Ukrayna, Rus gazının fiyatını iki kat artıran anlaşmayı imzaladı. Yanukoviç sahnede

2010 yılında yapılan devlet başkanlığı seçimlerinde ise Yuşçenko'nun oyları yüzde 5'e kadar düşerken, bir önceki seçimleri kaybeden Rusya yanlısı Yanukoviç, bu sefer en yakın rakibi "turuncu prenses" lakaplı Yuliya Timoşenko'yu mağlup ederek devlet başkanlığı koltuğuna oturdu.

Ukrayna'nın Harkov kentinde dönemin Rusya Devlet Başkanı Dmitriy Medvedev ile masaya oturan Yanukoviç'in, Karadeniz Filosu'nun Kırım'da bulunma süresini 2042 yılına kadar uzatan anlaşmaya imza atması, Ukrayna'da Rusya karşıtları ve milliyetçilerin sert tepkilerine yol açtı.

"Euro Maydan"

Rusya yanlısı Viktor Yanukoviç iktidarının Kasım 2013'te Ukrayna-AB Ortaklık Anlaşması'nı imzalamayı reddetmesi üzerine Kiev'de başlayan olaylar, Ukrayna'yı tarihinin en büyük kaosuna sürüklerken, Rusya ve Batı arasında "Soğuk Savaş" yıllarını aratmayan gerginliklerin de başlangıcı oldu.

Kiev'de Rusya yanlısı Yanukoviç'in iktidardan inmesi talebiyle patlak veren kitlesel protesto eylemleri, polis ve göstericiler arasında silahlı çatışmalara dönüşerek başkenti savaş alanına çevirdi. Çoğunluğu radikal milliyetçilerden oluşan eylemciler ile güvenlik güçleri arasında çıkan çatışmalarda 100'ü aşkın kişi hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı.

Olayların ardından Yanukoviç ülkeyi terk ederken, Batı destekli muhalefet iktidara geldi. Kırım, Rusya tarafından ilhak edildi. Olayların devamında Rus nüfusun ve Rusya yanlılarının ağırlıkta olduğu ülkenin doğusundaki Donbass bölgesinde (Donetsk ve Lugansk), büyük ölçüde Moskova destekli milis örgütlenmeleri ile Batı'nın desteklediği Kiev yönetimi arasında silahlı çatışmalar baş gösterdi.

Bölgeyi kan gölüne çeviren çatışmalarda, önemli bölümünü sivillerin oluşturduğu on binlerce kişi hayatını kaybetti. Bölge nüfusunun ciddi bölümü göç etti. Şehirlerin altyapıları büyük zarar gördü. Rusya destekli Donetsk ve Lugansk "halk cumhuriyetleri" Kiev'den tek taraflı bağımsızlıklarını ilan etti.

Kırım'ın önemi ne? Tarihte Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya İmparatorluğu arasında savaşlara neden olan Kırım, 1783'te Çariçe Katerina zamanında Rusya'ya geçti. Sovyet lideri Nikita Kruşçev, 1954 yılında Kırım'ı Ukrayna'ya hediye edene kadar yarımada Rusya'ya aitti.

Kendisi de Ukrayna kökenli olan Kruşçev, Rusya'nın hakimiyeti altına girişinin 300'üncü yıl dönümünde Kırım'ı Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne verdi.

Her iki ülke de Sovyetler çatısı altında olduğu için o dönem fazla önemsenmeyen bu karar, SSCB'nin çökmesinin ardından Moskova ve Kiev için ciddi önem kazandı.

Büyük önem verdiği Karadeniz Filosu'nun, Batı'ya yakınlaşma riski bulunan Ukrayna'da kalması Rusya'yı kaygılandıran bir konu haline geldi. Nüfusunun çoğunluğu Ruslardan oluşan yarımada 2014 yılında yapılan referandum sonucu Rusya'ya bağlandı.

Rusya-Ukrayna ilişkileri Kırım'ın ilhak edildiği 2014 yılından bu yana çok gergin. Kerç Boğazı'nda iki ülke donanmalarının bu hafta başında karşı karşıya gelmesinin ardından Ukrayna'nın bazı bölgelerinde sıkıyönetim ilan edildi. Kiev, bunun savaş ilanı anlamına gelmediğini söylese de her iki ülke ordusu da teyakkuza geçirildi.

Kiev, Rusya'yı ülkenin doğusunu ve Kırım'ı "işgal etmekle" suçluyor. Ukrayna yasalarında Rusya, "saldırgan ülke" olarak tanımlanıyor. Ukrayna, Rusya ile 1997 yılında imzaladığı "dostluk, iş birliği ve ortaklık" anlaşmasını da yürürlükten kaldırdı.

Halk arasında Rusya karşıtlığının zirve yaptığı, Rusça eğitimin yasaklandığı, Rus sosyal paylaşım sitelerine erişimin engellendiği, medyada Rus dilindeki yayınların sınırlandığı ülkede, Dostoyevski, Tolstoy gibi Rus yazarlarının eserleri de okul müfredatlarından çıkarıldı.

BBC
title