Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Özgürlüğüne Kavuşan Nurettin Güven, Cezaevindeki 'Çakal Carlos' ile Telefonda Konuştu (2)

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Türkiye'ye iade edilen yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden Nurettin Güven, 13 Eylül'deki tahliyesinin ardından ilk kez DHA'ya konuştu.

Dha'ya ANLATTI

Türkiye'ye iade edilen yeraltı dünyasının tanınmış isimlerinden Nurettin Güven, 13 Eylül'deki tahliyesinin ardından ilk kez DHA'ya konuştu. Türkiye'de 2.5 yıl cezaevinde kalan Güven, cezaevi yıllarını ve başından geçenleri anlattı. Fransa, İngiltere, Türkiye'deki cezaevlerindeki insan hakları koşullarını kıyaslayan Nurettin Güven, İngiltere ve Fransa'daki cezaevlerinde İnsan haklarını olmadığını ileri sürdü.

"İNGİLİZ POLİSİ 'ÇAKAL CARLOS' OLDUĞUMU ZANNEDEREK YAKALADI"

Güven, 1994 yılında tutuklandığında İngiliz polisinin kendisini 'Çakal Carlos' zannederek Paddington polis istasyonunda 11 gün tuttuğunu, evinde bulunan silahlardan dolayı tutuklandığını ve İngiltere'deki Wandworth Cezaevi'ne konulduğunu söyledi. Güven, şöyle devam etti:

"3 ay sonra Carlos'u Fransız istihbaratı Sudan'dan Fransa'ya götürdü. Ben de 'Carlos' olmaktan kurtuldum. Fakat aynı insanla; İlich Ramirez Sanchez ile 2005 yılında Fransa'da Clairvaux Cezaevi'nde karşılaştım. Bana ilk 'Hoşgeldin' diyen insanlardan bir tanesiydi. Biran önce ülkesine gönderilmesini bütün kalbimle Allah'tan diliyorum. Carlos adına yaptıklarından ve yazdıklarından İsrail hükümeti alınmışsa onun adına ben özür diliyorum. Fransız halkına bir kötülüğü varsa ben özür diliyorum bir an önce serberst kalmasını temenni ediyorum. "

"SAAT 5'TE POLİSLER EVİMİ BASIP BENİ ALDILAR"

İngiltere'den Kıbrıs'a gitmek üzereyken İngiliz polisi tarafından tutuklanmasında İngiliz gizli servisinin parmağı olduğunu ileri süren, Nurettin Güven, İngiltere'yi terk edeceği gün yakalanmasını şöyle anlattı:

"Beni Türkiye'ye hiçbir şekilde vermeyen İngiltere Hükümeti beni aniden tutukladı. 24 saat zaten gözetim altındaydım. Ellerinde illegal yaptığım bir işim yoktu. Pasaportumu çıkartıp Kıbrıs'a bilet almıştım Sabah 07.00'de uçağım vardı. Saat 05.00'te polisler evimi basıp beni aldı. Fransa'ya gönderileceğimi söylediler. İngiltere Brixton Cezaevi'ne konuldum. Bu arada 7 aydır mahkemem devam ediyordu. Operasyonla beni İngiltere Belmarsh Cezaevi'ne gönderdiler. Ben de bulunmayan bir telefonu benim olduğu gerekçesiyle beni 21 gün hücreye koydular. Oradan da alıp az evvel bahsettiğim 24 kişilik cezaevinin içindeki cezaevine olarak koydular."

Nurettin Güven, İngiltere cezaevlerindeki koşulların Fransa ile aynı olduğunu İngiltere Belmarsh Cezaevi'nin 4 bin kişilik olduğunu bunun içerisinde 24 kişilik ayrı cezaevi bulunduğunu ifade ederken, "Bu cezaevinde tehlikeli suçlu ve teröristler kalıyor. Ben de o 24 kişilik cezaevinde bir hücredeydim. Fakat İngiliz insanları, gardiyanları, doktor ve halkından iyilik gördüm. Kötülük görmedim. İngiliz halkına müteşekkirim. İnsan ayrımı yapmadıkları için, faşistlik yapmadıkları için ve Türkleri kendilerinden bildikleri için sonsuz teşekkür ediyorum. Scotland Yard kendi metotlarını uyguladı. Ben de kendi metotlarımı uyguladım ve aklı selim galip geldi. Ne Türkiye'de ne de İngiltere'de kimseden yardım almadım. Aklımın ve bileğimin gücüyle buralara geldim" diye konuştu.

"KURAN ÖĞRENDİM, NAMAZA BAŞLADIM"

Nurettin Güven, Abu Hamza ile aynı cezaevinde kaldıklarını, orada çok kötü koşullar bulunduğunu, Türkiye'deki evi ile Türkçe konuşmasına izin verilmediğini, İslami sohbetlere katılmasının etkisiyle Kuran öğrendiğini, içki, sigarayı bırakıp, namaz kıldığını anlattı. Güven, İngiltere'deki cezaevindeki zor şartlar altında kendi isteği le Fransa'ya gitmeyi kabul etmesi üzerine 120 gün sonra Fransız interpolüne teslim edildiğini bildirerek şöyle konuştu:

"Paris'e indiğimde dünyanın en büyük teröristiymişim gibi davrandılar. 150 polis arabası vardı gittiğimde Fransa'ya. Beni oradan, oraya götürdüler, sonra tutuklandım. Ben 'DPS' yani tehlikeli mahkummuşum. Beni aldılar 5. katta tek kişilik hücreye koydular. 7 gün açlık grevi yaptım. Ordan oraya başka cezaevlerine sürdüler. Fransa'daki suçlamalar uyuşturucuyla ilgiliydi. Hayatında Fransa'ya adım atmamış bir insana 12 yıl ceza verdiler. Tekrar yineliyorum Fransız cezaevlerine Allah düşmanımı düşürmesin. Bütün yatanlara da Allah sabırlar versin."

"ALLAH DÜŞMANIMI FRANSIZ CEZAEVLERİNE DÜŞÜRMESİN"

"Paris'teki cezaevinde bulunduğunuz sırada, cezanızın kalan kısmını Türkiye'de tamamlamak istediniz? Kosullar Paris'teki cezaevinde çok mu kötüydü?" sorusuna Nurettin Güven, şu karşılığı verdi:

"Allah, düşmanımı Fransız cezaevlerine düşürmesin. Fransa faşist bir devlet. Türkler'i de düşman gözü ile görüyorlar. Fransa cezaevinde olan kardeşlerimize de Allah sabır versin. Benim cezamın tamamını bana orada bitirttiler. Türkiye'de ayrı bir suçtan ceza yattım. 1988 yılındaki bir suçtan yargılandım Türkiye'de. Kendi isteğimle İngiltere'ye değil Türkiye'ye iade oldum. 2.5 sene ceza yattım. Milletvekilleri, general, paşa, genelkurmaybaşkanının içeride olduğu bir dönemde hukuk aramak abes geldi. Cezamı yattım ve çıktım. Ben eski cezaevlerini tercih ederdim ama yeni sistem oluşmuş. İnsanlara iş imkanı, sosyal faaliyetler verilmiyor ama buna rağmen kendi ülkemde yatmak kendi ülkemin müdürü,savcısı, gardiyanıyla görüşmek benim için iftihar meselesi oldu."

" HAKKIMDA YAZILAN ÇİZİLEN HERŞEY ABARTILI VE YALAN"

Güven, "Kabadayılığa devam edecek misiniz?" sorusuna "Kabadayılık herkese göre değişir. Şimdilerde şekilden şekile girmiş bugüne kadar ekmeğimin ve ismimin kabadayısıydım ve ölünceye kadar Allah'ın izniyle böyle devam edeceğim. Hakkımda yazılan çizilen herşey abartılı ve yalandır. Devletten izin almadım, devlete boyun eğmedim, devletin de kölesi değilim. Devletin silahını taşımadım, devletten silah almadım, devlet için de kimseyi öldürmedim. Vicdanım da çok rahat. Müslüman olarak ahirete göçenlere de Allah'tan rahmet diliyorum" yanıtını verdi.

"ÜLKE ÖZLEMİ DÜNYAYA DEĞİŞİLMEZ"

Nurettin Güven, Türkiye'ye idadesine dair, "Herşeyden önce ülkeme kavuştum. Ülke özlemi dünyaya değişilmez. Evladın özlemi evlat hasreti tarif edilemez. 4 oğlum 1 kızımla dünyanın en mutlu günlerini yaşıyorum. Çocuklarımın en büyüğü 34 en küçüğü 24 yaşında" dedi.

Türkiye'de 4 gün Metris Cezaevinde kaldıktan sonra Silivri'ye nakledildiğini ve burada da 6 - 7 ay yattığını belirten Nurettin Güven, ardından tahliye edildiği 13 Eylül 2013'e kadar Bolu Mengen Cezaevi'ne nakledildiğini belirtti. Yaptığı işlere değinen Güven, "İngiltere'de kurduğum şirket, dünya çapındaydı. İki büyük gazeteye 97 yılında bir aylık tam sayfa vermiş olduğum ilanlardan bellidir. Sunday times gazetesinin aleyhime yazmış olduğu haberlerden dolayı şirketimi kapattım. Finans işlerine girdim. Amerikalı İngiliz Alman ve Türk ortaklarımla çok güzel şeyler başardık. Çin ile Filipinler ile Amerika güzel işler yaptık. İnşallah 5- 6 aya kadar da bu işlerin neticelerini hep beraber göreceğiz" dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Dünya
title