VAKIFBANK SPOR KULÜBÜ'NÜN BAŞKANI OLMAK NASIL BİR DUYGU?
- Aslında
spor ya da takımla uğraşmak zor ve yıpratıcı bir iş... İnsanlar bunu düşünerek eleştirirken daha cimri olmalı. Başkanlık yaparken kendi açımdan iki duyguyu aynı anda yaşıyorum. Dünyanın ve Avrupa'nın en başarılı takımının başkanı olmak mutluluk veriyor. Ama ailem için ise üzülüyorum.
Onlara vakit ayırmakta çok zorlanıyorum. Maç stesi, kulüp işleri derken çocuklarımızla ilgilenemiyoruz. Ama her hafta yeni bir heyecan yaşamak, bir beklenti içerisinde olmak enerjimizi artıyor. Dünyanın en başarılı takımının başkanı olarak düşündüğüm için ben çok mutluyum...
' TÜRK KADININA DUYULAN GÜVENİ HİSSEDİYORUM'
- 1986 yılında başlayan heyecan 30. yılına girdi... VakıfBank'ın voleybol yatırımlarını anlatır mısınız?
2010-11 sezonundan itibaren Vakıfbank Spor Kulübü'nde başladım. VakıBbankta ise 1996'da başladım. Bu süreç içerisinde geriye dönüp baktığımda kulübün ilk kurucu başkanların ne kadar büyük bir adım attıklarını görüyorum.
VakıfBank'ta Türk kadınına duyulan güveni hissediyorum. ve bunun başarı karşılığını görüyorum. Türkiye'nin en başarılı branşı tartışmasız kadın voleyboludur. Bu başarıyı sağlamak ciddi bir vizyon gerektiriyor. Türk kadının kendisine güven duyulduğunda ne kadar başarılı olabileceğini, önce ülkemize sonra dünyaya gösteriyoruz.
Bu sosyal fayda da içeriyor. Yoksa biz diğer spor kulüpleri gibi şampiyon olalım duygusuyla hareket etmiyoruz. Önce topluma nasıl faydalı oluruz, kızlarımıza nasıl destek oluruz onu düşünüyoruz. Son 5 yılda özellikle bunun meyvelerini aldığımız için mutluyuz.
'VAKIFBANK'TA HEDEF KÜÇÜLMEZ'
- Kısa ve uzun vadedeki planlarınız nelerdir?
VakıfBank voleybolda hep uzun vadeli düşünür. Geçen yıl oyuncu transferi yaparken biz de uzun vadede oynayabilecek daha genç oyuncularla yola çıktık. Sezon başı biz transfer yaptığımızda herkes F.Bahçe ve Eczacıbaşı'nın arkasında kaldığımızı düşündü. Çünkü biz gençlere yönelmiştik... VakıfBank hedef mi küçültüyor dendi ama sonuç ortada... Sosyal medyada görüyoruz. VakıfBank şöyle harcıyor böyle harcıyor. Vakıfbank hep zirveyi hedeflemesine rağmen en uygun bütçeyi kullanıyor. Her yıl şampiyonluk hedefiyle çıkıyoruz.
MERAK ETMESİNLER KUPALAR BİZİM
Şimdi önümüzdeki ilk hedef İtalya'daki Final Four'da mutlu son ardından da Türkiye Şampiyonluğu... Kimse merak etmesin iki kupayı da alacağız.
Her yıl başarılı olacak bir takımı, alt yapıyla destekleyerek kuruyoruz.
Üsküdar'daki salonumuz buna en güzel örnek. Biz bütün maçlarımızı Üsküdar'da oynayacağız. 33 bin metrekareye yakın dev bir inşaatın sonuna geldik. Dünyanın en güzel spor komplekslerinden biri yapıyoruz. Yarı olimpik havuzdan tutun; saunaya, voleybol ve jimnastikten, yakın dövüş salonlarına kadar yok yok yeni salonumuzda...
Bunların tamamı ciddi maliyetle üretildi. Sadece voleybol ile olan bölümü biz kullanacağız... Yüzde yirmiye tekabül eden diğer bölümlerin tamamı İstanbul ve Üsküdar halkı kullanacak. Üsküdar Belediyesi orayı çok daha yararlı kullanacak.
Vakıflar Genel Müdürlüğünü'nün arazisini 25 yıllık kiraladık. Vakıflar Genel Müdürlüğü, VakıfBank ve Üsküdar Belediyesi tarafından Türk sporuna verilmiş çok büyük bir armağandır bu salon... Banka açısından tamamen sosyal bir fayda. Ticari olarak böyle bir yatırıma ihtiyaç yok. Türk kadını insanına verdiği değeri gösteren onurlu bir davranış, büyük bir fedakarlık. Bizim açımızdan da kulübü yönetmemize ve başarımıza etki edecek. Altyapımız çok daha başarılı olacak.
'RAKİPLER BİZİM GÜCÜMÜZÜ İYİ BİLİR'
- Final Four için epey iddialısınız, İtalya'da en çok çekindiğiniz ekip hangisi?
AVRUPA'da tamam Fener namağlup ilerliyor ama biz de öyleyiz... Grupları namağlup bitirdikten sonra Eczacı ile eşleştik. Kurada rastgelmese de aynı ülke iki takımı finalde karşılaşamaz. Bu da bir ülkede iki takımdan fazlası Final Four'a gidemez demek oluyor. Bu zorunlu eşleşmelerde hep biz eşleştik ya Fener ya da Eczacıbaşıyla. İki takım Final Four'da deniyor ya o iki takımdan biri mutlaka Vakıfbank yanımıza başkası geliyor.
İnsanlar bu hakkı teslim etmeli. Evet Eczacıbaşı ve Volero Zürih zor takımlardı. Zürih kaç yıldır Final Four'a kalmanın hesaplarını yapıyor. Maç içinde rehavete kapıldığınız anda onların hücum gücünü biliyoruz. Hocamız Guidetti eşleşmeleri görünce bana, "İnanılmaz bir yola düştük ama biz zoru severiz" dedi. Ki biz yine üzerimize düşeni yapıp Final Four'a kaldık.
Diğer eşleşmede şanslar eşit... İtalyanlar da Ruslar da iyi, Dinamo Kazan'a 2014'te Bakü'deki finalde kaybettik. O finalde çok önemli iki oyuncumuz Polen ve Brakocevic'in sakatlıkları bizi etkilemişti.
F.Bahçe maçının ne kadar zor geçeceğini biliyorum. Tüm setlerin bir hataya bile bakabileceğinin farkındayız. Bizim onları yeneceğimize inancımız tam. Biz rakiplerimizin iyi takım olduğunu biliyoruz ama onlar da bizim ne kadar iyi takım olduğumuzu biliyorlar. Elediğimiz Eczacı ve Volero Zürih şu an Final Four'dakiler kadar iyi...
NAZ DURACAĞI YERİ BİLİYOR!
8. kez Final Four oynayacak Naz için yorumunuz nedir?
- Naz hem şanslı hem de aklı var. (Gülerek) Hangi kulübün başarılı olacağını bilip orada yer alıyor. Biz onunla nasıl güçlü olduğumuzu biliyoruz. 4 yıldır burada olması bir tesadüf değil. İyi profesyonel olan Naz'ın her yıl Final Four'da olması doğal. Daha çok 8 sayarsınız. Yaşı gereği en az bir 8 daha sayarsınız.
EN GENÇ AMA EN TECRÜBELİSİYİZ
Fenerbahçe ve Eczacıbaşı'na göre biz çok genç bir takımız. ama Final Four'da rakiplerimize oranla daha tecrübeliyiz. Anne Buijs, Lonneke Sloetjes, Kimberley Hill, Cansu ilk kez Final Four'a çıkacak. Bu oyuncu açısından da ayrı bir motivasyon. Bu yıl gerçekten bütün oyuncularımızdan memnunuz. Çok iyi çalışıyorlar. Takımdan genel olarak memnunuz.
Belirli bir başarıyı sağladıktan sonra bu istatistiklerde 4-5 yıl olarak görülüyor... Takımlarda bir kan değişikliğine ihtiyaç oluyor. Biz de geçen yıl tarzımız olmayan sayıda oyuncu değişikliğine gittik. Çok iyi, başarılı ve işi bilen bir teknik heyetimiz var. Biz bu yıl da bütün kupaları alalım ve tüm oyuncularımızla devam edelim isteriz.
KOÇ GUIDETTI VE KULÜP UYUŞUYOR
Teknik heyet hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyim?
- Koç Giovanni Guidetti bizim iyi dostumuz. İtalyan bize yakın, duygusal bizim gibi tepki veriyor. İşine aşık ve başarıya odaklı bir insan. Yetenekli oyuncuları, çalıştırarak geliştirmesi ve kazanmaya odaklı yapısı bizim kulübümüze uyuyor. O da biz de büyük çaba gösteriyoruz.
Bizi eleştiren de sezon sonu 'Ne yaptılar ne ettiler yine başarılı oldular' diyor. Başarıyı takdir etmek lazım. Yardımcı antrenörümüzden masörümüze; kondisyonerden, altyapı teknik ekibine kadar uyumlu bir ekibiz. Bizim amacımız oyuncuyu gelişebileceği en üst seviyeye getirmek. Bu arada eklemeden edemeyeceğim, sosyal medyada haksız transfer eleştirileri oluyor. Biz kimin takımından kimi transfer etmişiz, bize haksızlık yapılıyor.
'BU KULÜP HERKESİN KULÜBÜ'
Biz sporun ruhu içerisinde hareket ediyoruz. Maçı kazanabiliriz ya da kaybedebiliriz, tepkimiz aynı olur. Biz biliriz ki sporun sonucu önce tahmin edilemez. Biz Final Four'a kalarak ya da Türkiye Ligi'nde hep finallere kalarak başarımızı gösteriyoruz. Tabii ki gönül bu başarıları şampiyonluklarla da kutlamak istiyor.
Kibirden uzak mütevazi olmalıyız. VakıBbank böyle bir kulüp... Bu takım F.Bahçelilerin de takımı, Türkiye'deki tüm taraftarların da takımı... Herkes böyle düşünüp, böyle bakmalı...
Ülkemizi böylece layık olduğu yere taşıyabiliriz. Ben bu başarıların gelmesinde, Türk kadının değerini dünyaya gösterme şansı veren Vakıfbank Yönetimi ve Genel Müdürü'ne çok teşekkür ediyorum.