ORSAM Levant Çalışmaları Koordinatörü Orhan anlattı: İşte Süveyda'daki çatışmaların perde arkası

Suriye'nin Süveyda ilinde Dürzi silahlı gruplar ile Bedevi Arap aşiretler arasında başlayan çatışmalar, İsrail'in askeri müdahalesiyle bölgesel krize dönüştü. Ortadoğu Araştırmaları Merkezi Levant Çalışmaları Koordinatörü Dr. Oytun Orhan'a göre, çatışmalar sona erse de bölgedeki kırılganlık ve dış müdahale riski sürüyor.
Suriye'nin güneyinde Ürdün sınırında yer alan Süveyda ilinde 13 Temmuz'da Bedevi Araplar ile bazı Dürzi gruplar arasında silahlı çatışmalar başladı. Müdahaleye gelen Suriye güvenlik güçleri, pusuya düşürüldü. Büyüyen çatışmalar ateşkesle durduruldu ancak Hikmet el-Hecri'ye bağlı Dürzi güçler ateşkesi bozdu.
Dürzilerin güvenliğini bahane eden İsrail ordusu ise 16 Temmuz'da Suriye Cumhurbaşkanlığı yerleşkesi, Genelkurmay Başkanlığı ve Savunma Bakanlığını vurdu. Gelişmenin ardından Suriye ordusu Süveyda'dan çekilirken, Hecri grubu, Bedevi aileleri yerinden etmeye ve infazlara başladı. Dışarıdan binlerce aşiret savaşçısı, Bedevi Araplara desteğe geldi.
Suriye yönetiminin, 19 Temmuz'da güvenlik güçlerini Süveyda'da yeniden konuşlandırmaya başlayıp Bedevi ve aşiret savaşçılarının kentten çıkmasını sağlamasıyla yüzerce kişinin öldüğü tahmin edilen bölgedeki çatışmalar sona erdi.
ORSAM LEVANT ÇALIŞMALARI KOORDİNATÖRÜ ORHAN: RİSK FAKTÖRÜ HER ZAMAN SÖZ KONUSU
Yaşananları değerlendiren Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Dr. Oytun Orhan, bölgedeki çatışmalar sona ermiş olsa da risk faktörünün her zaman söz konusu olduğunu söyledi. Orhan, "Sonuçta çok uzun yıllar iç savaş yaşamış, halen ekonomik krizlerle baş etmeye çalışan, içerideki farklı silahlı, sivil, idari yapıları tek bir çatı altında birleştirmeye çalışan bir hükümet var. Ve bu içerideki kırılganlıkları manipüle etmek isteyecek dış aktörler de var." diye konuştu.
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Levant Çalışmaları Koordinatörü Dr. Oytun Orhan
Orhan'ın Suriye'de yaşananlara ilişkin değerlendirmeleri şu şekilde:
SURİYE'DE NELER OLUYOR?
"İsrail'in ilk tepkisi devrimden sonra Suriye'nin. stratejik askeri altyapısını çökertmek oldu, ortadan kaldırmak oldu. Diğer taraftan Suriyeli azınlık gruplarla ittifak açıklamaları ve sahada bunu destekleyen adımlar atmaya başladı. Bu politikanın en önemli ayağı Dürziler. Hem İsrail'e yakın bölgede, coğrafi olarak yakın bir bölgede yaşıyor olmaları için hem de İsrail'deki Dürziler üzerinden bir bağ kurarak Dürzilerin hamileliğini etkilenmeye çalıştı ve Dürzilerin iç savaş ortamında oluşan yerel düzeydeki askeri siyasi yapılarını destekleyerek bunların otomobil siyasi talepte bulunmaları için baskıladı ve destek verdi.
"SÜVEYDA'DAKİ GELİŞMELER TÜRKİYE'NİN ULUSAL GÜVENLİĞİNİ ETKİLEDİ"
On binlerce silahlı militan savaşçı, aşiret savaşçısı Süveyda'ya doğru hareket etti ve dolayısıyla burada bir iç çatışma ve olaylar kontrolden çıktı. Ama daha sonra hem Amerika'nın arabuluculuğuyla, Amerika'nın araya girmesiyle İsrail ve Suriye tarafları arasında bir ateşkes anlaşması imzalandı. Türkiye açısından da ve tabi ki Suriye hükümeti açısından da çok yakından takip edilen, doğrudan Türkiye'nin ulusal güvenliğini etkileyen bir gelişmeydi Süveyda'daki gelişmeler.
İSRAİL, ASLINDA SURİYE'DE NE İSTİYOR?
İsrail'in düşüncesine göre Dürz, bölgesinde uçacak bir otonom yapı, Suriye'nin genelinde özellikle SDG bölgeleri içinde bir örnek teşkil edecek ve Suriye'nin biraz önce bahsettiğim gibi Irak ve Lübnan benzeri bir yapıya doğru eğilmesini ve zayıf bir merkezi otoriteye sahip olmasına neden olacaktır. Dolayısıyla İsrail esasında burada Dürziler üzerinden Suriye'nin genelinde de bir federal yapı kurma amacındaydı.
ABD'NİN TAVRI NE OLDU?
Amerika'nın tavrı son derece belirleyici oldu. Bu noktada İsrail ile Amerika arasında Suriye politikası konusunda bir ayrışma olduğunu gözlemliyoruz. Yani İsrail'in parçalı bir Suriye istediğini, ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack açıkça kendisi de itiraf etti. Ama kendilerinin ünitel bir yapıdan, bir birlik içerisinde bir Suriye'den yana olduklarını ifade etti. Ve yine açık kaynaklara yansıyan, Amerikan kaynaklarına yansıyan bilgiler, Trump'tan Netanyahu yönelik ve Amerikan yönetimi içerisinden İsrail yönetimine yönelik giderek artan bir tepki olduğu. Yani bölgede bir düzen kurmak istediklerini ama buna karşılık İsrail'in İran'daki saldırılar dahil olmak üzere son Suriye saldırısıyla, Amerika'nın kurmak istediği düzeni bozuduğu ve giderek kızgınlığın arttığı yönünde.
FEDERAL BİR YAPI İSTEYEN SDG, SURİYE HÜKÜMETİYLE ANLAŞABİLECEK Mİ?
Tabi bu son dönemde Dürziler bağlamında yaşanan, İsrail'in saldırılarıyla şiddetlenen gelişmeler, SDG bölgesini de çok ciddi şekilde etkileyecek. Hatta açıkçası ben Süveyda'da yaşanan gelişmeleri, SDG ile Şam arasında bir hafta öncesinde yapılan görüşmedeki başarısızlığa bağlıyorum. Alacağı dış destekle beraber, işte SDG olsun, Dürziler meselesi, Arap Aleviler meselesi veya diğer bazı hala entegrasyonda sorun yaşayan silahlı grupları zaman içerisinde kendi bünyesinde konsolide edecek gibi gözüküyor.
ATEŞKES KALICI OLACAK MI?
Ama muhtemelen bu ateşkesin kalıcı olacağını, ufak bazı kırılganlıkların olsa bile kalıcı olacağını ve en nihayetinde burada daha hem meşru güç olarak hem de güvenilir ve bütün taraflar arasında güvenliği sağlayacak güç olarak merkezi hükümet güçlerinin burada otoritesinin tesis edilmesi muhtemelen mümkün gibi gözüküyor."