Orkide aramak için ölümü göze alan bitki avcısı

Orkide aramak için ölümü göze alan bitki avcısı
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İngiltere'den gelen bitki avcısı Tom Hart Dyke, 2000 yılında Panama ve Kolombiya arasında yer alan dünyanın en tehlikeli geçitlerinden biri olan kötü şöhretli Darien Boşluğu'nda, büyükannesinin adını vermek üzere keşfedilmemiş bir orkide ararken silah zoruyla kaçırıldı.

Panama ve Kolombiya arasındaki tehlikeli bir ormanda esaret altında geçirdiği üçüncü ayda Tom Hart Dyke, onu dehşete düşüren sözleri hatırladı: "Kelleni uçurmadan önce beş saatin var dostum."

İngiltere'den gelen bitki avcısı, 2000 yılında Panama ve Kolombiya arasında yer alan dünyanın en tehlikeli geçitlerinden biri olan kötü şöhretli Darien Boşluğu'nda, büyükannesinin adını vermek üzere keşfedilmemiş bir orkide ararken silah zoruyla kaçırılmıştı.

Tom, seyahatleri sırasında tanıştığı bir başka İngiliz gezgin olan Paul Winder ile kaçırıldı.

Kendisini hiç tahmin edemeyeceği orkidelere götüren şaşırtıcı yolculuğu BBC'ye anlattı.

Bitki avcısının çocukluğu

Tom, İngiltere'nin güneyinde, 1361'den beri ailesi tarafından nesilden nesile aktarılan bir şatoda büyüdü.

Bitkilere duyduğu hayranlığın etrafındaki "olağanüstü doğal güzellik" ve botanik sanatçısı olan büyükannesinden kaynaklandığını söylüyor.

Büyükannesinin onu genç yaşta bitkilerle ilgilenmeye teşvik ettiğini, yeni iklimlerde bitki yetiştirmenin zorluğunu sevdiğini ve bunun ona ilham verdiğini söylüyor.

O kadar ki, Tom sonunda bir bitki avcısı olacaktı.

Bitki avcıları, henüz keşfedilmemiş olanlar da dahil olmak üzere türler aramak için yurtdışına seyahat ediyor. Yeni bitkilerin farklı ülkelerde yetiştirilmesinde kilit rol oynuyorlar.

Tom'un ilk bitki avcılığı macerası

Tom tek başına gerçekleştirdiği ilk macerasına 20 yaşındayken atıldı: 1996 yılında İngiltere'den Portekiz'e bir bisiklet yolculuğu yaptı.

Bu onu birkaç yıl sonraki ilk bitki avı gezisine hazırladı. Bir yılını Güneydoğu Asya'da orkideler üzerine çalışarak, sonraki yılını da Avustralya'da geçirdi.

Tom bulduğu bitkilerin tohumlarını, tuttuğu günlük notları ve çektiği fotoğrafları eve gönderiyordu.

İki yıl sonra, devasa boyutlarıyla bilinen California sekoya ağaçlarını görmek için ABD'ye gitti.

Oradan da Kasım 1999'da Meksika'daki Bakır Kanyonu'na gitti.

Ve işte orada, Afrika ve Güneydoğu Asya'yı dolaşan, 28 yaşındaki İngiliz gezgin Paul Winder ile tanıştı.

Yolculuğun beklenmedik bir hal olması da burada gerçekleşti.

Darien Boşluğu

Tom "anında kaynaştıklarını" söylüyor ve kendisini dışa dönük, Paul'u ise içe dönük olarak tanımlıyor.

Tom, Paul sayesinde o zamanlar hiç bilmediği bir bölge olan Darien Boşluğu hakkında bilgi sahibi oldu.

Darien Boşluğu, Panama ile Kolombiya arasındaki sınırda yer alır; her iki ülkeyi ve Orta ve Güney Amerika'yı birbirine bağlayan tek kara yoludur.

En güzel doğa manzaralarından bazıları burada yer alır ama aynı zamanda dünyanın en tehlikeli geçitlerinden de biridir.

Yolu olmayan bu uzak rota yaklaşık 100 kilometreden fazla yoğun yağmur ormanları, dağlar, çalkantılı nehirler ve geniş bataklıklardan oluşuyor.

Onu geçmeye cesaret etmek, hayatını riske atmak demektir.

2000 yılında burası aynı zamanda solcu bir gerilla grubu olan Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) tarafından saklanma yeri olarak kullanılıyordu.

Marksist-Leninist bir ideolojiyi takip eden Komünist Parti'nin silahlı kanadı olarak 1964 yılında kuruldu.

Ama Tom yeni bir orkide bulmak istiyordu. Birkaç otobüs yolculuğundan sonra, ikili Mart 2000'de Panama'ya ve nihayetinde Darien Boşluğu'nun sınırına vardı.

'Aklından bile geçirme'

Tom, tavsiye aldığı kişilerin kendilerine "Bunu aklınızdan bile geçirmeyin" dediğini anlatıyor. Ama o ve Paul isteklerine engel olamadı.

Tom, Darien Boşluğu'ndaki ilk günlerini, "Çok korkutucu ama bir o kadar da güzel bir yerdi ve kimsecikler yoktu" şeklinde anlatıyor.

Sınırın Panama tarafında yaklaşık yedi gün tek başlarına yürüdükten sonra ve Kolombiya'ya ulaşmalarına yaklaşık iki gün kala Carlos'la karşılaştılar.

"Para bozmayı teklif etti" diye hatırlıyor Tom, ayrıca onlara rehberlik edeceğini de söyledi.

Nerede olduklarına dair hiçbir fikirleri olmadığını fark eden Tom ve Paul, Carlos'a ve onun birlikte olduğu bir başka kişi olan Francisco'ya güvenmekten başka çareleri olmadığına karar verdiler.

İki rehberleriyle birlikte yaklaşık iki gün boyunca bir patikayı takip ettiler ve sonunda kendilerini Kolombiya'dan 45 dakika uzakta buldular.

Yemeğe oturdular. Rehberlerinin küçük bir silahla vurduğu kuşları yediler.

"Paul ve ben gerilmeye başladık. Tehlikeli bir yerdeydik ve biraz gürültü yapıyorlardı" diye hatırlıyor Tom.

"Sırt çantalarımızı alıp ayağa kalktığımızda... okul çağındaki iki, üç çocuk - savaş kıyafetleri giymeleri ve M16, AK47 silahlarını sallamaları dışında - üzerimize doğru koştu."

İki rehber elleri arkalarında yere düştüler.

Tom, "dizlerinin bağının çözdüğü" söylüyor. Saldırganların sayısı birden altıya çıkmış.

'Silahlı orkide devriyeleri'

Onları esir alanlar FARC mensubu olduklarını söylemişler.

Esaretin ilk altı haftasında Tom, kendisini kaçıranların para istediğini, hatta Paul ya da kendisinin eve gidip parayı getirmesini önerdiklerini anlatıyor.

Ancak geride kalan kişinin öldürüleceğinden korkan ikili bunu reddetmiş.

Tom "Hayatta kalma içgüdümüz devreye girdi" diyor.

Sonunda bir bulut ormanına götürülmüşler ve Tom burada daha önce hiç görmediği "olağanüstü" orkideler görmüş.

Bu süre zarfında Tom, kendisini esir alanların "silahlı orkide devriyelerine" çıkmasına izin verdiklerini söyledi. Geri getirdiği bitkilerle "orkide bahçeleri" inşa etti.

'Bir orkide için vurulmayacağım'

Tom, Paul'ün bir gün ona dönerek nerede olduklarını ve oraya nasıl geldiklerini hatırlattığını söylüyor.

"Tom, içinde bulunduğumuz durumu unutma. Bir orkide için vurulmayacağım, tamam mı?" demiş.

Sonunda, onu kaçıranlar Tom'un yürüyüşlerinin uzun sürmesinden bıkmış ve orkide devriyeleri sona ermiş.

Esaretten üç ay sonra, Haziran 2020'de Tom ve Paul'ü ayırmışlar.

Tom kendisine "Kelleni uçurmadan önce beş saatin var dostum" dendiğini söylüyor.

"Artık bahçıvanlık yok. Bu kulübede kalacaksın Tom. Dışarı çıkarsanız vurulursunuz" diye eklemişler.

Tom kendisini esir alanlardan sakladığı günlüğüne yazmaya başlamış.

Teselliyi hayal gücünde aramış; seyahatlerinde bulduğu bitkilerle hayali bir bahçe çizmiş - tabii ki içinde orkideler de varmış.

Bunun "hayatını kurtardığını" söylüyor.

Ani gelen özgürlük

Bir gün, sorumlu kişiler beklenmedik bir şekilde değişmiş.

Sonra - birdenbire - sekiz ay sonra, ikili kaçırıldıkları yere yakın bir bölgeye geri götürülmüş ve gitmekte özgür oldukları söylenmiş.

Tüm eşyaları kendilerine geri verilmiş. Ama çileleri bitmemiş.

Kaçmaya çalışırken günlerce kendilerini bir bataklıkta sular içinde bulmuşlar.

Tom, "Yılanlar gerçekten dallardan aşağı sarkıyordu" diye tarif ediyor ve her ikisinin de "zihinsel olarak bitik" hissettiklerini söylüyor.

Paul Tom'a dönmüş ve yol tarifi için kendilerini esir alanlara dönmeleri gerektiğini söylemiş.

Böylece ağaçlarda bıraktıkları bıçak izleri üzerinden adımlarını takip etmişler ve kendilerini esir alanları tekrar bulmuşlar.

Tom, "İngiltere'den gelen şu aptallar, onlardan kurtulamıyoruz" diyerek gülüştüklerini anlatıyor.

Silah zoruyla alıkonulduktan sonra tekrar serbest bırakıldılar. Bu sefer doğru yöne doğru yola çıktılar.

Bir park bekçisi bulmuşlar ve o da onları İngiliz Büyükelçisi ile temasa geçirmiş.

Ancak telefondaki yetkili, "bu tür çok sayıda telefon aldıklarını" ve ikilinin aylardır öldüklerinin tahmin edildiğini söyleyerek telefonu kapatmış.

Tekrar aramışlar, bu sefer Paul konuşmuş. Tom, elçilik personelinin hayatta olduklarına inanmadığını anlatıyor.

Eve dönüş

Tom ve Paul tam Noel öncesi, 21 Aralık'ta evlerine döndüler.

Ancak böylesine uzun ve travmatik bir deneyimden sonra Tom'un yeniden uyum sağlaması biraz zaman aldı.

"İki haftamı yatağımda terleyerek geçirdim" diye hatırlıyor.

"2001 yılının Ocak ayının sonunda ormanda tuttuğum günlüğü açtım ve açtığımda ormanın o pis kokusu ve sıcaklığı sayfalardan taşıyordu. Ve orta sayfalarda hayalimdeki bahçe vardı" diye ekliyor.

Böylece, İngiltere'nin Kent bölgesindeki aile evinin arazisinde dünya haritası şeklinde bir bahçe tasarlamak için çalışmaya başladı.

Beş yıl sonra, Tom'un son günü olacağı söylenen o kader gününde hayal ettiği bahçe, Dünya Bahçesi, halka açıldı.

Kıta şeklindeki bahçelerde dünyanın her bölgesinden bitkiler yetişiyor.

Tom çocukken ilhamı büyükannesinden almıştı ve 2010 yılında vefat etmeden önce dokuz yıl daha birlikte zaman geçirdiler.

Ölmeden önce Tom'un yaptığı bahçeyi de gördü.

Büyükannesinin takma adını verebileceği bilinmeyen bir orkide keşfetmedi.

Ancak Meksika'da farklı bir bitkinin yeni bir türünü buldu.

Tom bunu aslanağzına benzer bir bitki olarak tanımlıyor ve ona büyükannesinin adını vermiş.

BBC
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title