Mekke Din Hizmetleri Ataşesi Süleyman Sarı Açıklaması
Mekke Din Hizmetleri Ataşesi Süleyman Sarı, Mekke ve Medine’ye gelenlerin hem Allah’ın, hem Resulü’nün misafiri olduklarını söyledi.
Mekke Din Hizmetleri Ataşesi Süleyman Sarı, Mekke ve Medine'ye gelenlerin hem Allah'ın, hem Resulü'nün misafiri olduklarını söyledi.
Sarı, Umre ziyareti için kutsal topraklara gelen Müslümanların uyması gereken kurallar ve yapacakları ibadetlerle ilgili bilgilendirmede bulundu.
Sarı, İHA muhabirine yaptığı açıklamada, tüm renk ve ırkların, tüm ülke ve halklarının kaynaşması, birbiri ile tanışması gereken ana vatan, şehirlerin anası Ümmülkura Mekke'de; din, diyanet ve medeniyet şehri Medine'de kardeşlik bilinci ile davranılması gerektiğini ifade etti.
Havalimanlarında fotoğraf çekimi, parmak izi alınması işlemleri uzun sürdüğü için sabırla ve misafir olunan ülkenin kanun ve nizamlarına saygı duyarak davranılması gerektiğini belirten Süleyman Sarı, "Mekke ve Medine'ye gelen kardeşlerimiz hem duyufurrahman hem de duyufurrasuldür yani hem Allah'ın hem de Resulü'nün misafiridir. Bu nedenle umre ibadeti için geldiği bu topraklarda kendini tamamen ibadete vererek sanki her anında ibadetteymiş edası ile davranmalıdır ki; bu durum memlekete dönünce de devam etmesi münasiptir. Yeryüzünün en temiz, en emin bölgesi olan kutsal topraklarda ruh, beden ve çevre temizliğine önem verilmelidir. Tüm renk ve ırkların, tüm ülke ve halklarının kaynaşması, birbiri ile tanışması gereken ana vatan, şehirlerin anası Ümmülkura Mekke'de; din, diyanet ve medeniyet şehri Medine'de kardeşlik bilinci ile davranılmalı; ibadetler terkedilerek, ülkelerin siyasi meseleleri diğer Ülkeleri incitecek yada kışkırtacak boyutlarda gösteriler yapılarak bu güzel şehirlerin manevi havası bozulmamalıdır. Örneğin bir ülkenin bayrağı açılarak zikir yapılması kutsal iklimin ahengini bozmaktadır. Her ülke bu uygulamayı yapsa birlik ve beraberlik ruhuna hangi yolla ulaşacaktır? Siyasi simge taşıyan tişörtle dolaşanlar tutuklanabilmektedirler. Hacerul Esvedi öpme adına kardeşlerin birbiri ile güreş, boks, karete gibi spor dallarını bizi gizli bir kamera gibi kayda alan o değerli emanet önünde gerçekleştirmeleri hatta itiş kakış manzaraları müslümanlara asla yakışmamaktadır. Hacerulesved önünde yere düşen bir telefonu alıp sahibine vermek isteyenler hırsız zannı ile tutuklanıp hapse atılmaktadır. Tavaf esnasında çok aşırı yüksek bir sesle dua etmek diğer kardeşlerimizin huşuunu zedelemektedir. Bu nedenle iyi bir dua talimi yapmak suretiyle bu ibadete gelinmeli ve içten geldiğince yürekten dua edilmelidir. Havalimanlarında fotoğraf çekimi, parmak izi alınması işlemleri uzun sürdüğü için sabırla ve misafir olduğumuz ülkenin kanun ve nizamlarına saygı duyarak davranılmalı; bu vakitleri bol zikir ve Kuran okuyarak geçirmeye özen gösterilmelidir. Gurbette olan insanlar kulağı sürekli haberde olduğu için her duyduğunu doğruluğunu teyit etmeden yaymakta ve sürekli dedikodu üreterek sevap kazanmak için geldiği bu iklimde günah yüklerini yüklenmek durumunda kalmaktadır. Mesela Bazı paylaşımlarda Medinede hutbede Türkiye için dua edildiği bildirilerek insanlar çok farklı yorumlara yönlendirilmektedir. Efendimizin farklı yıllarda sadece dört umre yaptığı hadis kaynaklarımızda ifade edilmektedir. Yani her Mekke'ye gelişinde bir umre yapmıştır. Cirane, Ten'ım, Hudeybiye, Arafat gibi harem sınırlarına giderek umre içinde umreler yapılmaktadır. Bunun yerine Mescid-i Haram'da kalınarak vakit namazlarını kılmak 100 bin sevabı kazanmak ve güç nispetinde bolca tavaf yapmak daha uygundur. Son zamanlarda Cidde Deniz sahiline gidilerek umrecilerimiz haremden uzaklaştırılmakta dönüşte ise bir umre çeşidi daha üretilmektedir.Türk umrecilerimizin çoğu nafileleri kılacağım diye farz-ı kifaye olan ve Uhud dağı ağırlığında bir cenaze namazını kılmamaktadır. Haremde cemaatle tesbih namazları ve kıyam halinde tüm secde ayetleri tek tek okunarak arka arkaya secdeye gidilmekte bu ise diğer Müslümanların dikkati ve şaşkınlığını celbetmektedir" dedi.
Haremde en az Kuran okuyanların Türk umreciler oludğunu belirten Sarı, "Lütfen umreye gelen her kardeşimize bir Kuran-ı Kerim hediye edelim ve okumasını da teşvik edelim. Bu ülkede Kuran basım fabrikası olduğu ve kontrolden geçirilerek bolca dağıtıldığı için diğer ülkelerden topluca gelen Kuran'ı kerimlere kontrol zorluğu olduğu için girişte el konulmaktadır. Bunun da anlayışla karşılanması bize yakışan bir üsluptur. Ülkeye yüklü miktarda para sokulması ve para çıkarılması yasaktır. Yakalananlara cezai müeyyideler uygulanmaktadır. Mekke ve Medine'de vefat eden vatandaşlarımızı ülkemizde defnetmek için nakil talepleri olmaktadır. Burada vefat eden birinin kıyamete kadar milyonlarca insanın ziyaret etmesine hayır dua edilmesine mani olmayalım. Efendimize ve Sahabe ile komşu olmalarına lütfen imkan tanıyalım. Zaten nakil işlemleri iki hafta sürmekte ve yüklü meblağlara mal olmaktadır. Bu durumu öğrenenler fikir değiştirmekte fakat bu sefer defin işlemleri gecikmektedir.Yaşlılık nedeniyle zihnen sıkıntılı olanların yanında muhakkak surette refakatçı-takipçisinin bulunması. Mesela alzeimer hastası olan vatandaşlarımızdan kayıplarımız bulunmaktadır. Medine'de Mescid-i Nebi'de Cennet Bahçesini işgal edercesine davranıp diğer kardeşlerine müsaade etmemek hoş bir davranış değildir. İsar duygusu burada da kendini göstermelidir.Ön safta yer varken arka safta namaza durmak mekruhtur. İnsanların ön safta namaz kılmak için Yarışmaları hatta adeta aralarında kura çekmelerini icab eden bir durum olması gerekirken ön saflara doğru ilerleyenlerin yollarını kapatarak saf tutmak ve namazın bitiminde de yerinden kalkmamak suretiyle kardeşlerine eza vermek de doğru bir davranış değildir" ifadelerini kullandı. - MEKKE