Kıbrıs Rum Kesimi Eski Dışişleri Bakanı Rolandis Açıklaması
Rum yönetiminde değişik dönemlerde, Dışişleri ve Ticaret Sanayi ve Turizm bakanlıkları görevinde bulunan Nikos Rolandis, Kıbrıs sorunu ve doğal gaz konusunda Rum Yönetimi yetkililerine ciddi uyarılarda bulunarak, "Federasyon veya başka bir çözüm"...
Kıbrıs
Rum yönetiminde değişik dönemlerde, Dışişleri ve Ticaret Sanayi ve Turizm bakanlıkları görevinde bulunan Nikos Rolandis, Kıbrıs sorunu ve doğal gaz konusunda Rum Yönetimi yetkililerine ciddi uyarılarda bulunarak, "Federasyon veya başka bir çözüm durumunda role sahip olacağı için Kıbrıs sorununu çözmek için Türkiye'ye güveniyorsak doğalgazda neden güvenmeyelim? Türkiye'ye hiçbir şey için güvenmiyorsak o zaman taksime gideriz. Türkiye'nin, en kötü halde birkaç yüz milyon olacak bu büyüklükteki bir zenginliği tek başımıza almamıza izin vereceğini zannetmeyelim.
Türkiye çok tehlikeli bir ülkedir. Dünyanın en büyük aptalı olmamız lazım" dedi.
Rolandis, "Kıbrıs sorununun çözümüyle bağdaştırmak istemezsek doğalgaz konusunda olacaklardan çok korkuyorum. Türkiye, Kıbrıslı Türklerin haklarıyla ilgili bir bahaneyle bir sabah gelir de doğalgaz ve diğer bütün enerji tesislerimizin bulunduğu 5-6 kilometrekareyi alırsa ne yapacağız? AB üyesiyiz ama kim döndü de bize baktı?" şeklinde konuştu.
Rolandis Fileleftheros'a verdiği ve ekonomide yaptıkları hatayı doğalgazda da yapmama uyarısında bulunduğu Rumlara, büyük ve "tehlikeli" diye nitelediği Türkiye'nin uyarılarını görmezden gelmeme çağrısında bulunduğu mülakatında özetle şu ilgi çekici görüşleri ortaya koydu:
"Bugün Kıbrıs'ta üç önemli meselemiz var. Ekonomi, Kıbrıs sorunu ve doğalgaz. Ekonomimizi bayır aşağı saldık ve şimdi peşinden koşuyoruz. Zaman zaman doğalgazı Kıbrıs sorununun çözümüyle bağdaştırmamız ve çözüm için katalizör olarak kullanma önerilerinde bulunmuştum. Talat önerileri alkışladı.
"DOĞALGAZIN KIBRISLI TÜRKLERLE RUMLAR ARASINDA ADİL YAPLAŞIMI"
Doğalgazı Kıbrıs sorununun çözümü için kullanır ve Türkiye ile Yunanistan'ı da içeri çekersek yakın geçmişte bize önerilenden çok daha iyi bir çözüm talep edebiliriz. Çünkü doğalgazın Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında adil, belki nüfus oranı temelinde veya ona yakın bir tercihle paylaşılabilmesi ve doğalgazı, şu anda var olan; Türkiye'nin Karacabey yöresinde başlayıp Gümülcine'ye giden boru hattı ile Türkiye ve Yunanistan üzerinden geçirmemiz için karşılığımız var. Halen Türkiye Yunanistan'la bu zemin üzerinde çalışıyor.
"TÜRKİYE'YE KIBRIS SORUNUNU ÇÖZMEK İÇİN GÜVENİYORSAK DOĞALGAZDA NEDEN GÜVENMEYELİM?"
Federasyon veya başka bir çözüm durumunda role sahip olacağı için Kıbrıs sorununu çözmek için Türkiye'ye güveniyorsak doğalgazda neden güvenmeyelim? Türkiye'ye hiçbir şey için güvenmiyorsak o zaman taksime gideriz. Türkiye'nin, en kötü halde birkaç yüz milyon olacak bu büyüklükteki bir zenginliği tek başımıza almamıza izin vereceğini zannetmeyelim.
Türkiye çok tehlikeli bir ülkedir. Dünyanın en büyük aptalı olmamız lazım. Türkiye'nin, hayatımızı çekilmez hale getirecek birçok yöntemi vardır ve o zaman daha önce hiç yaşamadığımız kadar büyük ve beter bir felaket olacak.
"BUGÜN İŞTAL BÖLGELERİNE GİTSENİZ ULUSLARARASI ŞİRKETLERİN ÜRÜNLERİNİN OLDUĞUNU GÖRÜRSÜNÜZ"
Kriz varsa Amerikan ve diğer yabancı şirketler Kıbrıs'ın işgal bölgelerinde işbirliği yaptıkları gibi yeni efendiyle işbirliği yapacaklar. İşgal bölgelerine giderseniz bütün uluslararası şirketlerin ürünlerinin olduğunu görürsünüz.
Kıbrıs sorunu çözülmeden ve doğalgazla ilgili mesele halledilmeden Kıbrıs doğalgazını değerlendiremez. Geç olmadan sesimin duyulmasını dilerim. Ekonomide yaptığımız hataları doğalgazda yapmayalım.
Kıbrıs sorununun çözümünden söz ederken bugünü kastetmiyorum, çünkü doğalgazın gelmesi için 6-7 yıla ihtiyaç var. Gücümüz ve müttefiklerimiz olmadan Türkiye'nin karşısında durabileceğimizi zannediyorsak aptalız. Şimdi ekonomi ile, 16 ortağımızın ne kadar müttefikimiz olduğu ortaya çıktı.
Yunanistan bile yanımızda durmadı. Onun da kendi memorandumu var ve konuşmaya cesaret etmiyor.
Her zaman olayların çok gerisinden geliyoruz. Daha önce size söylediğim korkunç senaryo en büyük korkumdur. Bütün enerjimizi, elektriği, doğalgazı ve petrol tesislerini 5 kilometrekarelik bir alanda topladık ve savunacak gücümüz de yok. Maalesef hayat bu, 35 yıldır bağırıyorum. Deneyimlerimizin bizi daha akıllı yapması gerekirdi, ancak şu ana kadar geçmişten ders almadık. Bu bir gerçek... Kıbrıs sorununun çözümüyle bağdaştırmak istemezsek doğalgaz konusunda olacaklardan çok korkuyorum.
"1948'DEN BUGÜNE 15 ÇÖZÜM İNİSİYATİFİNİ REDDETTİK, SONRA DA KALKIP TAVİZLER VERDİĞİMİZİ SÖYLÜYORUZ"
1948'den başlayarak bugüne kadar Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik 15 inisiyatifi reddettik ve sonra kalkıp ödünler verdik diyoruz.
Ancak gerçekte inisiyatifleri birbiri ardına reddederek 2004'te en kötü çözüm olan Annan planına ulaştık. Bugün şartlar, Annan planı dönemindekinden çok daha kötüdür. Ülke ikiye bölündü, işgal bölgelerinde aşama aşama, tanınmıyor olsa da bir 'devlet' kuruldu. Neredeyse bütün ülkelerle ve özellikle 55 İslam ülkesiyle siyasi ilişkiler kurdular ve tam devlete yükseltiler.
Zaman olanakları ve fırsatları maalesef öldürüyor. Kıbrıs sorununu ellerimizin arasından kaybettik, gösterişli söylemler kaldı ve sonunda işgal bölgeleri kaybolacak. Doğalgazla Kıbrıs sorununun çözümünün doğalgazla bağdaştırılması bir çözüm sağlar mı bilmiyorum.
"JEOPOLİTİK AÇIDAN TEHLİKELİ BİR BÖLOGEDEYSEN VE AKLIN DA YOKSA"
Jeopolitik açıdan tehlikeli bir bölgedeysen ve aklın yoksa ölürsün. Akdeniz'in ortasındayız, iki NATO ülkesi, Türkiye ve Yunanistan yanımızda, ABD'ye dost ülke İsrail bölgede, İngiliz üsleri, Araplar ve Arap Baharı, doğalgaz ve petrol çıkarları... Konumun ne kadar önemliyse o kadar çok akla ihtiyacın var.
Bugün karar verici olan bütün dostlara çağrım Türkiye'nin tehditlerini görmezden gelmemeleridir. Geçmişte birçok kez bu tehditleri görmezden geldik ve cezasını çektik. Türkiye 65'te tehdit etti ve 74'te istila yaptı. Ben o zamanlar, istilanın gerçekleşeceğinden korkan az sayıda kişiden biriydim. Ancak liderliğimiz böyle bir konu olmadığına inanıyordu. Dikkate almazsak Türkiye maalesef yine bir fırsat bulacak. 270 milyon dolar harcadığımız ancak sonunda boşa giden S-300 füzeleri meselemiz oldu. Bu konuda da uyarıda bulunan belki tek kişiydim. Her şey, ne kadar dar görüşlü olduğumuzu, Kıbrıs'ın üçte birini kaybettiğimizi ve şimdi doğalgazın da büyük tehlikede olduğunu gösteriyor.
Korkunç bir senaryo anlatayım: Güçlü ve acımasız Türkiye, Kıbrıslı Türklerin haklarıyla ilgili bir bahaneyle bir sabah gelir de doğalgaz ve diğer bütün enerji tesislerimizin bulunduğu 5-6 kilometrekareyi alırsa ne yapacağız? AB üyesiyiz ama kim döndü de bize baktı?
Ortaklar gelip sorunlarımızı görmek yerine Kıbrıslı Türklerin izolasyonlarını kaldırma yöntemlerini arıyor ve bütün Avrupa'nın bizimkilerden yana olmayan tezleri var. Her gün bunları şaşkınlıkla işitmiyor muyuz?" - LEFKOŞA