Kamala Harris, Joe Biden'ın ABD başkan adaylığı kampanyasını nasıl etkileyebilir?
ABD'de Demokrat Parti'nin başkan adayı Joe Biden, başkan Yardımcısı adayı olarak California Senatörü Kamala Harris'i seçti.
Bazen bariz bir isim, bariz nedenlerle tercih edilir.
ABD'de Demokrat Parti'nin başkan adayı olan Joe Biden Mart ayında başkan yardımcısı adayının kadın olacağını açıkladı. En güçlü aday Kamala Harris'ti.
Kamala Harris, hem güvenilir hem de pratik bir tercihti.
Harris artık Biden'dan sonraki dönemde Demokrat Parti'nin ABD Başkan adaylığında en güçlü siyasetçi konumunda.
Son bir ayda Harris yerine başka adayları öne çıkarma ve Harris'in bir açığını bulma girişimlerindeki artış de bununla alakalı olabilir.
Biden'ın yardımcısı olma yarışı, aynı zamanda bir veya iki sonraki genel seçimde Demokrat Parti'nin ABD Başkanı adayı olma yarışıydı ve Harris bu yarışta bir adım öne geçti.
Fakat şimdi gelecekteki seçimlerdeki adayları tartışmanın zamanı değil.
Demokrat Parti için en önemli şey Harris'in, Biden'ın başkanlık koltuğuna oturmasına yardım etmesi.
Harris'in Biden kampanyasına yapabileceği katkıları ve bazı Demokratları endişelendirebilecek özelliklerini inceledik.
Güçlü yönleri
Çeşitlilik
Açıkça söylemek gerekirse günümüzün Demokrat Partisi Joe Biden'a benzemiyor.
Partinin tabanı genç ve etnik açıdan çeşitliliğe sahip.
Biden'ın adaylığı kesinleştikten sonra kendisine, parti tabanını yansıtacak daha genç ve daha az beyaz bir yardımcı bulması gerektiği aşikardı.
Babası Jamaikalı annesi Hindistan göçmeni olan Harris bu ihtiyacı karşılıyor.
Başkan yardımcılığına aday olan ilk siyah kadın ve ilk Asyalı olma özelliklerini bir arada taşıyor.
55 yaşındaki Harris genç sayılmaz fakat 77 yaşındaki Biden'a kıyasla epey dinç bir siyasetçi.
Salı günü adı açıklanmadan önce paylaştığı Twitter mesajında parti liderliğinde daha fazla çeşitliliğe ihtiyaç olduğunu söylemişti:
"Siyah kadınlar ve beyaz olmayan kadınlar siyasette yeterince temsil edilmiyor ve Kasım'daki seçimde bunu değiştirme şansımız olacak."
Harris artık bu değişimin birebir parçası olma imkanına sahip.
Yıpratıcılık
Başkan yardımcısı adaylarının geleneksel rollerinden biri, rakibini yıpratacak "kirli" tartışmaları yürütmektir.
Başkan adayı söyleminde seviyeyi düşürmezken başkan yardımcısı rakibine sağlı sollu kroşeleri indirmeyi hedefler.
2008'de Cumhuriyetçi John McCain'in yardımcı adayı Sarah Palin, o süreçte Baraküda Balığı lakabını hak edecek işler yapmıştı.
Harris böylesi bir görevi başarıyla yapabilecek bir isim olarak görülüyor.
Biden, Harris'in başkan adayı adayı olduğu Temmuz 2019'daki ilk Demokrat adaylar tartışmasını kesinlkle hatırlıyordur.
O tartışmada Harris, Biden'ın, öğrencileri servislerle farklı mahallelerdeki okullara taşıyarak okullardaki ırk ayrımını azaltma fikrine itiraz etmesini eleştirmişti.
Harris, Senato'daki görevi sırasında çok kararlı ve agresif bir sorgulayıcı görevi de üstlenmişti.
Bunu net bir şekilde hatırlayan Donald Trump, Salı günü yaptığı konuşmada Harris'in Yüksek Mahkeme adayı Brett Kavanaugh'u "sıra dışı bir öfkeyle" sorguladığını söyledi.
Trump bundan hoşnut olmasa da bu tür bir öfke Biden'ın önümüzdeki aylarda aradığı şey olabilir.
Sebat
ABD seçimlerinde aday olan siyasetçilerin zaman zaman söylediği bir söz vardır: Adaylıkla birlikte karşılaşılan yoğun baskının boyutunu, aday olmadan anlayabilmek mümkün değildir.
Harris'in bu yılki seçimlerde başkanlık için koyduğu adaylık başarısız da olsa, yarışta çoğu adaydan erken havlu atmış da olsa, Harris adaylığın getirdiği baskıyı artık tanıyor.
Ocak 2019'da on binlerce destekçisiyle birlikte adaylığını açıkladığında, en güçlü adaylardan biri olarak görülüyordu.
Temmuz 2019'daki ilk Demokrat adaylar tartışmasının ardından bazı anketlerde ilk sıraya yükselmişti.
Harris bir süreliğine de olsa bu baskıyı tattı ve hakkında açığa çıkmasının zarar vereceği bazı gizli bilgiler olsaydı, bugüne kadar bunlar ifşa edilmiş olurdu.
Başkanlığa adaylık koymuş bir isim olduğu için Amerikalıların gözünde başkan olma potansiyeli bulunan biri olması da imkansız değil.
California Senatörü Harris, başkanlık adaylığı adaylığı yarışında en dinamik kişi değildi, en başarılı adaylardan olmadığı da net. Fakat artık bilinen bir siyasetçi.
Biden için, son dakika golü yemeyeceği bir isimle yola devam etmek avantajlı.
Dezavantajları
'Harris bir polis'
Diğer başkan yardımcılığı adaylarına kıyasla, Harris'in kolluk kuvvetlerinde geçirdiği zaman daha fazla.
Polis vahşeti ve kolluk kuvvetlerindeki kurumsal ırkçılığa karşı ABD'de son dönemde yaşanan büyük protestoları göz önünde bulundurucunca, Harris'in özgeçmişi bazı Demokrat Partilileri endişelendirebilir.
Harris'in başkan aday adaylığı sürecinde bu konu gündem oluşturdu. Harris birden fazla defa "Harris bir polis" sloganıyla protesto edildi.
San Francisco Bölge Savcısı ve California Adalet Bakanı olarak davalarda zanlılara karşı polisi destekledi, zanlılara haksız yere ceza verilen dosyalarda bile.
İdam cezasına karşı olduğunu açıklasa da o görevlerde bulunduğu sırada bunu destekledi.
George Floyd'un ölümünden sonra ise kolluk kuvvetlerinde reform yapılması gerektiğini açıkladı ve bazı ilericilerden takdir aldı.
Suçla mücadele eden sert bir görevli olmak genel seçimde bağımsız ve muhafazakar oyları çekmek için işe yarayabilir.
Fakat soldaki oylarda da kayba yol açacaksa, götürüsünden getirisinden fazla olabilir.
Ama bazıları ona hala şüpheyle yaklaşıyor.
Tutarsızlık
Yukarda Harris'in başkan aday adaylığı kampanyasının avantajlarından bahsetmiştik. Fakat o kampanyanın yarattığı dezavantajlar da oldu.
Büyük ses getirdiği dönemler olsa da kampanyada bazı sorunlar vardı ve bu sorunlar adayın kendisiyle ilgiliydi.
Harris senatör ve eyalet adalet bakanlığı sürecinde ılımlı bir politikacı olsa da başkan adaylığı adaylığı sırasında çizgisini sola taşıdı.
Ücretsiz kolej eğitimi, ücretsiz sağlık ve yeşil ekonomi politikalarını desteklese de bunlarda yeterince ikna edici değildi.
Özel sigortaların yasaklanmasıyla ilgili soruya verdiği yanıtla çelme yedi.
Üstünkörü bir şekilde "Hepsinden kurtulalım" dedi.
İlericiler için bu yanıt bir sorun teşkil etmese de ılımlılar bundan rahatsız oldu.
Seçmenlerin taleplerine göre savunduğu değerleri terk ettiği algısı, günümüz siyasetçileri için bir ölüm fermanıdır.
Samimiyet, en azından samimiyet algısı, seçmenlerin değer verdiği bir özellik ve aynı zamanda Donald Trump'ın seçilmesinde kısmen de olsa rol oynadı.
Trump seçmenleri her zaman ona katılmasa da fikriyle zikrinin bir olduğunu düşündü.
Harris'in ılımlı bir çizgiden sola kayıp sonra tekrar Biden'ın ılımlı politikalarına dönmesi, bazı seçmenlerin Harris'in vazgeçilmez değerleri olup olmadığını sorgulamasına yol açabilir.