İtalya'nın Yeni 'Değişim Hükümetinden' Avrupa Birliği Kurallarıyla Çelişen Vaatler
Bugün göreve başlaması beklenen Batı Avrupa'nın ilk sistem karşıtı iktidarının ne gibi etkilere yol açabileceği tartışılıyor.
İtalya'da 4 Mart'taki genel seçimlerin ardından yaklaşık 3 aydır süren siyasi kriz, sonunda dün akşam hükümeti kurma görevinin 5 Yıldız Hareketi-Lig koalisyonuna verilmesiyle aşıldı. Ancak koalisyonun programında, Avrupa Birliği'nin (AB) mali kurallarıyla çatışan vaatler bulunuyor.
Popülist hükümetin bugün yemin ederek göreve başlaması beklenirken, şimdi Batı Avrupa'nın ilk sistem karşıtı iktidarının ne gibi etkilere yol açabileceği tartışılıyor.
4 Mart seçimlerinin gerçek bir kazananı olmasa da, hiçbir parti ya da ittifak parlamentoda çoğunluğu elde edemese de seçimlerden AB'ye mesafeli yaklaşan, göç karşıtı, gücünü müesses nizam eleştirisinden alan partiler güç kazanarak çıktı.
Ve 3 ay süren pazarlıklar, bu partilerin AB'nin kurucuları arasında yer alan bir ülkenin iktidarına ilk kez popülist ve sistem karşıtı partilerin gelmesiyle sonuçlandı.
Güney Bakanlığı ve Engelliler Bakanlığı kuruluyor
Hükümetin bugünkü imza töreninin ardından parlamentoda güvenoylaması sonrası resmen göreve başlaması bekleniyor.
18 bakanın yer aldığı kabinede 5 kadın bulunuyor. Savunma, Sağlık, Kamu Yönetimi, Bölgelerle İlişkiler ve Güney Bakanlığı kadınların yönetiminde olacak.
Kabinedeki en dikkat çekici yenilikler arasında, İtalya'nın refah seviyesi düşük güney bölgelerine odaklanacak bu "Güney Bakanlığı" ile "Engelliler Bakanlığı" da yer alıyor.
Başbakanlığını hukuk profesörü, avukat Giuseppe Conte'nin yaptığı hükümette, 5 Yıldız ve Lig'in liderleri de hem başbakan yardımcılığı hem de birer bakanlık görevini üstlendi.
5 Yıldız lideri Luigi Di Maio Ekonomik Kalkınma ve Çalışma Bakanı, Lig lideri Matteo Salvini de İçişleri Bakanı olarak görev yapacak.
Halkın yaklaşık yüzde 70'i Euro'dan ayrılmak istemiyor
"Değişim Hükümeti"nin ekonomi bakanlığına aday gösterdiği ancak cumhurbaşkanının "Euro karşıtı" olduğu gerekçesiyle veto ettiği ekonomist Paolo Savona, nihai kabine listesinde Avrupa ile İlişkiler Bakanlığı'na getirildi.
Ekonomi ve Maliye Bakanlığı görevi ise Savona'nın yerine daha ılımlı bulunan ekonomi profesörü Giovanni Tria'ya verildi. Tria da AB'nin mali kurallarını eleştirse de euro'dan ayrılmayı savunmuyor.
Paolo Savona, İtalya'nın AB ortak para biriminden ayrılması için geliştirdiği "B Planı" senaryosuyla tanınırken Giovanni Tria, "Euro'dan ayrılmanın her derde deva olacağını söyleyenlere hak vermiyorum ama Avrupa Merkez Bankası başkanı Mario Draghi'nin "euro'dan geri dönülmez" şeklindeki sözlerine de hak vermiyorum" demişti.
İtalya'da bu hafta içinde açıklanan anketler de halkın yüzde 60-72'sinin euro'dan ayrılmak istemediğini gösteriyor.
AB ile çatışabilir
Seçimlerden bu yana yaşanan siyasi belirsizliğin piyasalara yansıması olumsuz olurken, dün akşamki hükümet anlaşmasının ardından Milano borsası bu sabah yükselişle açıldı.
Belirsizliğin sona ermesi piyasaları rahatlatmış görünse de, yeni hükümetin vaatlerini hayata geçirmeye çalışması halinde İtalya'yı ve tüm euro bölgesini yeni bir krize sürükleyebileceği belirtiliyor.
Kendilerine "Değişim Hükümeti" adını veren 5 Yıldız-Lig koalisyonunun programında, AB'nin mali kurallarıyla çatışan vaatler bulunuyor.
Halen kamu borcu, gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 132'sine denk gelen İtalya, bu oranla AB'de Yunanistan'dan sonra en yüksek borca sahip ülke konumunda. "Değişim Hükümeti" ise, vatandaşlık geliri ve emeklilik geliri adı altında düşük gelirlilere ayda 780 euro ödeme vaadinde bulunuyor.
Ayrıca gelir vergilerinin düşürülerek yüzde 15-20 oranlarına sabitlenmesi öngörülüyor. Bu kalemlerin İtalya'nın kamu borcunun on milyarlarca euro daha artmasına yol açacağı belirtiliyor.
Salvini 'Müslümanların entegrasyonu daha güç' demişti İtalya'yı AB ile karşı karşıya getirebilecek başka bir husus da, göç konusundaki vaatler. Hem 5 Yıldız Hareketi hem de Lig, seçim kampanyası boyunca "Önce İtalyanlar" sloganını sıklıkla kullanmıştı. Hükümet programında da, halen İtalya'da 500 bin "kayıt dışı" göçmen olduğu iddia ediliyor ve bunların sınır dışı edilmesine öncelik verileceği belirtiliyor. Ayrıca AB ülkeleri arasında mültecilerin dağılımını düzenleyen anlaşmaların gözden geçirilmesi de isteniyor.
5 Yıldız'dan da zaman zaman göç karşıtı açıklamalar gelse de, koalisyon ortakları arasında göç karşıtlığında en sert tutumu Lig sergiliyor.
Aşırı sağcı Lig lideri Matteo Salvini özellikle Müslümanların İtalyan toplumuna entegrasyonunun daha güç olduğunu iddia ediyor.
Yeni hükümette hem Başbakan Yardımcısı hem de İçişleri Bakanı olarak görev alacak olan Salvini'nin göç konusunda atmak istediği adımlar insan hakları savunucularını endişelendiriyor. İtalya'nın göç politikalarında değişikliğe gidilmesi halinde AB ile de çatışma yaşanabileceği belirtiliyor.
Salvini, dün akşam Roma'da hükümet kurulurken kuzeydeki Sondrio kasabasında bir miting düzenledi ve göç konusunun önceliklerinden olacağını söyledi. Salvini, göçmenler konusundaki politikasını "Onlara kendi evlerinde yardım edelim" diye açıkladı ve İtalya'da göçmen kabulüne ayrılan 5 milyar euro'luk bütçede büyük kesintilere gideceğini söyledi.
Dış politikada Rus rüzgarı
İtalya'nın yeni hükümetinin dış politika alanında en çarpıcı değişim vaadi ise Rusya ile yakınlaşma isteği. Hükümet programında, AB'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımların kaldırılması isteniyor. Rusya'nın bir tehdit değil NATO ve AB için potansiyel bir ortak olduğu belirtiliyor.
Hükümet ortaklarının Türkiye'nin AB üyelğine sıcak bakmadığı da biliniyor. Lig lideri Matteo Salvini, her fırsatta Türkiye'nin AB'ye üyelik müzakerelerinin sürdürülmesine karşı çıkıyor. Son olarak da geçen Şubat ayında, seçim kampanyası sürerken Türkiye'nin AB üyesi olmasından bahsetmenin "tamamen bir delilik" olduğunu söylemişti.
5 Yıldız Hareketi lideri Luigi Di Maio da AB'nin Türkiye ile göç anlaşması imzalamasını eleştirerek, "Sultan ile el sıkışırsan sen de sultanlaşırsın" demişti.