Haberler
Lübnan Başbakanı Mikati'den ateşkes sonrası çağrı: Derhal uygulayın

Lübnan Başbakanı'ndan ateşkes sonrası kritik çağrı: Derhal uygulayın

Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

Netanyahu'dan ateşkes sonrası ilk açıklama: Hizbullah anlaşmayı bozarsa onları vururuz

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

İsrail kabinesi, Lübnan ile ateşkes anlaşmasını onayladı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BAE'de öldürülen İsrailli hahamın katilleri Türkiye'de yakalandı

BBC

İtalya'da Seçimler Öncesi 'Faşizmin Dönüşü' Tartışması

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

4 Mart'taki genel seçimlere hazırlanan İtalya'da faşizmin siyaset sahnesine yeniden dönüp dönmediği tartışılıyor.

4 Mart'taki genel seçimlere hazırlanan İtalya'da, kampanya afişleriyle birlikte sokakları süsleyen çarpıcı bir poster daha var: Sırtı dönük, ellerini arkasında kavuşturmuş, dazlak, kalın boyunlu, üniformalı bir adam ve yanında "faşist karakterlerle" yazılmış "Geri Döndüm" yazısı.

Posterdeki adamın yüzü görülmese de, ismi anılmasa da "geri dönenin" kim olduğunu anlamak pek de güç değil: Benito Mussolini.

İtalya'da ay başından bu yana sinemalarda gösterilen "Geri Döndüm" (Sono Tornato), Hitler'in gizemli bir şekilde günümüz Almanyası'na dönüşünü senaryolaştıran Alman yapımı "Er Ist Wieder Da" (Geri Döndü) filminin İtalya'ya uyarlanmış versiyonu.

Filmde, Mussolini'nin bugünün İtalyasına dönüşü ve bu dönüşün toplumsal etkileri hicvediliyor.

Ölümünden 72 yıl sonra 2017 İtalyası'na dönen Mussolini, televizyonun "muhteşem bir propaganda aracı" olduğunu fark ediyor ve bir televizyon kanalında şov yapmaya başlıyor.

Mussolini'deki "cevheri" görerek kendisine gösterişli bir şov programı yaptıran tv yöneticisi kadın, filmin sonunda bir gazetecinin "faşizmi yüceltiyorsunuz" eleştirisine gülerek şu yanıtı veriyor:

"Faşizmin modası 70 yıl önce geçti."

Bu sözleri çarpıcı kılansa, yalnızca filmdeki kurgusal İtalya'da değil, gerçek İtalya'da da faşizmi meşru göstermekle suçlanan kesimlerin sarıldığı bir savunma yöntemi olması. Seçimlere giden sağ ittifak

Haydi İtalya, Kuzey Ligi ve İtalya'nın Kardeşleri partilerinden oluşan ve anketlere göre en fazla oyu alması beklenen grubu oluşturan sağ ittifak, faşizmi meşrulaştırdıkları yönündeki eleştirilere aynen filmdeki televizyon yöneticisinin sözleriyle yanıt veriyor.

Fakat seçimlere gidilirken yükselen söylemleri duyunca, ülkede faşizmin gerçekten de modasının geçtiğine, Haydi İtalya lideri eski başbakan Silvio Berlusconi'nin dediği gibi faşizmin gerçekten de "ölüp gömüldüğüne" inanmak güçleşiyor. Aksine, gittikçe banalleşen ırkçı propagandanın da etkisiyle üzerindeki ölü toprağını atmakta olduğu endişesi güçleniyor.

"Önce İtalyanlar" sloganı

Irkçı propaganda yaparak seçime hazırlanan ve bazı kesimler tarafından "post-faşist" diye nitelenen aşırı sağcı İtalya'nın Kardeşleri partisi, ülkenin "faşizme dönüş" gibi bir sorunu olmadığını, esas sorunun "yasa dışı" göçmenler ve "Avrupa'nın İslamlaşması" olduğunu savunuyor.

Seçim kampanyasının start'ını, faşist rejim tarafından kurulan Latina kentinde veren İtalya'nın Kardeşleri partisi "Önce İtalyanlar" sloganıyla seçime hazırlanıyor. Partinin adayları arasında da Mussolini'nin torunu Rachele Mussolini özellikle parlatılıyor.

Sağ ittifakın bir diğer üyesi Kuzey Ligi de, ülkenin kuzeyindeki Padanya bölgesinin bağımsızlığını savunan bir parti olarak doğsa da son yıllarda marjinal bir parti olmaktan çıkıp ulusal bir parti kimliğine bürünme çabasında yabancı düşmanlığını "birleştirici unsur" olarak kullanıyor.

Salvini de "Önce İtalyanlar" sloganını kampanyasının merkezine oturtmuş durumda. Salvini, "Faşizm döneminde çok sayıda güzel şey yapıldı" demekten de çekinmiyor.

Sağ ittifak içindeki "en ılımlı" parti olarak görülen Haydi İtalya'nın lideri Berlusconi de geçmişte birçok kez "faşizmin iyi şeyler de yaptığını" ve Mussolini'yi bir diktatör olarak görmediğini söylemişti.

Berlusconi kampanya boyunca da birkaç kez İtalya'da 600 bin yasa dışı göçmenin bulunduğunu ve kendileri iktidara gelirse bunların hepsini göndereceklerini söyledi.

Berlusconi, göçmenleri "suç eylemleriyle yaşamakla" da itham etti.

Berlusconi, bir vergi davasından aldığı mahkumiyet nedeniyle seçimlerde aday olamıyor ancak parti lideri olarak kampanya yapmayı sürdürüyor.

Macerata saldırısının etkileri

Seçim atmosferinde gittikçe yükselen yabancı düşmanı ve ırkçı söylemler, 3 Şubat'ta Macerata'da düzenlenen ırkçı saldırının ardından daha fazla ciddiye alınmaya başladı.

3 Şubat sabahı tabancasını alıp arabasına binen 28 yaşındaki Luca Traini isimli İtalyan, sokak sokak gezerek ten renklerinden Afrikalı olduklarını anladığı 6 kişiyi vurarak yaraladı.

Traini, boynuna İtalyan bayrağı dolayıp faşist selamı verdikten sonra teslim oldu.

Traini, kentte kısa süre önce 18 yaşındaki bir genç kızın parçalara ayrılmış cesedinin bulunması ve olayla ilgili olarak Nijeryalı bir adamın gözaltına alınması üzerine "intikam" amacıyla saldırıyı düzenlediğini iddia etti.

Dazlak tıraşı ve şakağındaki "kurt kapanı" dövmesi dikkat çeken Traini'nin evinde Hitler'in "Mein Kampf" kitabı ve Nazi sembollü bir bayrak bulundu.

Traini'nin geçen yıl yapılan yerel seçimlerde Kuzey Ligi'nden aday olduğu da ortaya çıktı.

Kuzey Ligi lideri Matteo Salvini saldırıdan, "kontrolsüz göçün yarattığı kaos, öfke ve toplumsal çatışmayı" sorumlu tuttu.

Neo-faşist parti Yeni Güç (Forza Nuova) de Luca Traini'yi açıkça destekleyerek "Luca'yı yalnız bırakmayacağız" açıklamasını yaptı.

Sol kanatta yer alan Temsilciler Meclisi Başkanı Laura Boldrini ise saldırının esas sorumlusunun, "nefreti körükleyen ve faşizmi aklayan" Salvini gibi politikacılar olduğunu söyledi.

"Yeni tehlike kripto-faşizm"

Macerata saldırısı "faşizmin dönüşü" temasını seçim öncesi siyasi tartışmaların üst sıralarına taşıdı.

Saldırıdan bir hafta sonra Macerata'da 20 bin kişinin katılımıyla bir "faşizme hayır" yürüyüşü yapıldı.

"İtalya'ya faşizm döner mi dönmez mi?" tartışmasına iktidardaki merkez-sol Demokratik Parti'nin Senato Grup Başkanı Luigi Zanda'dan şu yorum geldi:

"Tanıdığımız şekliyle faşizm, Roma Yürüyüşü ve kara gömlekliler geri dönmeyecek. Ancak yeni ve büyük bir tehlike var: İtalyanların düşüncelerinde ve yaşamında gerçek bir kültür yozlaşmasına yol açan Kuzey Ligi'nin kripto-faşizmi.

"Gittikçe yükselen tonlar, göçmenlere ya da farklı görüştekilere hakaretler, sürekli bağırma hali. Bu tarz ve duruşlar, Berlusconi'nin popülizmiyle birleşince demokrasimiz için ciddi bir tehlike teşkil ediyor."

"Mussolini'nin hayaleti"

Mussolini'nin 1940'taki meşhur balkon konuşmasıyla Fransa ve İngiltere'ye savaş ilan ettiği Venedik Sarayı'nın az ilerisinde, meydanın karşı tarafında "Geri Döndüm" filminin devasa afişi asılı duruyor.

1 Şubat'ta gösterime giren film, ilk 10 gün içinde yaklaşık 2 milyon euro gişe hasılatı elde etti. Filmin merak uyandırmasının İtalyanların faşizm özlemini yansıttığını söylemek doğru olmaz elbette ama filmin yönetmeninin basına yaptığı çeşitli açıklamalarda söyledikleri akılda kalıcı:

"Mussolini'nin hayaleti seçim kampanyalarında dolaşıyor."

"Bu ülkede Mussolini'nin geri döndüğünü görmek isteyen çok insan var."

"Biz bir diktatörün nasıl önce destek bulup sonra da diktatörlüğe ulaştığını göstermek istedik."

BBC
title