İtalya'da koronavirüs: Ölüm kalım kararları vermek zorunda kalan doktorlar
İtalya'da koronavirüs kapanlar hastanelere akın ederken, doktorlar kimin hayat kurtarabilecek tedavileri alacağına karar vermek gibi zorlu seçimlerle karşı karşıya kaılıyor.
İtalya'da koronavirüsle mücadelenin ön saflarındaki doktorlar, hayat kurtaran tedavileri kimlere uygulayıp uygulamayacaklarını seçmek zorunda kaldıklarını söylüyor.
Yeni koronavirüs enfeksiyonları her gün artarken, barış dönemlerinde daha önce görülmemiş bir baskı altındaki İtalyan sağlık sistemi, hastaları tedavi etmek için yeterli hastane yatağı bulmakta zorlanıyor.
Ülkenin kuzeyindeki Lombardiya bölgesine bağlı Bergamo'da bir yoğun bakım ünitesini yöneten Dr. Christian Salaroli, 80 ila 95 yaşındaki bir kişi ağır bir solunum rahatsızlığıyla gelmişse büyük ihtimalle tedaviye etmiyoruz" diyor.
Corriere della Sera gazetesine konuşan Salaroli, "Bunlar korkunç sözler ama maalesef doğru. Mucize yaratma girişimlerinde bulunacak durumda değiliz" diye de ekliyor.
Peki İtalya'daki salgında ölüm kalım kararları almayı gerekli kılacak neler var?
'Zorlu seçimler'
Koronavirüs salgını İtalya'da özellikle ölümcül seyrediyor. Son verilere göre yaklaşık 25 bin vakadan 1809'u hayatını kaybetti. Bu, Çin'deki ölümlerin kabaca üçte biri.
BM'ye göre İtalya, Japonya'dan sonra dünyanın en yaşlı ikinci nüfusun sahip. Bu da, virüse yakalandıklarında hastalığı çok daha ağır geçirmelerine neden oluyor.
Ay başında, İtalyan Anestezi, Analjezi, Resüsitasyon ve Yoğun Bakım Tedavisi Vakfı (SIAARTI) doktorlara "istisnai durumlarda" kimlere yoğun bakım ünitelerinde yer verilmesi gerektiği konusunda etik tavsiyelerde bulundu.
Doktor ve hemşirelere, hastalara yatış sıralarına göre hizmet vermek yerine, kimin yoğun bakım tedavisinden sonra iyileşme ihtimalinin daha yüksek olduğuna odaklanarak, "zorlu kararlar" verme tavsiyesi yapıldı.
Açıklamada "Bazı hastaları tedavi edip, diğerlerine verilen tedaviyi kısıtlamayı öneren SIAARTI değil, doktorları dikkatlerini tedaviden kimin daha çok faydalanacağına yöneltmeye zorlayan acil durum koşulları" denildi.
'Tsunami'
İtalya'daki yoğun bakım ünitelerinde 5200 kadar yatak bulunuyor, ancak kış aylarında bu yatakları zaten solunum güçlüğü yaşayan hastalar dolduruyor.
Ükenin kuzeyindeki Lombardiya ve Veneto bölgelerindeki özel ve kamu hastanelerinde sadece 1800 yatak var.
Lombardiya'daki bir hastanede çalışan Dr. Stefano Magnone, BBC'ye yaptığı açıklamada kapasitelerinin doğduğunu söyledi.
Magnone "Durum her geçen gün kötüleşiyor. Koronavirüs pozitif hastaları tedavi etmek için yoğun bakımda ve normal servislerdeki yatak kapasitemizin sınırlarına yaklaşıyoruz" dedi.
"Bölgemizde kaynaklarımız tamamen tükendi, hem insan hem de teknoloji anlamında. Yeni solunum cihazları bekliyoruz".
Bu hafta başı, Bergamo'daki yoğun bakım doktoru Daniele Macchini'nin anlatımları Twitter'da büyük ilgi görmüştü.
Ekibinin "bir tsunamiyle" karşı karşıya olduğunu ve solunum cihazı gibi tıbbi ekipmanların "altın gibi" değerli olduğunu söyledi.
"Vakalar çoğalıyor. Günde 15-20 hasta geliyor, hepsi aynı nedenle. Testlerin sonuçları peş peşe geliyor; pozitif, pozitif, pozitif. Acil servis birden çöktü."
"Enfekte olan iş arkadaşlarımız akrabalarına da bulaştırdı ve bazı yakınları ölüm kalım savaşı veriyor."
Dr. Salaroli tıp çalışanları üzerindeki duygusal yükün "yıkıcı" boyutlarda olduğunu ve ekibindeki bazı doktarların, yapmak zorunda kaldıkları seçimlerin ağırlığı altında "ezildiklerini" söylüyor.
"Bu bir başhekime de, yeni mesleğe başlayıp, kendisini bir insanın hayatı konusunda karar vermek zorunda bulan genç bir doktora da olabiliyor."
"30 yıllı tecrübeye sahip hemşirelerin birden ağladığını, sinir krizleri geçirdiklerini, titrediklerini gördüm."
BBC'ye konuşan İtalyan Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio, Avurpa çapındaki tüm hastaneler ve kliniklere tıbbi malzeme teminini koordine eden tek bir Avrupa birimi kurulması çağrısında bulundu.
Di Maio, Kuzey İtalya'daki on şehirde yeni vaka ortaya çıkmadığını belirterek, iyimser bir tonda konuştu.
"İtalya bu kadar kötü etkilenen ilk Avrupa ülkesi oldu. Ama umarım bu İtalya'nın acil durumu ardında bırakan ilk ülke olması anlamına da gelir."