Orta Doğu'da İsrail-Filistin Savaşı: İran, Hizbullah, Husiler ve Irak Grupları Dahil Oluyor
İsrail ile Filistinli grup Hamas arasındaki savaş, Orta Doğu'da gerginliğin tırmanmasına neden oldu. İran, Hizbullah, Husiler ve Irak'taki çeşitli silahlı gruplar da çatışmaya dahil oldu. Bu dış aktörler arasında çeşitli saldırılar, suikastlar ve roket saldırıları gerçekleşti. Bu olaylar, bölgedeki gerilimin artmasına ve doğrudan bir çatışmanın olasılığına dair spekülasyonları körükledi.
İsrail ile Filistinli grup Hamas arasındaki savaş, Orta Doğu'da gerginliğin tırmanmasına neden oldu.
Dış aktörler, özellikle İran ve bölgesel vekilleri, çatışmaya dahil oldu.
İran, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e yönelik saldırısında rolü olmadığını belirtti, ancak İsrail'e karşı "yıkıcı deprem" olarak nitelendirdiği şeye destek verdi.
İran, ilk başta İsrail ile doğrudan çatışmaya girmedi. Ancak İsrail kendini, kendilerini ‘Direniş Ekseni’ olarak tanımlayan İran destekli gruplarla doğrudan ve dolaylı çatışmalar içinde buldu.
Bunlar arasında Lübnan'daki Hizbullah, Yemen'deki Husi hareketi ve Irak'taki çeşitli silahlı gruplar yer alıyor. Bu gruplardan birkaçı ABD, İngiltere ve diğer ülkeler tarafından terör örgütü olarak kabul ediliyor.
Hizbullah'ın çatışmadaki rolü
Gazze'deki savaş İsrail ile Hizbullah arasındaki tansiyonu yeniden alevlendirdi ve Hizbullah "Hamas’a destek için" İsrail'in kuzey bölgelerini hedef almaya başladı.
8 Ekim'de, Hamas'ın ilk saldırılarından sadece birkaç saat sonra Hizbullah, İsrail işgali altındaki bir bölge olan Şeba Çiftlikleri’ne saldırı başlattı.
Hizbullah kısa süre sonra Hamas'ın 7 Ekim saldırılarına desteğini ilan etti ve bölgenin "hem içinde hem de dışında Filistin direnişinin” liderliğiyle doğrudan temas halinde olduğunu belirtti.
Lübnan ordusuna göre İsrail ordusu, Şeba Çiftlikleri saldırısına bölgedeki bir Hizbullah çadırını hedef alarak hızla karşılık verdi ve bu da Lübnanlı vatandaşların yaralanmasına yol açtı.
Husiler de savaşa dahil oluyor
Gazze savaşının başlangıcından yaklaşık bir ay sonra, Yemen'deki Husi hareketi de İsrail'e karşı çatışmaya girdi.
14 Kasım'da Husi lideri Abdül Malik El Husi, çatışmalara yanıt olarak, Husilerin İsrail şirketlerine ait veya onlar tarafından işletilen tüm gemileri hedef alacağını duyurdu.
Husiler daha sonra operasyonlarını, özellikle stratejik bir küresel denizyolu olan Bab el-Mandeb boğazı yakınlarında olmak üzere, Kızıldeniz üzerinden İsrail'e giden tüm gemileri kapsayacak şekilde genişletti.
Bu saldırılar, küresel ticaret üzerinde önemli bir etki yarattı ve gemileri binlerce mil rota değiştirmek zorunda bıraktı. Aralık 2023'te Husiler, deniz kuvvetlerinin uyarılarını görmezden gelen iki İsrail gemisine saldırdıklarını iddia ettiler. Haftalar önce İsrailli bir iş insanına ait bir gemiyi ele geçirmişlerdi.
Bu yılın Ocak ayında ABD, Husilerin Aden Körfezi'nde bir İngiliz petrol tankerine düzenlediği saldırının ardından, Yemen'e bir hava saldırısı düzenledi.
Husiler, ABD ve İngiliz uçaklarının Yemen'in batısındaki El Hudeyde eyaletindeki Ras Isa petrol bölgesini hedef aldığını öne sürdü. Bölgedeki deniz seferlerini korumak amacıyla kurulan uluslararası koalisyonun düzenlediği bir dizi saldırından biriydi.
İsrail Lübnan'da suikastlere başlıyor
İsrail Lübnan'a yönelik hava saldırılarını yoğunlaştırırken, gerginlik daha da tırmandı.
2 Ocak 2024'te İsrail, çoğunlukla Şiilerin yaşadığı Beyrut'un güneyindeki Dahiyeh mahallesine bir hava saldırısı düzenleyerek Hamas'ın başkan yardımcısı ve Batı Şeria'daki lideri Salih Aruri'yi öldürdü. İsrail, Aruri'yi Hamas ile Hizbullah arasındaki bağlantının kilit ismi olarak tanımladı.
Sadece birkaç gün sonra, Hizbullah İsrail'in kuzeyindeki Meron Hava Üssü'ne yaklaşık 40 roket fırlattı ve bunun Aruri suikastına "ön yanıt" olduğunu belirtti.
8 Ocak'ta, İsrail'in düzenlediği bir hava saldırısında, Meron Hava Üssü'ne yapılan saldırıyı düzenlemekle suçlanan Hizbullah'ın Radwan Gücü'nün komutan yardımcısı Wissam al-Tawil öldürüldü.
Irak'ın Şii grupları dahil oluyor
Ocak ayının sonlarında, Suriye sınırının yakınına, Ürdün’ün kuzeydoğusundaki “Kule 22" olarak bilinen ABD askeri üssüne insansız hava aracıyla düzenlenen bir saldırıda 3 Amerikan askeri öldürüldü ve 34 kişi yaralandı.
Ürdün, saldırının kendi topraklarında gerçekleştiği iddasını reddetti, saldırının Suriye'de meydana geldiğini belirtti.
ABD Başkanı Joe Biden saldırıyı kınayarak, Suriye ve Irak'ta faaliyet gösteren İran destekli aşırılıkçı militan grupların olaya karıştığını belirtti. Biden sorumlu olan herkesin hesap vereceğini söyledi.
Saldırı, ABD'nin İran'ın İslam Devrimi Muhafızları Ordusu (IRGC) tarafından yönetildiğini söylediği Irak'taki Hizbullah Tugayları (Kataib Hizbullah) ve Irak milisleri tarafından üstlenildi, ancak İran'ın onlar üzerindeki etkisinin boyutu net değil. İran, saldırıdan sorumlu tutulan grubu desteklediği iddiasını reddediyor.
İran'ın doğrudan dahli
İran, İsrail'in var olma hakkını reddediyor, ancak şimdiye kadar İsrail ile doğrudan çatışmaktan kaçındı.
Ancak, Nisan ayının başlarında İsrail, Şam'daki İran konsolosluğuna saldırdı ve IRGC subaylarının da aralarında olduğu birkaç kişiyi öldürdü. Ölenler arasında üst düzey komutanlardan Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi de vardı.
İlerleyen günlerde İran, insansız hava araçları ve seyir füzeleri kullanarak İsrail'e ilk doğrudan saldırısını başlattı. İran, Negev'deki bir İsrail hava üssünü hedef aldığını iddia etti.
İsrail ordusu, füzelerin çoğunun İsrail topraklarına ulaşmadan engellendiğini söyledi. İran'daki hava savunma sistemine sınırlı bir saldırıyla karşılık verdi, ancak İsrail bu saldırının sorumluluğunu resmen üstlenmedi.
Gerilimin tırmanması ve bölgeyi tehdit etmesi
Haziran sonundan Temmuz başına kadar Hizbullah ile İsrail arasındaki gerginlik keskin bir şekilde tırmandı. Grup saldırılarını yoğunlaştırdı ve üyelerinden daha fazla kişi suikasta uğradı.
7 Temmuz'da Hizbullah, İsrail'in Meron Hava Üssü de dahil olmak üzere İsrail’in kuzeyine roket saldırıları düzenledi.
İlerleyen günlerde, İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri'nde futbol oynarken 12 çocuk ve genç roket saldırısında öldürüldü. Hizbullah saldırıdan sorumlu olduğu iddiasını reddetti, ancak İsrail Lübnan topraklarındaki 7 Hizbullah hedefine hava saldırısı düzenleyerek karşılık verdi.
Temmuz ayında, İsrail'in İran destekli Husilerle en önemli çatışması, İsrail'in Yemen'de Husilerin kontrolündeki Kızıldeniz limanı Hudeyde'yi bombalamasıyla gerçekleşti. Saldırıda 9 kişi öldü ve 80'den fazla kişi yaralandı. Saldırı, grubun fırlattığı bir insansız hava aracının Tel Aviv'i vurması ve 1 kişiyi öldürmesi ve 8 kişiyi yaralamasından bir gün sonra meydana geldi.
Temmuz ayı, iki suikastla sona erdi. Hizbullah'ın askeri komutanı Fuad Şükür, Beyrut'un güneyindeki bir dış mahalleye düzenlenen hava saldırısında öldü. Saatler sonra, Hamas lideri İsmail Haniye, İran'ın yeni cumhurbaşkanının yemin törenine katılmak üzere Tahran'a yaptığı ziyaret sırasında öldürüldü. İran suikasttan İsrail'i sorumlu tuttu, ancak İsrail sorumluluğu üstlenmedi.
Bu olaylar dizisi, İsrail ile İran arasında uzun süredir devam eden gerginliğin tüm bölgeyi tutuşturabilecek daha büyük ölçekli, doğrudan bir çatışmaya dönüşüp dönüşmeyeceği konusunda spekülasyonları körükledi.