Hollanda seçimlerinin galibi Wilders Türkiye hakkında hangi açıklamaları yapmıştı?
Hollanda seçimlerinde büyük bir sürprize imza atarak lideri olduğu Özgürlük Partisi’ni yüzde 36 oy oranıyla birinci parti haline getiren aşırı sağcı Geert Wilders, siyasi hayatı boyunca Türkiye’de de yakından izlenen ve bilinen bir siyasetçi oldu.
Hollanda seçimlerinde büyük bir sürprize imza atarak lideri olduğu Özgürlük Partisi’ni yüzde 36 oy oranıyla birinci parti haline getiren aşırı sağcı Geert Wilders, siyasi hayatı boyunca Türkiye’de de yakından izlenen ve bilinen bir siyasetçi.
Türkiye’nin AB üyeliğine “Müslüman” kimliğinden dolayı karşı çıktığını saklamayan Wilders, “diktatör” olarak tanımladığı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sık sık eleştirmesiyle Ankara’nın sert tepkisini çekti.
Özgürlük Partisi’ni 2006 yılında kuran Wilders’in temel siyasi çizgisi, göçmen karşıtlığına ve Avrupa’da giderek artan Müslüman etkisinin kırılmasına dayanıyor.
2004’e kadar Özgürlük ve Demokrasi Partisi’ne üye olan Wilders’in kendi partisini kurmasının ana nedenlerinden birinin, eski partisi VVD’nin Türkiye’nin AB üyeliğine destek vermesi olduğu siyasi yorumcuların sık sık vurguladığı bir unsur.
Wilders’in isminin duyulmaya başladığı dönem, Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerinin başladığı ve Türkiye’nin olası üyeliği için olumlu bir seyrin gözlendiği sürece denk geldi.
Türkiye’nin kalabalık nüfusu ve Müslüman kimliğiyle AB müzakerelerinde ilerleme göstermesi aralarında Wilders’in de olduğu birçok Avrupalı aşırı sağcı siyasetçinin gündemine girmiş ve hatta 2009 Avrupa Parlamentosu seçimlerinde en çok konuşulan konular arasında yer almıştı.
Wilders, 2009 senesinde Türkiye’nin NTV kanalına verdiği bir demeçte, Türkiye’nin AB’ye ancak iyi bir komşu olabileceğini ancak tam üyeliği asla gerçekleşmeyeceğini düşündüğü söylemişti.
Wilders, sorununun Türk halkı ile değil İslam’la olduğunu kayda geçirmişti:
“İyi bir komşu olmakla aynı ailenin fertleri olmanın aynı şey olduğuna inanmıyorum. Onun için de Türkiye’nin Avrupa'nın iyi bir komşusu olmasını istiyorum ama asla 200 milyon yıl geçse de, İslami bir ülke olarak Avrupa Birliği üyesi olmasını istemiyorum. Ve bunu söylemek benim hakkım”
Wilders, aynı sene içinde yaptığı bir açıklamayla, Ocak 2010’da Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştireceğini duyurmuş ancak Türk basınında o dönemde çıkan haberlerde İçişleri Bakanlığı’nın kendisi hakkında Türkiye’ye giriş yasağı koydurduğunu yazmıştı.
Türkiye ve Erdoğan'a ağır eleştiriler
Hollandalı aşırı sağcı ve İslam karşıtı siyasetçi, o tarihten itibaren bir yandan Türkiye’nin AB üyeliği sürecine karşı siyasetini devam ettirirken diğer yandan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetlerini, özellikle de lideri Recep Tayyip Erdoğan’ı ağır ifadelerle eleştirmeye başladı.
Wilders, 2012’de Türkiye- Hollanda ilişkilerinin 400. yılı vesilesiyle dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Kraliçe Beatrix’in davetlisi olarak Hollanda’ya yapacağı ziyarete karşı çıkmış ve iki ülke arasında kutlanacak bir durum olmadığını kaydetmişti.
Abdullah Gül, bir röportajında Wilders’in bu çıkışına ilişkin bir soru üzerine, “İç politikanız hakkında konuşmak istemem ama Wilders’ın siyasi yelpazenin bütünü adına konuşmadığını biliyorum. İşte bundan dolayı ilişkilerimiz ve hükümetlerin tavrı çok önem arz ediyor. Elbette, her politikacının farklı fikirlere sahip olması doğaldır,” yanıtını vermişti.
2016’da Gülencilerin düzenlediği darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasından duyduğu üzüntüyü saklamayan Wilders’in Türkiye’ye dönük eleştirileri özellikle seçim dönemlerinde artan bir yoğunluk gösterdi.
AKP’nin 2015, 2018 ve 2023 seçimlerini kazanması, Erdoğan’ın da cumhurbaşkanlığı makamını korumasını özellikle sosyal medya mesajları ve çektiği videolarla eleştiren Wilders, Türk iktidar partisinin Hollanda’da yaşayan Türk kökenli vatandaşlarından önemli oranda oy almasına duyduğu kızgınlığını sıkça dile getirdi.
Türkiye’de yapılan 1 Kasım 2015 seçimleri sonrasında sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Wilders, “Hollanda’da diktatör Erdoğan’ın partisini seçen Türkler, Türkiye’ye gidin ve İslamofaşizmin tadını çıkarın,” ifadelerini kullanmış ve Türkiye’nin tepkisini çekmişti.
2017 bunalımında ön safhalarda
Türkiye ile Hollanda arasında iki ülke ilişkilerinin gördüğü en önemli bunalımlardan biri 2017 senesinde yaşandı.
AKP hükümeti, Nisan ayında yapılacak anayasa referandumu öncesinde yurtdışında yaşayan Türklerin oyunu da alabilmek için önde gelen Avrupa ülkelerinde siyasi kampanya yapmak istemiş ancak Almanya, Fransa ve Hollanda gibi ülkeler buna karşı çıkmıştı.
Hollanda’nın izin vermemesine rağmen karayoluyla geldiği Hollanda’da propaganda toplantısı yapmak isteyen dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Hollanda tarafından 'istenmeyen kişi' ilan edildi ve sınır dışı edildi.
Bu süreçte Türkiye’ye karşı protesto toplantıları düzenleyen Wilders de Türk Büyükelçiliği önünde eylem gerçekleştirdi.
Bu olaydan sonra Wilders, ağırlıklı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef almaya başladı ve Türk Cumhurbaşkanı’na “terörist, diktatör” gibi ağır ithamlarda bulundu. Erdoğan’ın avukatı “terörist” ifadesini kullanan Wilders hakkında 2020 senesinde “Cumhurbaşkanına hakaret” suçundan suç duyurusunda bulundu. Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusunda, Wilders'in Erdoğan’a hakaret suçunu işlediği ve kamu davası açılması gerektiği kaydedildi.
Bunun yanı sıra AKP’nin önde gelen isimleri ve yöneticileri Wilders’in Erdoğan ve Türkiye hakkındaki çıkışlarına aynı ton ve sertlikte yanıt vermekten geri kalmadılar. Parti sözcüsü sıfatıyla Wilders’e en çok yanıt veren yöneticiler arasında yer alan Ömer Çelik, 2020’de “Geert Wilders, #Hitler2020” mesajını atmış ve Hollandalı siyasetçinin Alman Nazi lideri Adolf Hitler’in 2020 versiyonu olduğunu kaydetmişti.
Çelik 2021’de bir mesajında da “Cumhurbaşkanımıza saldıran bu faşist, II. Dünya Savaşı yıllarında yaşasa, şimdi lanetle anılan bir Nazi olurdu. Eğer şu anda Ortadoğu’da yaşıyor olsa DEAŞ mensubu bir katil olurdu. Bu çağda ve bu zamanda Hollanda’da yaşıyor ve insanlık düşmanı çirkin bir faşist oldu,” ifadelerini kullanmıştı.
2023 mesajı ve 100. yıl kutlaması
Wilders 2023 boyunca yaptığı Türkiye açıklamalarıyla yine adından söz ettirdi. Mayıs’ta yapılan parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ve sonrasında sık sık Türkiye’yi gündeminde tutan aşırı sağcı siyasetçi, “Hollanda’da İslamofaşist Erdoğan’a oy veren tüm Türklerin artık çantalarını toplayıp Türkiye’ye taşınmasını temenni ediyorum. Güle güle!” mesajını paylaştı.
Wilders, aynı dönemde Felemenkçe ve İngilizce mesajlarının yanında Türkçe mesajlar da atmaya başladı.
Türkiye’da kadınların Arap sığınmacıların tacizine uğradığı iddiasını paylaşan Wilders 23 Haziran’da Türkçe olarak Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” sözünü paylaştı.
Wilders, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılının kutlandığı 29 Ekim’de İngilizce attığı bir sosyal medya paylaşımında Türkiye’yi kutlarken, “Şimdi İslami diktatörden kurtulma ve gerçek laik devlete, kadınların güvenliği ve haklarına yatırım yapmaya ve Arapların Türkiye’ye kitlesel göçünü durdurmaya odaklanacak Atatürk’ün mirasından gurur duyan bir lider seçme vakti,” ifadelerini kullandı.