Enerji Bakanı Yıldız: Nükleer Santrallerle Sanayimiz Performansını En Az İki Kat Artırır
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, nükleer santrallerin devreye girmesiyle Türk sanayisinin performansını en az iki kat artıracağına inandığını söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, nükleer santrallerin devreye girmesiyle Türk sanayisinin performansını en az iki kat artıracağına inandığını söyledi.
St Petersburg temaslarının son gününde basın mensuplarının sorularını cevaplayan Bakan Yıldız, Japonya'nın geçtiğimiz yılki deprem ve tsunamide zarar gören nükleer santrallerini yeniden açma eğilimde olduğunun hatırlatılması üzerine, " Japonya, Güney Kore gibi, petrol ve doğal gazının yüzde 100'ünü dışarıdan almaktadır. Oluşturdukları nükleer güç santralleri, ki sayısı 54 adettir, Güney Kore'de de şu an 27.sini inşa ediyorlar. Bu nükleer santraller onlar için yerli kaynaklar anlamına gelmektedir. Bizim için de bir müddet sonra öyle olacak. Dolayısıyla yerli kaynaktan kopmak, vazgeçmek kolay bir politika değildir" dedi.
"NÜKLEER SANTRALLERLE SANAYİMİZ PERFORMANSINI EN AZ İKİ KAT ARTIRIR"
Yıldız, "Biz Fukişima'nın vereceği dersleri çok iyi takip etmemiz lazım, bütün ülkelerin yöneticileri, bunu çok iyi takip etmek zorundalar. Ancak nükleer santralden vazgeçmek Japonya için çok uç bir karardır. Nitekim Japonya Başbakanı, tekrar bu santrallerin tekrar devreye alınması kararını verdi. Japonya'nın bu santralleri yeniden açmaya başlaması şunu gösterdi: Nükleer enerjinin, yerli üretim olarak bu ülkenin üretiminde önemli bir paya sahip olduğunu ve mutlaka vazgeçilmez bir enerji kaynağı olduğunu gösterdi" dedi.
"Her ülkenin yapısı farklı, coğrafyası farklı" diyen Yıldız, "Türkiye büyüyen yanıyla, çok hızlı büyüyen yanıyla bu tür santraller hem sanayileşme açısından, hem de elektrik üretme açısından buna ihtiyacı vardır. Sanayide, sanayileşmede şu anki bulunduğumuz düzeyin en az iki kat performansını rahat yakalarız. Nükleer güç santrallerini yapmaya başladıktan sonra, bir kısmını ürettikten sonra, bir kısmını üretmeye hedef koyduktan sonra artık Türkiye sanayisinde çok ciddi bir aşamaya gelecektir" şeklinde konuştu.
"İKİNCİ NÜKLEER SANTRALE İLİŞKİN RUSYA İLE GÖRÜŞMÜYORUZ"
Rusya Federasyonu ile Akkuyu'da inşa edilecek nükleer santral üzerine yoğunlaştıklarını belirten Yıldız, ikinci nükleer santral için şu an Çin, Güney Kore, Japonya ve Kanada ile müzakerelerin yürütüldüğünü söyledi. Yıldız, "Akkuyu'ya, Rusya ile Rozatom'la beraber yoğunlaşmamız söz konusu. Diğer santralleri, diğer ülkelerle müzakere ediyoruz" dedi.
"TÜRKİYE NÜKLEER SANTRALLERLE DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTULUYOR"
Türkiye'nin Akkuyu'daki nükleer güç santrali ile Rusya'ya bağımlı olacağı iddialarının gerçekçi olmadığını belirten Yıldız, "Biz böyle bir yoruma, böyle bir iddiaya çok katılmıyoruz. Önemli ve ciddi bir gerekçemiz var. Siz bu yaptığınız nükleer santrali neyin yerine ikame ediyorsunuz, neyin yerine koyuyorsunuz bu çok önemli. Yani HES dediğimiz su santrallerinin yerine mi koyuyorsunuz, rüzgarlardan elde ettiğimiz santrallerin yerine mi koyuyorsunuz. Biz doğal gazdan ürettiğimiz elektriğin yerine nükleeri koymayı düşünüyoruz. veya Türkiye'nin büyüme hızını karşılayacak yapının en azından bir kısmını nükleerle telafi etmeyi düşünüyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
"AKKUYU, 3.6 MİLYAR DOLARLIK GAZ İTHALATININ ÖNÜNE GEÇECEK"
Nükleer güç santralinin faaliyete geçmesiyle Rusya'ya olan bağımlılığın azalacağını kaydeden Yıldız, "Rusya'ya olan bağımlılığımız, ithalata olan bağımlılığımız azalıyor. Yani bizim Akdeniz'e kurduğumuz nükleer santral yaklaşık 3.6 milyar dolarlık doğal gaz ithalatını engelliyor. Şimdi siz gidip bir ülkeye yatırım yaptığınızda, oraya 20-25 milyar dolar para yatırdığınızda siz mi oraya bağımlı olursunuz, yoksa o mu size bağımlı olur. Yani biz karşılıklı bağımlılığı esas alıyoruz. Çünkü biz bu stratejik işbirliğimizi dostluk üzerine ve işbirliği geliştirmek üzerine kurguluyoruz. Yani birbirine galip gelme, birbirini yenme üzerine değil. O yüzden son derece şeffaf olarak görüştüğümüz Rusya Federasyonu yetkilileri ile karşılıklı bağımlılığı ön plana çıkaran ve esas alan bir yapı üzerindeyiz" dedi.
"AKKUYU'YU 2071'DE KAPATMAYI DÜŞÜNÜYORUZ"
"Nükleerle alakalı tartışmalarda, zararlı olduğu gerekçesiyle nükleerden vazgeçtiğini söyleyen ülkeler var" diyen Bakan Yıldız, "Ama tarihini 2031 olarak veriyor. Zararlıysa niçin 2031 yılına kadar bekliyoruz. Hemen bunu yapmamız lazım değil mi? Ama görüyoruz ki, yaşını doldurmuş santrallerin işletme süresinin 2031 yılında dolduğunu görüyoruz. Biz de bu manada, dün tekrar ettik, Türkiye Akkuyu'da kurduğu nükleer santrali 2071 yılında kapatmayı düşünmektedir" diye konuştu.
"3 BÖLGEDE 12 ÜNİTE NÜKLEER SANTRAL PLANLIYORUZ"
Türkiye'nin 3 ana bölgesinde, toplam 12 ünite nükleer santral planladıklarını kaydeden Bakan Yıldız, "Her bir ünite başlı başına bir santraldir. Yani o ünitenin bir tanesi 1200 megawatt civarında, 1000 megawatt civarında. Bunlar ciddi güçler. Türkiye, yaklaşık 12 bin ile 15 bin megawatt civarında bir nükleer santral yapısı oluşturmak istiyor. Dolayısıyla 12 ünitede 3 temel noktada, yani 12 ayrı santral anlamına gelecek, 12 ayrı ünite kuracak, ama bunu 3 bölgede kuracak. 3. bölge ile alakalı çalışmalarımız devam ediyor. Depremle alakalı MTA yeni bir çalışma ortaya koydu, 8 yıldan beri yürüttüğü diri fay hatlarıyla alakalı Türkiye haritasını açıkladı ve bunu 56 ayrı paftayla beraber kamuoyunun bilgisine sundu. ve bunun açıklamasını haftanın başında yaptık" şeklinde konuştu.
"PETROL ARAMA UZUN SOLUKLU BİR İŞ"
Petrol arama işinin uzun soluklu ve sabır isteyen bir iş olduğunu ifade eden Bakan Yıldız, "Biz de onu göstermeye çalışıyoruz. Yani biz Karadeniz'de arıyoruz da, ne zamana kadar aramamız lazım. Eğer sismikler burada petrol var diyorsa, onu ısrarla aramak lazım diyor jeologlar var. 32 tane sondajla bulunmayıp, 33. de Kuzey Denizi'nde bulunduktan sonra Norveç'i ihya eden bir çalışma var. Yani 32 tane kuyu vuracaksınız ve denizdeki her bir kuyu 100-150 -250 milyon dolar civarında ve ona ısrarla, inatla bu çalışmayı devam ettireceksiniz. Bizim Karadeniz'deki çalışmalarımız devam ediyor. Yanına Akdeniz'i de ekledik. Ege'de çalışmayı kısa ve orta vadede düşünmüyoruz" dedi.
"İRAN'DAN DOĞAL GAZDA İNDİRİM TALEBİMİZ VAR"
Yıldız ayrıca, "Gazprom bize yıl sonunda indirimini yaptı. Programımız da öyleydi. Yeni bir indirim talebimiz olmadı. Bizim indirimiz talebimiz şu an İran'dan var. Ama Katar'dan da sıvı gaz ve İzmir, Aliağa bölgesinden Türkiye'ye girmesini düşündüğümüz gazın müzakereleri devam ediyor. Katar'dan da bir miktar gaz alırız" diye konuştu.
BAKAN YILDIZ, ST PETERSBURG ULUSLARARASI EKONOMİK FORUMU'NU DEĞERLENDİRDİ
St. Petersburg'da, St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu'ndaki yapılan çalışmalar, yapılan toplantılarla alakalı da değerlendirmelerde bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, St. Petersburg Uluslararası Ekonomik Forumu'nun gün geçtikçe uluslararası etkinliğe damgasını vuran önemli bir yapı haline geldiğini söyledi. Forumun birçok ikili görüşmelere zemin oluşturduğunu açısından son derece başarılı bir organizasyon olduğunun altını çizen Bakan Yıldız, bunun için Rusya Federasyonu yetkililerine teşekkür ettiklerini söyledi. Dünyanın ekonomik seyriyle alakalı birçok oturumlar yapıldığını söyleyen Yıldız, Rusya Devlet Başkanı Putin'in dünkü konuşmasında hem Rusya açısından, hem de dünyanın zamanla gelişimi açısından ne tür bir safhaya girdiğine dair bilgi verdiklerini söyledi.
'Fukuşima Sonrası 1 Yıl' başlıklı düzenlenen oturuma konuşmacı olarak katıldığını söyleyen Bakan Yıldız, "Genelde Türkiye'nin, dünyanın gelişim trendiyle uyumlu halde olduğu, nükleer güç santralleri açısından tespiti yapılmış oldu tarafımızdan. Çünkü herkes yol haritasına devam ediyor. 442 tane yaklaşık işletmede olan nükleer güç santrallerinin çok ama çok önemli bir bölümü işletmelerine devam ediyor. Hatta bunların arasında yaşını doldurmuş olanlar dahi devam edebiliyorlar ki biz bunları doğru bulmuyoruz, sayısı 26 tanedir. Bunlar üzerinde genel bir görüşme yapıldı, birçok farklı ülkeden katılımcılar vardı ve nükleer güç santralleriyle alakalı yol haritasının devam ettiğin üzerine de bir mutabakat vardı. Sonra ROSATOM'um Başkanı ve Eski Rusya Başbakanı Kirienko ile bir görüşmemiz oldu. Ukraynalı meslektaşımla, enerji bakanıyla, Sayın Boykov'la görüşmemiz oldu. Iraklı bakanla, sayın Luabi ile bir görüşmemiz de oldu" dedi.
'Türkiye'nin Değişen Yatırım Akışları' başlıklı akşam oturumuna katıldıklarını söyleyen Yıldız, burada da bankacılık sektörü açısından, yurtdışından Türkiye'ye gelen yatırımcı açısından, Türkiye'deki yatırımcı, Rusya'daki Türk yatırımcı açısından değerlendirmeler yapıldığını ve bu toplantıların da verimli geçtiğini söyledi.
Bakan Yıldız o toplantıdan ortak sonucun, "Türkiye'nin birçok ülkeyle karşılaştırılamayacak kadar yatırım fırsatlarının pozitif yönde ilerlediği" olduğunu söyledi. Bu sonucun kendilerini memnun ettiğini söyleyen Yıldız, "Uluslararası arenada Türkiye'nin isminin bu tarzda geçmiş olması ve bu şekliyle anılıyor olması, tabii ki Türkiye'deki siyasi istikrara vurgu açısından da önemli. 'Siz Türkiye'de en önemli neyi görüyorsunuz da rağbet ediyorsunuz?" diye sorduğumuzda, 'Biz bu sürdürülebilir istikrarın artık kalıcı hale geldiğine dair kanaatlerimiz arttı' diyorlar. Bu önemli bir olgu. Önceden Türkiye'deki yatırımları en üst seviyede tehdit eden bu temel konunun şu anda bir fırsata dönüştüğünü görüyoruz. O açıdan bizler de hükümetin bir üyesi olarak da gerçekten gururla, iftiharla bunları dinledik" dedi.
Rusya'nın devlet destekli en büyük petrol firması OAO Rosneft'in başkanlığına gelen İgor Seçin'le görüşme gerçekleştirdiğini söyleyen Yıldız, "Rusya-Türkiye Karma Ekonomik Komisyon eş başkanı olarak 3 yıl görev yaptık kendisiyle. Şimdi yeni görevini tebrik ettik ve başarılar diledik. O da son derece iyi bir görüşmeydi diyebiliriz. Gazprom'dan Sayın Medvedev'le görüşmemiz oldu, Türkiye'deki ithal ettiğimiz gazın kullanımıyla alakalı. O da önemli bir görüşmeydi" dedi.
"PETROL FİYATLARI ESKİ SEVİYELERİNE DÖNDÜ"
Bazı Uluslararası sivil toplum örgütlerinin petrol fiyatları için 'artık 150 doları görür, 250 doları görür' diye tahminde bulunduklarını söyleyen Bakan Yıldız, "Onlar böyle söylerken biz bir açıklama yapmıştık. Dedik ki, 'bu fiyatlar hangi gerekçe ile çıktı da daha yükselecek. Yani arz ve talep dengesizliğinden kaynaklanan sebepler yüzünden mi çıktı bunlar? Hayır. Tamamen Türkiye'nin çevresinde bulunan ve Arap Baharı ile nitelendirdiğimiz ülkelerdeki oluşan siyasi istikrarsızlıkla oluştu. Yani gerekçeleri teknik değil, gerekçeleri arz ve talepten kaynaklanmıyor. Dolayısıyla çekilmiş bir lastik gibi, bunlar eski fiyatlarına tekrar ulaşacaktır diye bir konuşma yaptık. Nitekim de öyle oldu" dedi.
"Bunlar Türkiye açısından hele hele ithalat yapan ülkemiz açısından iyi gelişmeler" diyen Bakan Yıldız konuşmasına şöyle devam etti:
"Tabii ki motorine yansıyan fiyatların faz farkıyla, benzin biraz daha geriden takip ediyor Cenevo-Akdeniz piyasasında. Ama bunlardan daha önemli olan şu: Bu fiyatın kalıcılığı. Yani bu inişli çıkışlı, yarın da herhangi bir gerekçe ile 95 - 105 doları görürse, bu tabi ki bizim o istediğimiz fiyat seviyesine düşmesine engel bir konudur.
Ben dünyadaki yine küçülen ekonomileri dikkate aldığımızda, bir takım ekonomilerin global kriz tehdidi altında bulunduğunu varsaydığımızda ve öngördüğümüzde aslında yine arz ve talep dengesinden kaynaklanan bir yapı ortaya çıkmayacağına inanıyorum. Ama Hürmüz Boğazı tehdidinde gördük, ortada bir tehdit yok ama söz var. Bu sözler spekülatif hatta manipülatif bir yönlendirmeye doğru gidiyor. Bunlar Türkiye açısından olumsuzdur. Türkiye, dış dünyasında olan bu tür siyasi istikrarsızlığın yükünü zaman zaman çekmektedir. ve bizim uluslararası ilişkilere bakışımız da bunların giderilmesi yönündedir.
O yüzden fiyatların kalıcı olması önemli. Bu fiyat ne kadar kalıcı ise, ne kadar 90 doların altında seyrederse, Türkiye'deki fiyatlar da istediğimiz seviyelere o zaman daha rahat gelecektir. Benim de ümit ve temennim budur." - PETESBURG