Dünyada 1 Numara
Uluslararası Basın Enstitüsü, Türkiye'de basın özgürlüğü konusuna ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Türkiye'deki tutuklu gazeteciler konusunda yeni bir basın açıklaması yayınlayan Uluslararası Basın Enstitüsünün (IPI) Türkiye'de basın özgürlüğü konusuna ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'ndan (AGİT) elde ettiği raporu yayınlayan IPI açıklamasında, "Türkiye, halen 57 gazeteciyi zindanlarda tutmaktadır. Bu sayıda tutuklu gazeteci, dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur. Geçtiğimiz Aralık ayında listede başı 34'er tutuklu gazeteci ile Çin ve İran çekmekte iken Avrupa Birliği adayı Türkiye beş ay sonra bu sayıyı neredeyse ikiye katlamış ve ülkenin basın özgürlüğü taahhütleri ve demokratik imajının meşruiyeti konularında soru işaretleri yaratmıştır' görüşlerine yer verdi.
Hapsedilen gazeteciler arasında, hükümeti devirmeyi amaçlayan silahlı terör örgütü üyesi olmakla suçlanan IPI Dünya Basın Kahramanı Nedim Şener'in de bulunduğuna değinen IPI, AGİT Medya Özgürlüğü temsilcisi Dunja Mijatovic Türk yetkililere çağrıda bulunarak ülkedeki medya meşruiyetinin AGİT basın özgürlüğü taahhütlerine uyumlu hale getirilmesini istediğini bildirdi. IPI, açıklamasında 'Dunja Mijatovic, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'na bir mektup yazarak, yapılan bu araştırmanın medyada meşruiyet reformunun gereksinimine işaret ettiğini vurgulamış ve bunun gerçekleşmesi için destek önerisinde bulunmuştur' dedi.
Türkiye'de, gazetecilerin hapis cezalarına çarptırılmaları ile sonuçlanabilecek tahminen 700 ile 1000 adet dava bulunduğuna dikkat çeken IPI, Mijatovic'in 'Sadece bu davaların sayısı Türkiye'de gazetecilik yapmayı belirleyen yasa maddeleri hakkında son derece önemli sorulara yol açmaktadır. Bu da hapishanede bulunan gazeteci sayısının artmasından duyulan kaygıyı daha da artırmaktadır' şeklindeki saptamalarına yer verdi. IPI, Mijatovic'in hazırladığı raporda, hükümetlerin terörle mücadele gereksinimleri olduğu, ancak ulusal güvenlik olgusunun basın özgürlüğünü kısıtlamak için dayanak olarak kullanılmaması gerektiğinin altının çizildiğini vurguladı.
Raporda, tutuklu gazetecilerin çoğunun Terörle Mücadele Yasası ya da TCK'nın belli amaçlarla silahlı örgüt kurmak, yönetmek ya da üyesi olmak suçlarından tutuklu bulundukları bildirildiğine değinen IPI, raporda savcıların son derece uzun hapis cezaları istediklerinin de belirtildiğini dile getirdi.
"TÜRK ARAŞTIRMACI GAZETECİLERİ TEHDİT ALTINDADIR"
Açıklamada, IPI Yönetim Kurulu Üyesi ve IPI'ın Türkiye Ulusal Komitesi başkanı Ferai Tınç'ın , "Bu gazeteciler Türkiye'nin anti-terör yasası nedeniyle içeridedirler. Bu yasa Türkiye'de basın özgürlüğünü tehdit eden bir yasa haline dönüşmüştür. Araştırmacı gazeteciler, bu yasanın tehdidi altındadır. Biz bunu kabul edilemez buluyoruz. Hükümetten bu yasayı değiştirmesini istedik, ancak maalesef hükümet profesyonel gazeteci kuruluşlarının sesini dinlememektedir" sözlerine de yer verildi.
IPI Direktörü Alison Bethel McKenzie'nin "Doğu ile batının kesişme noktasındaki Türkiye, kültürel mirasa sahip başlıca bölgesel güçtür. Ülkenin bu köprü rolü, IPI yıllık Dünya Kongresinin 2007 yılında İstanbul'da yapmasını sağlamıştırö dediğine de değinen IPI, McKenzie'nin "Türkiye'nin tarihinden uzaklaşarak, dünyada hiçbir ülkede olmadığı kadar fazla sayıda gazeteciyi hapse atması kendisine zarar vermektedir. Türk hükümetinden basın özgürlüğüne saygı göstermesini ve işlerini yaptıkları için tutuklanan gazetecileri serbest bırakmasını talep ediyoruz" dediği bildirildi.