Doğan Eşlik Olayı, İndependent'e Haber Oldu
İndependent gazetesinde, 12 Eylül döneminde Mamak cezaevinde işkencecisi olarak görev yapmanın hayatını mahvettiğini söyleyen Doğan Eşlik'in açıklamalarının ayrıntılı bir biçimde aktarıldığı yazıda, "Eşlik, Ankara'nın nefret edilen Mamak"...
İndependent gazetesinde, 12 Eylül döneminde Mamak cezaevinde işkencecisi olarak görev yapmanın hayatını mahvettiğini söyleyen Doğan Eşlik'in açıklamalarının ayrıntılı bir biçimde aktarıldığı yazıda, "Eşlik, Ankara'nın nefret edilen Mamak cezaevindeki tecrübeleri, kendisini insanlıktan çıkartılıp bir canavara dönüştürdüğünü öne sürüyor" denildi 12 Eylül döneminde darbe liderlerince askerlik yaparken, Mamak askeri cezaevinde işkence uygulamaya zorlandığı gerekçesiyle dönemin liderleri Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'yı dava eden Doğan Eşlik öyküsü İngiliz The İndependent gazetesine geniş bir yazıya konu oldu.
Independent gazetesinin tanınmış muhabir ve yazarı Patrick Cockburn imzasını taşıyan ve Doğan Eşlik'in "Bir cezaevi işkencecisi olarak görev yapmak hayatımı mahvetti" sözlerini başlığa çıkartıldığı yazıda, Eşlik'in Türk medyasına yansıtan açıklamalarının ayrıntılı bir biçimde aktarılırken, "Eşlik, Ankara'nın nefret edilen Mamak cezaevindeki tecrübeleri, kendisini insanlıktan çıkartılıp bir canavara dönüştürdüğünü öne sürüyor" diye yazdı.
"Eşlik'in yargı girişimini farklı kılan, diğerleri işkenceye maruz kaldıkları için dava açarken kendisi, işkence yapmış olmasıdır" denilen yazıda devlet tarafından uygulanan "zalim cezalar" tarihinin Türk toplumu üzerinde iz bırakmaya devam ettiğini kaydeden Cockburn, 1960 yılından bu yana Türkiye'de gerçekleştirilen dört darbeden en baskıcısı, 12 Eylül" olduğunu belirtti.
-"37 FARKLI İŞKENCE YÖNTEMİ"-
Uluslararası Af Örgütü, 12 Eylül döneminde 250 bin kişinin tutuklanarak işkenceye maruz kaldığını belirtirse de Türk insan hakları örgütlerinin gerçek sayının 2-3 kat daha yüksek olduğunu söylediklerine dikkat çeken Cockburn, bu örgütlerdin, uygulanan 37 farklı işkence yöntemini sıraladıklarını, 419 kişinin işkence yoluyla öldürüldüğü sanıldığını da kaydetti.
Yazıda, "o kadar işkence uygulayıcı ve kurbanı hala hayatta iken geçmişteki baskılar, çağdaş Türk siyasetine nefret ve korku katıyor. Ordu da siyasi rolünden tümünden vazgeçmiş değil" iddiasına da yer verildi.
-"DERİN DEVLETİN SÜREN NÜFUZUSUNUN İŞARETLERİ"-
Bazılarının, "Derin devletin süren nüfuzunun işaretlerini gördükleri"ni de kaydeden Cockburn, "10 yıla yakan bir süredir iktidarda olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan için, "derin devleti' yok etme, geçmişteki suçları işleyenleri cezalandırma ve ordunun bağımsız gücünü azaltma yönünde daha az teşvik olduğu"nu öne sürdüğü yazısında "Sanki ordu ve AKP, bir uzlaşıya vardılar" görüşünü dile getirdi.
-"İŞKENCE AZALDI AMA GAZETECİLER, ÖĞRENCİLER VE KÜRTLER CEZAEVİNDE"-
Halbuki geçmişte insan hakları konusunda ilerlemenin sağlandığını, "işkenceye sıfır tolerans" diyerek iktidara gelen AKP'nin döneminde işkencenin azaldığını yazan Cockburn, "diğer yandan yüzde 60'ı Kürt olan 99 gazeteci, 500 öğrenci ile 3 bin Kürt politikacı, aktivist ve göstericileriyle birlikte cezaevindedir" diye yazdı.
-"DEMOKRATİK DEĞİŞİM İÇİN GÖRÜNÜM İYİ DEĞİL"-
Yazıda ayrıca, "Şimdilik, demokratik değişim için görünüm, iyi değil ve reformların yarısından fazla hiçbir zaman tamamlanmayabilir" denildikten sonra "İfade özgürlüğü sürekli saldırı altında" görüşünü dile getirildi.
Cockburn yazısını, "Tüm gelişmeler olumsuz değil. İşkenceciler ve işkence kurbanları, şimdi geçmişte olup bitenlerden bahsediyor. İşkenceyi yapanlardan bazıları, yargılanıyor. Ancak devlet baskıları mekanizması hiçbir zaman ortadan kaydırılmadı ve yine alarm verici hayat sinyallerini veriyor" ifadeleriyle noktaladı. - Ankara