Haberler
Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Türkiye sınırında kritik gelişme! Muhaliflerin ikinci büyük kenti geçirmesi an meselesi

İslam Memiş uyardı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Kritik uyarı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Fuhuşa zorlanan 17 yaşındaki kızın anlattıkları kan dondurdu: Günde 180 kişi ile birlikte oluyordum

Günde 180 kişiyle birlikte olmaya zorlamışlar

Daha Önce de Krizler Yaşanmıştı

Daha Önce de Krizler Yaşanmıştı
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Ankara, Bu Tip Uluslar Arası Anlaşmaların İmza Törenlerinde Yaşanan Krizlere Alışkın.

Ankara, bu tip uluslar arası anlaşmaların imza törenlerinde yaşanan krizlere alışkın.

Türkiye’nin 30 yıllık Avrupa Birliği sürecinde, özellikle son 15 yıl içinde, hemen hemen tüm önemli dönem noktalarında, bu akşam Ermenistan’la yaşanan krize benzer krizler yaşanmıştı.

Mesela, 1995’teki Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği anlaşmasının imza töreni sırasında çok benzer bir son dakika krizi ortaya çıkmıştı;

O dönemde kriz nedeni Kıbrıs’tı.

Zeynep Gürcanlı YAZIYOR

Türkiye AB ile Gümrük Birliği anlaşmasına imza koyarken, diğer taraftan AB de Kıbrıslı Rumların AB üyeliğinin önünü açma kararını “eş zamanlı” olarak almıştı.

Bunun üzerine dönemin Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın, son dakikada sürpriz ve sert bir konuşma ile, imzalanan Gümrük Birliği anlaşmasının Türkiye’nin Kıbrıs’taki davasından ve haklarından vazgeçmeyeceğini resmen kayıt altına aldırmıştı.

Yine benzer bir kriz, Türkiye’nin AB üyeliğine resmen “aday” olduğuna ilişkin kararın verileceği 1999 AB Helsinki zirvesinde de yaşamıştı.

Kıbrıs sorunu üzerinde çıkan anlaşmazlık, son anda, dönemin AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Javier Solana’nın Türkiye’ye gelmesi ile çözülmüştü. Solana’nın verdiği garantiler üzerine, dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ertesi gün Helsinki’ye giderek, zirveye katılmaya son anda ikna edilmişti.

2004 yılında, Türkiye ile AB arasında tam üyelik müzakerelerinin başlama tarihinin kararlaştırıldığı Brüksel zirvesinde de son dakika krizi yaşanmıştı.

Bu kez Rumlar’ın etkisiyle AB, Türkiye’den limanlarını ve havaalanlarını Türkiye’ye açması konusunda baskı yapmış, aksi halde müzakerelere başlama tarihi verilemeyeceği bildirilmişti.

O dönemde de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan masayı terk etmiş, Brüksel’deki uçağa “Türkiye’ye dönmek üzere acilen hazır olunsun” talimatı verilmiş, son anda İngilizlerin araya gimesi ile sorun çözülmüştü. Türkiye o dönemde Devlet Bakanı Beşir Atalay’ın, limanların açılmasına ilişkin protokolü imzalanmasına ikna olmuştu. Ancak protokol bugüne kadar hala uygulamaya konulmadı.

MÜZAKERELER BAŞLARKEN DE “SAATLER DURDURULDU”

Türkiye’nin AB ile müzakerelere resmen başlayacağı 3Ekim 2005 tarihinde de resmen kriz yaşandı.

Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, yine son anda çıkan krizler nedeniyle, Lüksembur’da varışı gecikti. Yine yapılacak tören konuşmaları konusunda anlaşmazlık çıktı. Ve Türkiye ile müzakerelerin resmen 3 Ekim’de başlamasına karar verilmiş olmasına rağmen, saat 24.00’ü geçmesine rağmen, resmi imzalar atılamadı.

AB bu konuda da çareyi o dönemde “saat durdurarak” bulmuştu. 3 Ekim saat 23.58’de saatler “resmen durduruldu”. Sorun bir saat içinde çözüldü. Geceyarısından hemen sonra, yani 4 Ekim’in ilk saatlerinde imzalar atıldı.

Ancak saat durdurulduğu için, görüşmeler resmen 3 Ekim’de başlamış oldu. İngilizler bu konuda formülü “saat farkı” ile buldu. O dönemde AB Dönem başkanlığını İngiltere yürütüyordu. İngiliz Dışişleri Bakanı, tören Lüksemburg’da olmasına rağmen, buradan bir saat geride olan “İngiliz saatine göre hareket ettiklerini, yani resmi işlemin İngiliz saatine göre 3 Ekim’de gerçekleştiğini” açıklamıştı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Dünya
title