Barzani: IŞİD'in Bize Saldırırken Hesap Etmediği 2 Şey Vardı
Mesut Barzani, "IŞİD, ABD ve AB ülkelerinin bu hızda gelip bize yardım edeceklerini ve peşmergenin bu derece savunma yapacağını beklemiyordu. Pişman oldular." dedi.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani, bağımsızlık ve referandumdan geri adım atmayacaklarını belirterek, "Yüz IŞİD, bin IŞİD de gelse Kürdistan bölgesinin bağımsızlık ve referandum süreci devam edecektir." dedi.
Barzani sözlerine şöyle devam etti:
"2 AMAÇLARI VARDI AMA HESABA KATMADIKLARI 2 ŞEY VARDI"
"IŞİD'in, Kürdistan'a saldırısının iki amacı vardı: Birincisi, referandum ve bağımsızlık süreci çok ileri bir aşamaya gelmişti. Bu süreci çökertmek istediler. Ancak yüz IŞİD, bin IŞİD de gelse Kürdistan bölgesinin bağımsızlık ve referandum süreci devam edecektir. Bu konuda geri adım atmayacağız.
İkincisi -ki bu Sünnilerin de körü körüne IŞİD'i onaylamasına ve destek vermesine yol açmıştır- Kürdistan idaresi dışındaki Kürt bölgeleri meselesidir. Yani Irak Anayasası'na göre 140. madde kapsamındaki bölgelerdir. Onlara göre IŞİD, bütün bu bölgeleri ele geçirecekti ve sorun da çözülmüş olacaktı.
"HESAPLARI TUTMADI, PİŞMAN OLDULAR"
Fakat hesapları tutmadı. Çünkü ABD ve AB ülkelerinin, bu hızda gelip bize yardım edeceklerini ve Peşmergenin, bu derece savunma yapacağını beklemiyorlardı. O yüzden pişman oldular."
IŞİD'LE MÜCADELE VE KÜRT BÖLGESİNİN GELECEĞİ
IKBY'nin Selahaddin (Masif) ilçesindeki başkanlık sarayında Kobani'den dönen Peşmerge komutanlarıyla bir araya gelen Barzani, Musul'un düşmesi, Irak eski Başbakanı Nuri el-Maliki'nin hataları, IŞİD'le mücadele ve Kürt bölgesinin geleceğine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"KOBANİ'DE İLK BAŞLARDA OLUMSUZ BİR DURUMLA KARŞILAŞTIK"
Terör örgütü IŞİD'e karşı Kobani'den Celavle'ye kadar bin 50 kilometrelik bir sınır hattında savaştıklarını anlatan Barzani, "İlk başlarda olumsuz bir durumla karşılaştığımız doğrudur. Fakat bu, savaştır kardeşlerim. Savaşta bazen kazanırsınız, bazen de kaybedersiniz. Kimi zaman düşmanı bozguna uğratırsınız, kimi zaman da kaçmak zorunda kalırsınız. Ama önemli olan iradenin diri kalmasıdır, iradenin kırılmamasıdır. Kürdistan halkının iradesi kırılamaz" diye konuştu.
"PEŞMERGE, YAPTIKLARIYLA DÜNYAYA NAM SALDI"
Barzani, Peşmergenin yaptıklarıyla dünyaya "nam saldığını" vurguladı. Peşmergenin isminin geçmediği bir toplantı olmadığını belirten Barzani, "hilafet askerleri" adı verilen ve yabancı militanlardan oluşan birliklerin, IKBY silahlı güçlerinin eliyle bozguna uğratıldığını kaydetti.
"IŞİD, EL-KAİDE'NİN UZANTISIDIR"
IŞİD için "El-Kaide'nin uzantısıdır" nitelemesinde bulunan Barzani, şöyle devam etti:
"IŞİD, yeni bir örgüt veya teşkilat değildir. Usame Bin Ladin'in ölümünden sonra bazı ihtilaflardan dolayı ayrılan bir gruptur. Fakat hedef ve fikir olarak ikisi de aynıdır. IŞİD'in, bir yıl önce Irak'ta belli bir kitlesi vardı ve Musul'un batısına doğru geldiler. Orada 3-4 birlik oluşturmak istediler. O dönem ABD Bağdat Büyükelçisi, Dr. Roj Nuri Şavez ve Ammar el-Hekim aracılığıyla Irak Başbakanı Nuri el-Maliki'ye haber gönderdim. Daha sonra kendim de telefon açtım. Bu örgütün bölge için çok tehlikeli planları olduğunu söyledim. Gelin birlikte bu tehlikeyi önleyelim, örgüt henüz güçlenmeden bir çare bulalım dedim. Ancak Maliki, beni hiç dinlemeden, 'Sen Kürdistan'a göz kulak ol, burayı merak etme, her şey kontrol altında' dedi."
"MUSUL'U ALABİLECEKLERİ IŞİD'İN AKLININ UCUNDAN BİLE GEÇMEZDİ"
" Musul'u alabilecekleri IŞİD militanlarının akıllarının ucundan bile geçmezdi" diyen Barzani, "IŞİD, Musul'un 15 kilometre batısındaki Baduş Hapishanesi'nde tutulan örgüt elemanlarını kurtarmak için gelmişti. Maliki'nin Ali Gaydan ve Abud Gamber isminde iki generali vardı. Ona göre bu iki general, bütün yeryüzünü onun için ele geçirecekti. İki general de orada bulunan askeri birliğe gelmişti. Ancak iki-üç 120 mm'lik havan topu bulundukları merkezin yakınına düşünce araçlarına binip kaçtılar. Dicle Nehri'nin bu tarafına geldiler. Onlar kaçınca askerler de kaçtı ve karışıklık meydana geldi. Musul halkı zaten bıkmıştı" şeklinde konuştu.
"IRAK ORDUSU 2 SAAT İÇİNDE KAR GİBİ ERİDİ"
Barzani, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Musul'dan Tikrit'e kadar Sünnilerin bir ayaklanması gibi oldu. Maliki'nin oluşturduğu -ki ben buna Irak ordusu diyemiyorum. Çünkü bu, Maliki'nin ordusuydu.- Irak hükümeti, ABD ve NATO'nun, 10 yıl boyunca eğitmek için emek harcadığı ordu, 2 saat içinde kar gibi eridi. Savunma da göstermediler. Tabii IŞİD, oraya gelince 2 bin kişi dahi yoktular. Örgüt militanları, manzarayı görünce hemen vaziyete el koydular ve şehri ele geçirdiler. Bunlar olurken, Kürdistan siyasi partileri olarak toplandık ve sınırlarımızı koruma kararı aldık. 'IŞİD, bize saldırmadığı sürece biz de saldırmayacağız' dedik. Çünkü Maliki, iş yapılacak ve beraber hareket edilecek bir adam değildi."
"YÜZ IŞİD, BİN IŞİD DE GELSE BAĞIMSIZLIK SÜRECİ DEVAM EDECEK"
Barzani, IŞİD'in, Kürt bölgesine saldırmasını beklemediklerini dile getirerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"IŞİD'in, Kürdistan'a saldırısının iki amacı vardı: Birincisi, referandum ve bağımsızlık süreci çok ileri bir aşamaya gelmişti. Bu süreci çökertmek istediler. Ancak yüz IŞİD, bin IŞİD de gelse Kürdistan bölgesinin bağımsızlık ve referandum süreci devam edecektir. Bu konuda geri adım atmayacağız.
İkincisi -ki bu Sünnilerin de körü körüne IŞİD'i onaylamasına ve destek vermesine yol açmıştır- Kürdistan idaresi dışındaki Kürt bölgeleri meselesidir. Yani Irak Anayasası'na göre 140. madde kapsamındaki bölgelerdir. Onlara göre IŞİD, bütün bu bölgeleri ele geçirecekti ve sorun da çözülmüş olacaktı.
"HESAPLARI TUTMADI, PİŞMAN OLDULAR"
Fakat hesapları tutmadı. Çünkü ABD ve AB ülkelerinin, bu hızda gelip bize yardım edeceklerini ve Peşmergenin, bu derece savunma yapacağını beklemiyorlardı. O yüzden pişman oldular."
IŞİD, saldırıları nedeniyle kayıp ve zararlarının büyük olduğuna dikkati çeken Barzani, "Fakat Kürdistan bölgesinin ağırlığı ve konumu da farklı bir yere taşındı. Bütün dünya liderleri, başkanları ve cumhurbaşkanları, Peşmergenin insanlık adına savaştığını vurguladı. Davamız, haklı bir davadır. Halkımız da haklılığını bütün dünyaya ispatlamıştır. O nedenle bütün dünya desteğimize koştu" görüşünü dile getirdi.