Bakan Yılmaz: "Türkiye, Dünyaya Destek Olan, Yardımcı Ülke Konumunda"
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, BM Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Helen Clark ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye’nin dünyaya destek olan yardımcı ülke konumunda olduğunu söyledi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, BM Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Helen Clark ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin dünyaya destek olan yardımcı ülke konumunda olduğunu söyledi.
Yılmaz, "Son dönemde küresel krizi, bunun ülkeleri yaptığı etkiyi düşündüğünüz zaman çok takdir edilmesi gereken bir büyüklük. Birçok ülkede maalesef bu rakamın gerilediğini, resmi kalkınma yardımlarının azaldığını görüyoruz. Türkiye ise çok ciddi anlamda dünyaya destek olan, yardımcı ülke konumunda" dedi.
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz BM kalkınma Programının (UNDP) 50.yılı faaliyetlerine katılmak üzere ABD'nin New York kentinde bulunuyor. Yılmaz, temasları kapsamında UNDP Başkanı Helen Clark ile UNDP Merkez binasında gerçekleştirdiği görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklamada bulundu. New York'ta bulunma amacını dile getiren Bakan Yılmaz, UNDP'nin 1969 yılında kurulduğunu bu yıl ise 50.yılına geldiğini kaydederek, "Çok sayıda ülkeden bakan düzeyinde katılımda 50.yıl çerçevesinde bir anlamda 50 yılın kalkınma gündemi değerlendirilecek. Bugün UNDP Başkanı sayın Helen Clark ile bir görüşmemiz oldu. Ayrıca burada gelmişken ikili düzeyde bazı görüşmelerimiz de olacak, bazı ülkelerle" dedi. Yarın da yoğun bir gündemin olduğunu dile getiren Bakan Yılmaz, gerçekleştirilecek çeşitli oturumlarda son 50 yılın kalkınma gündemini ele alacaklarını ifade etti.
"DÜNYA ASLINDA HİÇBİR ZAMAN OLMADIĞI KADAR MÜREFFEH BİR DÜNYA"
İnsanlığın bugün önemli bir yere geldiğini dile getiren Bakan Yılmaz, "Dünya aslında hiçbir zaman olmadığı kadar müreffeh bir dünya. Bir taraftan da dünya hiçbir zaman olmadığı kadar eşitsizliklerle, yolsuzlukla, insani problemlerle karşı karşıya. hem insanlığın gelişimini hem de bu sorunları hep birlikte ele alacağız, değerlendireceğiz. Bir taraftan yolsuzluk, eşitsizlik diğer taraftan çevre meseleleri. Dünyanın kaynaklarını tüketme, gelecek nesillere dünyaya hak ettikleri şekilde devredeme riski. Bütün bunları ele alacağız, konuşacağız. Türkiye olarak da çok önemli tecrübelerimiz var, bunları aktarma imkanı bulmuş olacağız. Türkiye'nin yaptığı çalışmaları anlatacağız. Sadece bir örnek vermem gerekirse 2014 resmi kalkınma yardımımız resmi olarak 3 buçuk milyar doları buldu. Bu son dönemde küresel krizi, bunun ülkeleri yaptığı etkiyi düşündüğünüz zaman çok takdir edilmesi gereken bir büyüklük. Birçok ülkede maalesef bu rakamın gerilediğini, resmi kalkınma yardımlarının azaldığını görüyoruz. Türkiye ise çok ciddi anlamda dünyaya destek olan, yardımcı ülke konumunda" açıklamasını yaptı.
Türkiye'nin giderek BM'nin bölgesel ülkesine dönüştüğünü vurgulayarak, " İstanbul'da UNDP'nin bölge ofisi açıldı. UNDP ile birlikte İstanbul Özel Sektör Merkezini kurduk. BM'nin İstanbul'da başka ofisleri de kuruluyor. İstanbul Doğu Avrupa, Kuzey Afrika, Doğu Asya gibi geniş bir coğrafyanın bölgesel merkezi haline geliyor. Bu BM için de çok uygun bir alternatif, Türkiye doğal bir merkez konumunda. Bunu destekliyoruz. Önümüzdeki dönemde daha fazla BM ofisinin, bölgesel ofisi İstanbul'a taşındığını göreceğiz" ifadelerini kaydetti.
"KALKINMA, EKONOMİDEN İBARET DEĞİL"
Yılmaz açıklamasını şu şekilde tamamladı: "2015 yılına kadar dünyada Millennium Development Goals dediğimiz kalkınma hedefleri söz konusuydu. 2015 yılında devlet başkanları bir araya geldiler ve yeni bir gündem belirlediler. 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (Sustainable Development Goals) Bu hedefler, aynı zamanda bizim ülkemiz için de hedefler, bunu destekledik. Kalkınma planlarımıza, ulusal planlarımıza bunu entegre ediyoruz. Geçmişte nasıl ki bin yıl kalkınma hedeflerini kendi politikalarımıza entegre ettiysek ve gelişmeler sağladıysak önümüzdeki dönemde de sürdürülebilir kalkınma hedeflerini planlarımıza, politikalarımıza daha fazla entegre edeceğiz. Bu çerçevede 2030 belki de 2035 dönemine ilişkin yeni hedefler ortaya koymayı hedefliyoruz. Yeni yapacağımız bu kalkınma planlarını da bu hedefler kapsamında şekillendireceğiz. Türkiye olarak şunu sürekli olarak söylüyoruz. Kalkınma, ekonomiden ibaret değil. Kalınma, mutlaka sosyal boyutu ve çevresel boyutu kapsaman durumunda. İnsani bir kalkınma olmak durumunda. Hiç kimsenin geride kalmadığı, herkesi içine katan kapsayıcı kalkınma dediğimiz kavramın altını izliyoruz. Nitekim G20 çalışmalarımızda da bu kapsayıcılığı da bütün ülkelerin gündemine getirdik. Bu çok da geniş kabul gördü. Kapsayıcı büyüme, kapsayıcı kalkınma bundan sonra politikalarımızda merkezi kavram olmaya devam edecek" - NEW YORK