Antik Afrin Nasıl Savaşılacak Bir Kent Haline Geldi?
2012'de Suriye ordusu Afrin topraklarından çekildiğinden bu yana Afrin yarı özerk bir şekilde yönetiliyor.
2012'de Suriye ordusu Afrin topraklarından çekildiğinden bu yana Afrin yarı özerk bir şekilde yönetiliyor. Savaşmaya değer doğal güzelliklere sahip.
Burası 'Kürt Dağı' adıyla da biliniyor. 360 Kürt köyü ile Suriye'nin en yoğun Kürt nüfusa sahip bölgesi.
Afrin Nehri, bol ağaçlı tepelerin arasından geçerek kuzeyden güneye doğru akıyor. Yeşil vadileri ve verimli topraklarında başta zeytin olmak üzere, pek çok meyve ve kabuklu yemiş yetişiyor.
Bu topraklarda akrep ve yılanın olmadığı söyleniyor. Suyu bol akıyor.
2004'te Midanki Şelalesi'ne baraj kurulunca, eski yol göl altında gözden kayboldu.
Hafta sonlarında bu göl kıyısında piknik yapılır. Midanki'nin kuzeyinde Arapça konuşan pek yoktur. Yaşlılar geleneksel siyah şalvarlarıyla dolaşır hala.
Afrin sınırındaki Azez'de çok sayıda Türkmen ve Arap yaşıyor. Burada Kürtler de dahil hemen herkes Sünni.
Afrin Nehri kıyısında, Türkiye sınırından görülecek şekilde Roma döneminden kalma Kyrrhos antik kenti kalıntıları yükselir.
Kyrrhos bir zamanlar Roma İmparatorluğu'nun kuzeydeki Ermeni İmparatorluğu'na karşı düzenlediği seferlerde askeri üs işlevi görüyordu. 4. yüzyılda Hristiyanlık için önemli bir merkez haline gelmiş, ama 12. yüzyılda stratejik önemini yitirince terk edilmişti.
Nebi Huri adı verilen bölgede Hititli Uriya'nın piramit şeklindeki anıt mezarı görülür. Eski Ahit'te anlatılan öyküye göre, İsrail kralı Davut, Uriya'nın güzel karısı Batşeba ile evlenmek için Uriya'yı savaşa göndermiştir.
Bugün bu anıt mezar türbe ve cami olarak kullanılıyor. Buraya bakması için bir Kürt aile görevlendirilmiş. Ailenin babası Türkiye'de akrabalarını ziyarete giderken mayına basarak bir bacağını kaybetmiş. Sınır sorunu
Fransız Mandası yönetimindeki askeri birliğin hazırladığı 1935 tarihli Suriye haritasında sınırla ilgili karmaşık sorunları görmek mümkün.
Fransa, İkinci Dünya Savaşı'nda bağlantısız kalmasını sağlamak üzere, Akdeniz kıyısındaki İskenderun Sancağı'nı Türkiye'ye vermişti.
Türkiye'nin Hatay adını verdiği bu bölgede nüfusun yüzde 50'si Arap, yüzde 40'ı Türk, yüzde 10'u ise Ermenilerden oluşuyordu.
Suriye haritalarında Hatay sınırı için hala "geçici" ibaresi kullanılır.
Yedi yıldır devam eden Suriye savaşı boyunca, karşıt taraflar bölgesel kontrol konusunda farklı iddialar içeren farklı haritalar yayınladı hep.
Hatay'ın doğusunda, İdlib'in kuzeyinde yer alan Afrin ise bunun en son örneği. Türkiye "terörist Kürtler" olarak adlandırdığı kesimleri buradan atmaya çalışıyor.
En son 1998'de Suriye PKK lideri Abdullah Öcalan'ı topraklarında barındırırken, Türkiye'nin baskısı sonucu PKK ve Öcalan'ı sınır dışı etti.
Çatışan çıkarlar
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a bağlı askerler 2012'de kuzeydeki Kürt bölgelerinden sessizce çekildiğinde, buradaki hakim güç olan ancak Türkiye'nin PKK uzantısı olarak gördüğü Demokratik Birlik Partisi (PYD) kendi idari yapılarını ve eğitim sistemini oluşturarak yönetimi devraldı.
PYD'nin silahlı kanadı Halk Savunma Birlikleri (YPG) de bu yönetimin askeri gücü oldu.
Savaşkan olarak görülen Kürt askerleri tarih boyunca Osmanlılar ve Fransızlar tarafından kullanıldı; bugün de Amerikalılar IŞİD'e karşı savaşta onların yardımını alıyor.
Ama asıl çatışma Suriyeli Kürtlerin kendi arasında meydana gelebilir; zira tümü Öcalan'ı desteklemiyor.
Askere alınmaktan ve çocuk yaşta asker kullanımından kaçınmak için binlerce kişi PYD'nin yönetiminde olan bölgeleri terk etti. Bazıları PYD'nin paralı askerlik yapan suç şebekeleri olduğunu iddia ediyor.
IŞİD'i temizleme adı altında Arap köylerinin yıkılması gibi insan hakları ihlalleri içeren haberler dolaşıyor; ama PYD bunları reddediyor.
2015'ten bu yana Kürt yönetimi, Arapça öğreten bazı okullar da dahil olmak üzere özel okulları kapattı.
Bu arada Suriye hükümeti doğum, evlilik, ölümle ilgili resmi belgeleri çıkarmaya, böylece etkisini devam ettirmeye çalışıyor.
Bu kadar çok çatışan çıkar söz konusu iken Afrin'de savaş ağır olacak. Kürtlerin "demokratik federalizm", Türklerin ise "teröristlerden" arınmış güvenli bölgeler oluşturma rüyası sonunda Suriye'de fiili bir bölünmeye neden olabilir.
Afrin'in geleceği nasıl şekillenirse şekillensin bir tarafın rüyası diğer tarafın kabusu olabilir.