Amerikan Türk Konseyi 31. Konferansı
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, "Türkiye, ulusal güvenliği ve Türk halkının yaşamlarının yanı sıra Türkiye-Suriye sınırı boyunca yer alan kamplardaki Suriyelilerin hayatlarının tehdit altına girmesi halinde, tüm gerekli önlemleri almaya hazır"...
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, " Türkiye, ulusal güvenliği ve Türk halkının yaşamlarının yanı sıra Türkiye- Suriye sınırı boyunca yer alan kamplardaki Suriyelilerin hayatlarının tehdit altına girmesi halinde, tüm gerekli önlemleri almaya hazır olacaktır" dedi.
Uluslararası toplumun, Suriye'deki şiddetin sona ermesi için gerekli eylemlerde bulunması gerektiğini belirten Yılmaz, "Esed'e daha fazla zaman tanınmak, masum insanların ölümünün artmasıyla sonuçlanacaktır" diye konuştu.
Yılmaz ve ABD Savunma Bakanı Leon Panetta, Amerikan Türk Konseyi'nin (ATC) 31. yıllık konferansı kapsamında düzenlenen akşam yemeğine katıldı. Yemeğe ayrıca, ABD'nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ve Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan'ın yanı sıra TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve çok sayıda üst düzey davetli iştirak etti.
Bakan Yılmaz, burada yaptığı konuşmada, Türkiye ve ABD'nin "dünyada özgürlük, barış gibi ortak amaçlara ulaşmayı hedefleyen uzun yıllara dayalı sağlam ilişkileri" bulunduğunu söyledi.
Demokrasi, özgürlük, insan hakları ve serbest piyasa ekonomisi gibi ortak değerlere sahip olan Türkiye ve ABD'nin, ortak vizyon ile karşılıklı çıkar ve ortak tarihten gelen çok yönlü ilişkilerle de birbirine bağlı olduğunu belirten Yılmaz, iki ülkeyi, barış ve istikrara yönelik ortak amaçları paylaşan "iki vazgeçilmez müttefik" olarak tanımladı.
Yılmaz, Türkiye'nin Atatürk'ün "yurtta barış, dünyada barış" ideallerini takip ettiğini ve ABD'nin de bu ideali paylaştığını kaydetti.
-"Adaylık sürecimizde dostumuzun desteği..."-
Askeri alanın, iki ülke arasındaki işbirliğinin önemli sütunlarından biri olduğunu belirten Yılmaz, Türkiye ile ABD arasındaki ittifakın, NATO ve BM gibi uluslararası organizasyonlarda yakın işbirliği ile zaten kanıtlanmış ve kuvvetlenmiş olduğunu kaydetti.
Yılmaz, bu yıl Türkiye'nin NATO'ya üyeliğinin 60. yılı olduğunu hatırlatarak, Türkiye'nin NATO'nun ana güvenlik sağlayıcılarından biri olduğunu ve ittifaka desteğini sürdürmeye de devam edeceğini söyledi.
NATO'nin sadece askeri değil, uluslararası barış ve istikrara önemli katkılar sağlayan yapısı olduğunu ifade eden Yılmaz, kolektif savunma ve güvenlik çerçevesinde, NATO'nun rolünü tam desteklediklerini söyledi.
Milli Savunma Bakanı Yılmaz, bölgesi ve daha geniş coğrafyadaki problemleri çözmeye dönük niyetiyle, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nin 2015-2016 dönemi geçici üyeliğine adaylığını açıkladığını da hatırlatarak, geçici üyeliğe seçilmesinin Türkiye'nin şu anki dış politika amaçları ve kritik jeopolitik durumuyla örtüşeceğini kaydetti.
Yılmaz, "Dolayısıyla, adaylık sürecimizde dostumuzun desteğini görmek, bizi mutlu edecektir" dedi.
Özellikle Türkiye'nin bulunduğu bölgede olmak üzere bugünün zorluklarının, ABD ile Türkiye arasında daha iyi işbirliğini gerekli kıldığını dile getiren Yılmaz, terörizm konusunda ABD'nin, Türkiye'nin önde gelen bir ortağı olduğunu söyledi.
Yılmaz, terör örgütleri tarafından hedef alınan iki ülkenin bu konuda ortak kaygı ve çıkarlara sahip olduğunu belirterek, terörizmin kökünü kazımak için ABD ile Türkiye arasındaki işbirliğinin zorunlu olduğuna işaret etti.
"Bu alanda ABD'nin desteğinden memnuniyet duymaktayız. Yakın işbirliğimiz ve koordinasyonumuzun devamı, terörizmle mücadele için önemli" diyen Yılmaz, iki ülkenin bu konudaki işbirliğinin gelecekte de sürdüğünü ve arttığını görmekten mutlu olacaklarını dile getirdi.
-"Uluslararası toplum gerekli eylemleri yapmalı"-
Türkiye'nin, Arap ayaklanmalarının başlamasından bu yana, Arap ülkeleriyle yakın diyalog ve işbirliğine büyük önem verdiğini belirten Yılmaz, bölgedeki ülkelerde, o veya bu şekilde, değişim ve demokratik dönüşümün kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
Yılmaz, bazı rejimlerin, halklarına yönelik uyguladığı ölçüsüz şiddet ve güç kullanımının kabul edilemez olduğunu ifade ederek, sürdürülebilir güvenlik ve istikrarın ancak halkların meşru isteklerine cevap verildiği takdirde sağlanabileceğine inandıklarını söyledi.
Suriye konusunun da Türkiye için çok hassas bir mesele olduğunu dile getiren Yılmaz, Suriye'deki krizin, şiddetin artması ve binlerce masum insanın ölmesiyle, ciddi insan hakları ihlali ve elim bir insani durum yarattığına dikkati çekti.
Yılmaz, Esed rejiminin meşruiyetini yitirdiğini ve BM ve Arap Birliği Özel Temsilcisi Kofi Annan'ın çabalarının başarısızlığa uğradığını belirterek, "Şimdi uluslararası toplum, Suriye'deki şiddetin sona ermesi için gerekli eylemlerde bulunmalı. Hızlı hareket etmek, hepimizin kolektif sorumluluğu" dedi.
-"Türkiye tüm gerekli önlemleri almaya hazır"-
Esed'e daha fazla zaman tanınmasının, masum insanların ölümünün artmasıyla sonuçlanacağına dikkati çeken Yılmaz, "Esed rejiminin izole edilmesi için daha fazlası yapılmalı" ifadesini kullandı.
Yılmaz, Suriye'nin, Suriye halkının meşru taleplerine yanıt verilmedikçe barışçıl, istikrarlı ve demokratik bir ülke olamayacağını kaydetti.
Mülteci sorununun hala önemini koruduğuna da değinen Yılmaz, Türkiye'deki 8 mülteci kampında 25 bin Suriyeli'nin kaldığından bahsetti. Yılmaz, "Suriye halkının ihtiyaçlarına karşılık vermeye devam edeceğiz. Türkiye, ulusal güvenliği ve Türkiye halkının yaşamlarının yanı sıra Türkiye-Suriye sınırı boyunca yer alan kamplardaki Suriyelilerin hayatlarının tehdit altına girmesi halinde, tüm gerekli önlemleri almaya hazır olacaktır" dedi.
Türkiye'nin savunma endüstrisinin her geçen gün geliştiğini anlatan Yılmaz, Türkiye ile ABD arasında savunma alanındaki ticaretin seviyesinin hayli ümit verici olduğunu söyledi.
Milli Savunma Bakanı Yılmaz konuşmasında, iki ülke arasında savunma alanındaki işbirliklerine, projelere ve çalışmalara da değindi.
Muhabir: Barışkan Ünal-Mehmet Toroğlu
Yayıncı: Selçuk Aval
Yayıncı Açıklaması - WASHINGTON