ABD seçim sonuçları: Geçiş döneminde yaşanan gecikmeler hangi riskleri doğuruyor?
ABD’de başkanlık seçimleri ile seçimi kazanan kişinin yemin ederek, resmen göreve başlaması arasında yaklaşık 2,5 aylık bir süre bulunuyor.
ABD'de başkanlık seçimleri ile seçimi kazanan kişinin yemin ederek, resmen göreve başlaması arasında yaklaşık 2,5 aylık bir süre bulunuyor.
Geleneksel olarak bu dönemde, seçimi kazanan kişinin ekibinin mevcut başkanın ekibiyle görüşmeler yapması, bazı gizli bilgi ve belgelere erişiminin olması ve 20 Ocak'taki yemin töreninin ardından resmen göreve başlamaya hazırlanması öngörülüyor.
Ancak bu yıl işler daha farklı ilerliyor. Zira, geleneklerin aksine 20 Ocak'taki yemin törenine kadar başkanlığı sürdürecek olan Başkan Donald Trump, yenilgiyi kabul etmeyi ve seçimi kazanarak 45'inci başkan seçilen Joe Biden'ın geçiş dönemi hazırlıklarına yardımcı olmayı reddediyor.
Bu durumun koronavirüs salgınıyla mücadele, ulusal güvenlik ve ekonomi gibi alanlarda atılması gereken adımların gecikmesinin yanı sıra diğer başka sıkıntıların yaşanması riskini de beraberine getiriyor.
Biden, önceki gün yaptığı açıklamada, Trump'ın yenilgiyi kabul etmeyerek "dünyanın geri kalanına, demokrasinin nasıl işlemesi gerektiği konusunda inanılmaz derecede hasar veren mesajlar" yolladığını söyledi.
Biden, Trump'ın "Amerikan tarihinin en sorumsuz başkanlarından biri olarak hatırlanacağını" belirtti.
Gecikme hangi riskleri taşıyor?
Beyaz Saray'da bir süre daha yönetimi elinde tutacak olan ekiple yeni seçilen geçiş dönemi ekibi arasında iletişimin olmamasının en başka koronavirüs salgınıyla mücadeleyi sekteye uğratacağı uyarıları yapılıyor.
Biden'ın seçimden sonra yaptığı ilk işlerden birisi pandemiyle mücadele için öneriler geliştirecek olan bir koronavirüs danışma ekibi açıklamak oldu.
Biden geçen hafta yaptığı açıklamada, "Eğer koordinasyonu sağlamazsak daha fazla kişi hayatını kaybedebilir" dedi.
Seçim sonrası gündeme gelen bir diğer konu da koronavirüs salgının ekonomik etkilerini gidermek için açıklanması beklenen finansal yardım paketi.
Bununla ilgili görüşmeler, Kongre'de Demokrat ve Cumhuriyetçiler arasında hala devam ediyor.
Ulusal güvenliği nasıl etkiliyor?
Bu gecikmenin ABD'nin ulusal güvenliğine ilişkin kaygıları da beraberinde getiriyor.
Biden'ın geçiş sürecinin kıdemli danışmanlarından Yohannes Abraham, "Gizli ve kritik operasyonlarla ilgili bilgilere erişimin geciktiği her gün Amerikan halkının ulusal güvenliği de risk altına giriyor" uyarısını yaptı.
Tüm bu uyarılara rağmen Cumhuriyetçi Parti kanadında bu duruma ses çıkaran çok da fazla isim yok. Ancak son dönemde geçiş döneminin başlatılması çağrısı yapan isimler ortaya çıkmaya başladı.
Senato'nun kıdemli üyelerinden Chuck Grassley, Trump'a Biden'ın günlük istihbarat raporuna erişimine izin verme çağrısı yaptı.
Parti'nin bir diğer öne gelen Senatörlerinden Lamar Alexander da Biden'ın yeni başkan olma ihtimalinin çok yüksek göründüğünü ve bu nedenle de Trump'ın "yumuşak geçiş bir dönemi" için gerekli tüm imkanı sunması gerektiğini söyledi.
Yapılan çağrılarda da bahsi geçen en önemli belgelerden birisi ABD istihbarat kurumlarından gelen en güncel bilgileri içeren rapor. Normal şartlar altında çok gizli ibaresiyle başkana her gün sabahtan sunulan bu rapora, seçimlerin ardından başkan seçilen kişinin de erişimine izin veriliyor.
Kanunlar gereği, raporu bir araya getirip Başkan'a sunan Merkezi Haber Alma Teşkilatı'nın (CIA) bunu yeni başkana iletebilmesi için Trump'ın Biden'ın seçimi kazandığını kabul etmesi gerekiyor.
Bu da federal yapının bürokratik işlemleriyle uğrayan Genel Hizmetler İdaresi (GSA) üzerinden yapılıyor. Trump'ın Biden'ın kazandığını kabul etmesiyle GSA'nın da bunu kayıtlara geçirmesi şart koşuluyor.
Normal şartlar altında tamamen bir formaliteden ibaret olan bu işlem, Trump'ın seçim sonuçlarını kabul etmemesi ve herhangi bir kanıt ileri sürmeden seçimlere usulsüzlük karıştırıldığını iddia etmesinden dolayı henüz yapılabilmiş değil.
Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert O'Brien, geçen hafta yaptığı açıklamada, 2020 seçimlerini Biden'ın kazandığının netleşmesi halinde geçiş döneminin de profesyonel bir şekilde yapılacağını söyledi.
O'Brien, seçimi Biden'ın kazandığını net bir şekilde söylemekten kaçındı ancak "açıkçası işler o yönde ilerliyor" ifadelerini kullandı.
2000'deki gecikme 11 Eylül'e mi yol açtı?
Bazı siyasetçiler ve uzmanlar, geçiş döneminde yaşanan gecikmelerle 2000 yılında olanlar arasında paralellik kuran açıklamalar yapıyor.
2000 yılındaki seçimlerin sonucu Florida eyaletinde düğümlenmişti. Hukuki tartışmalar ve yeniden sayımların ardından Cumhuriyetçi Parti adayı George W. Bush başkan seçilmiş ve tüm bu süreç 40 güne yakın sürmüştü.
Demokrat Parti adayı Al Gore'un hukuki süreç tamamlanana kadar yenilgiyi kabul etmemesi geçiş döneminde gecikmelere yol açmıştı.
Sonuçların netleşmesinin ardından yaklaşık 2,5 ay sürmesi beklenen geçiş dönemi de bir ay gibi bir süre içerisinde tamamlanmıştı.
Daha sonra yapılan incelemelerde, bu gecikmenin 11 Eylül 2001'de El Kaide'nin üstlendiği saldırıların gerçekleşmesinde rol oynamış olabileceğine dair değerlendirmeler de yapıldı.
Kongre'nin saldırılarla ilgili soruşturmanın ardından hazırladığı raporda, "Başkan (Bill) Clinton'dan George W. Bush'a geçiş sürecinde yaşanan gecikmeler, ulusal güvenlik alanında yeterli hazırlıkların yapılamamasına neden oldu" denildi.
Raporda, bu durumun ulusal güvenlik alanındaki kritik atamaların "yeni yönetim tarafından bulunması, tespit edilmesi, önerilmesi ve Senato'da onaylanmasını geciktirdiği" değerlendirmesine yer verildi.
Bush döneminin eski Beyaz Saray Genel Sekreteri Andy Card, geçiş dönemiyle ilgili CNBC'ye yaptığı açıklamada, "Komisyon, geçiş sürecinde daha fazla vakit olmuş ve daha iyi koordinasyon sağlanmış olsaydı, saldırılara karşı daha hazırlıklı olunacağını ve hatta saldırılan önlenebileceğini söyledi" dedi.
Card, ABD'nin "düşmanlarının" bugüne kadar hep geçiş dönemlerinden faydalanmak istediklerini ve bu yıl bu sürecin uzamasına izin verilmemesi gerektiğini söyledi.
Gecikmenin somut sonuçları neler olabilir?
BBC'nin Güvenlik Muhabiri Gordon Corera, bu gecikmenin devam etmesi halinde ulusal güvenlik açısından somut sonuçlar doğurma riskinin de arttığını söyledi.
Correra, "Diğer ülkelerin bu ne kadar süreceği belirsiz olan sürecin kullanmak isteme riskleri bulunuyor. Örneğin İran, Ocak ayında Kasım Süleymani'nin öldürülmesinin intikamını almak isteyebilir" dedi.
Temsilciler Meclisi'nin İstihbarat Komitesi üyesi Demokrat Partili Raja Krishnamoorthi de benzer bir uyarı yaptı.
ABD'yi "tehdit eden 70 terör örgütü" olduğunu öne süren Krishnamoorthi, bunlara ek olarak İran, Çin, Kuzey Kore ve Rusya'dan da tehditler bulunduğunu aktardı.
NPR'a konuşan Krishnamoorthi, "Zafiyetimizi kullanmak isteyen çok fazla kişi var" diye konuştu.
También hay preocupación por las decisiones que Trump pueda tomar en las últimas semanas de su mandato.
Trump son dönemlerinde hangi adımları atabilir?
ABD siyasi çevrelerinde kaygı yaratan bir diğer konu da Trump'ın başkanlığının son haftalarında alabileceği bazı kritik kararlar.
Trump, geçen hafta içinde Savunma Bakanı Mark Esper'i görevden aldı. Benzer şekilde CIA Başkanı Gina Haspel'i ve Federal Soruşturma Bürosu (FBI) Başkanı Chris Wray'i de görevden alabileceği konuşuluyor.
Trump yönetimi ayrıca, Irak ve Afganistan'da bulunan 2 bin 500 ABD askerini geri çekeceğini açıkladı. Bazı üst düzey güvenlik yetkilileri, bu karara ciddi riskler taşıdığı için karşı çıkıyor. Esper'in görevden alınmasında bu konunun etkili olduğu belirtiliyor.
BBC muhabiri Corera, Trump'ın başkanlığı boyunca "derin devletin bir parçası olarak gördüğü ve kendisini devirmeye yönelik bir komplo içerisinde olduğunu iddia ettiği" ulusal güvenlik yapısıyla çatıştığına dikkat çekti.
Trump'ın görevden aldığı üst düzey isimlere ek olarak son günlerde yaptığı bazı kritik atamalar da var.
Corera, "Trump'ın ulusal güvenlik sisteminin içerisine görevleri 20 Ocak'tan sonra da devam edecek bazı kişileri yerleştirmeye çalışıyor olabileceğine dair giderek artan kaygılar bulunuyor" dedi.