ABD Başkanlık Seçimleri: Trump ve Biden, başkanlık yarışında son haftaya girilirken hangi mesajları veriyor?
3 Kasım'daki başkanlık seçimlerine 1 haftadan az bir süre kala kaldı.
ABD'nin bilinmezliklerle dolu ve sonuçlarının ülkeye etkisi tahmin edilemeyen başkanlık seçimlerinde son bir haftaya girildi.
Ülkenin gündemi, koronavirüs vakalarının her gün yeni rekorlar kırması, işsizlik oranının artması, ekonomik verilerin çizdiği karamsar tablo, işsizlere yapılan maddi yardımların yetersiz kalması ve giderek arttan siyasi kutuplaşma nedeniyle kaotik bir noktaya geldi.
ABD için şu anda net görülen son durum; iki tarafın da 3 Kasım'daki seçimler sonrası sonuçlara itiraz edeceği, seçimlerden sonra da gündemin karışık olacağı ve dünyada salgında en çok kişinin hayatını kaybettiği ülkedeki psikolojik yıpranmanın madden ve manen 2021'e de sarkacağı.
Tüm bu kaosa rağmen ABD'de 150 milyona yakın kişinin oy kullanacağı tahmin ediliyor - ki bu ABD seçimleri için epey yüksek bir çıta. Şu ana kadar 50 milyondan fazla seçmenin oy verdiği söylenirken, oylarının sayılmayacağı endişesiyle posta yoluyla oy vermek yerine sandığa giden seçmenler saatlerce kuyrukta bekliyor.
Oy kuyruklarını analiz eden siyaset bilimcilere göre bu kadar erken oy kullanmaya giden insanlara bakarak net bir tablo görmek mümkün değil.
Tarafların siyasi görüşünü benimseyen analistlerin tamamı psikolojik üstünlük sağlamak için "Seçimi biz kazandık" mesajıyla hareket etse de 2016 yılındaki seçimlerden ve o günlerde yayımlanan anketlerden dili yanan temkinli analistler, sandıklardaki kalabalıkların veya uzun kuyrukların bir şey ifade etmeyeceğini hatta bugüne kadar yapılan kamuoyu anketlerinin yine yanılma payının olduğu, erken rehavetin yine yenilgi getirebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.
'Kuyruklardaki seçmenlerin hepsi Demokrat Partili değil'
Amerikan siyasi haber sitesi Politico analistlerinden Scott Bland'e göre, 2016'da Donald Trump'a oy verenlerin bu kez Demokrat Parti'nin başkan adayı Joe Biden'a yönelebilir ancak geçen seçimde Cumhuriyetçi Parti'nin adayı Trump'a oy vermeyenlerin bu kez onu tercih etmeleri de mümkün ve bu ihtimal küçümsenmeyecek düzeyde. Bland'e göre, kuyruklarda bekleyen seçmenlerin tamamının Demokrat olduğunu söylemek hem yanlış hem de eksik bir bilgi.
Kamuoyu araştırmalarına göre Biden, kararsız eyaletlerin önemli bir bölümünde Trump'ın önünde olsa da, bazı eyaletlerde aradaki fark sadece 1 puan ve Cumhuriyetçi seçmenlerin sandıklarda nasıl bir yoğunluk göstereceği bilinmiyor.
Kampanyalarda son bir haftanın gündemi ağırlıklı olarak tarafların seçmene yaydığı korku ve endişe siyaseti üzerine odaklı. Cumhuriyetçiler, "Biden'ın Amerikası'nda güvende olmayacaksınız, elinizdeki tüm haklar alınacak" diyor. Demokratlar ise salgında hayatını kaybeden Amerikan vatandaşlarının üzerinden verdikleri mesajlarla "Trump'ın Amerikası'nda öleceksiniz" diye konuşuyor.
Trump: 4 yıl daha görevde kalmalıyım, b u tarihteki en önemli seçim
Haftalardır yapılan kamuoyu araştırmaları Demokratların seçimleri açık ara kazanacağını söylese de, Başkan Donald Trump ve ekibi Beyaz Saray'ın dört sene daha hakimiyetlerinde kalacağından emin.
Trump günlerdir seçmeniyle yaptığı buluşmalarda, Biden'ın son derece zayıf bir rakip ve ismi yolsuzluğa karışmış bir siyasetçi olduğunu, salgının kontrol altına alındığını, tüm salgın teorilerinde medyanın parmağı olduğunu, koronavirüs aşısının ise çok yakında piyasaya sunulacağını aktarırken, bugüne kadar yaptıklarını bitirmesi için dört yıl daha görevde kalmasının gerektiğinin altını çiziyor ve "Bu tarihteki en önemli seçim" diyor.
Trump salgına dair en kötü günlerin geride kaldığını söylese de, ABD'de koronavirüs vaka sayısı 9 milyona yaklaştı. Virüsün neden olduğu Covid-19 hastalığı sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı da 232 bini geçti. Ülkede günlük vaka sayısı da 80 binlerde dolanarak yeni rekorlar kırıyor.
Başkan Trump pandeminin başında salgının bir uydurma olduğunu öne sürmüş, Nisan ayında ABD'de 55 bin kişinin öleceğini söyledikten sonra Mayıs ayında bu rakamın 100 bine çıkacağını kabul etmişti. Bu arada, Washington Üniversitesi'nin geçtiğimiz günlerde yaptığı salgın modellemesine göre ABD'de Şubat 2021'in sonunda kadar koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 1 milyonu geçebilir.
Biden: Koronavirüs tüm eyaletlere yayıldı, Beyaz Saray'ı da vurdu
Joe Biden ise başkanlık seçimleri öncesi son haftanın mesajlarını özellikle koronavirüs salgını üzerine yoğunlaştırdı.
Biden, salgının tüm eyaletlere yayıldığını ve geçtiğimiz haftalarda virüse yakalan Başkan Trump dahil tüm Beyaz Saray'ı vurduğunu hatırlatıyor.
Amerikalıların erken oy kullanmada rekor rakamlara ulaşması Biden cephesini sevindirse de, seçmenler salgın yönetiminden ziyade Biden'ın ekonomiyi nasıl yöneteceği konusunda soru işaretlerine sahip. Dolayısıyla seçmenin son anda karar değiştirmesi de ihtimaller arasında sayılıyor. Zira Trump cephesi Biden'ın başkan seçilmesi halinde, ekonomiyi Biden'ın değil Demokratların radikal liberal kesiminin yöneteceğini iddia ediyor ve Biden'ın kendisini "demokratik sosyalist" olarak tanımlayan Senatör Bernie Sanders'ın kuklası olacağını da öne sürüyor. (Sanders, 2016 ve 2020 başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti'de aday adayı oldu. Başkan adaylığı yarışında 2016'da Hillary Clinton'a yenildi, 2020'de ise Nisan ayında adaylık yarışından çekildi)
Demokratlar yaklaşık 3 kat fazla bağış topladı
Biden'ın son bir haftaya girerken elindeki en büyük avantajı, kampanyasına yapılan bağışlar. Demokratlar 177 milyon dolar, Cumhuriyetçileri ise 63 milyon dolar bağış topladı. Ancak salgın döneminde Demokratların kampanyalarına ara verip, Cumhuriyetçilerin kapı kapı seçim propagandası yaptığı unutulmamalı. Trump'ın 2016'da üç kritik eyalette (Michigan, Pennsylvania ve Wisconsin) sadece toplam 78 bin oy farkla kazanarak başkanlık koltuğuna oturduğu da...
Sosyal mesafe ve kalabalık ortamlara girilmemesinin sürekli vurgulandığı bir salgının ortasında, seçime gidilen ortam seçmenin hem kararını hem sabrını zorluyor. Son bir haftada 500 bin kişi virüse yakalanmış ve 5 bin kişi daha hayatını kaybetmişken, Trump seçmenlerine ekonomik olarak hayatta kalmayı vadediyor.
Biden ise ülkenin artık ayrıldığı noktalarda uzlaşması gerektiğini, birlik ve beraberlik zamanının geldiğini, ABD Başkanı olduğu gün salgını kontrol altına almak üzere harekete geçeceğini anlatıyor.
Seçmenlerin bu iki aday arasından birini seçecek olması büyük bir ironi gibi gözükse de, 2016 seçim sonuçlarından ironiye karşı bağışıklık geliştirmiş olmaları da gerekiyor.