AB'ye Destek Çağrısı
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye ve AB İlişkilerinin Ele Alındığı 5. Boğaziçi Konferansı'ndaki Konuşmasında, Türkiye'nin Teröre Hedef Olmuş Bir Ülke Olduğunu Belirtti.
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Türkiye ve AB ilişkilerinin ele alındığı 5. Boğaziçi Konferansı'ndaki konuşmasında, Türkiye'nin teröre hedef olmuş bir ülke olduğunu belirtti. Babacan, "Bölücü terör örgütü, sivil olup olmadığını ayırt etmeden can alıyor. Biz buna karşı çalışmalarımızı hızlandırdık, ancak bu anlamda AB'den de beklentilerimiz var. AB'den bölücü terör örgütüne karşı güçlü bir siyasi tavır alınmasını ve gerekli tedbirlerin ciddi bir kararlılıkla uygulanmasını bekliyoruz. Ateş düştüğü yeri yakıyor, zarar görüyoruz. Dünyadaki tüm dostlarımızın iş birliği içinde olmasını umuyoruz" dedi.
British Council, Avrupa Reform Merkezi ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı'nın işbirliğiyle gerçekleştirilen 5. Boğaziçi Konferansı, bu yıl "Türkiye ve AB: Ortak Faydalar için Bağlar Oluşturmak" temasıyla düzenlendi. Bugün düzenlenen konferans Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi M. Oğuz Demiralp, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt'in katılımıyla gerçekleşti.
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan konferansta, "AB sürecinde ayrıcalıklı değil, eşit ve adil bir muamele bekliyoruz. Katılım sürecinde son hedef, tam üyeliktir, biz bunu tartışmaya açmayacağız. Hedef durduğu sürece, Türkiye içindeki reformlar daha rahat gerçekleşecek. Avrupa Birliği'ndeki dostlarımızdan sözlerine sadık kalmalarını ve oyunu kurallarına göre oynamalarını istiyoruz. Oyunun ortasında kurallar değiştirilmez" şeklinde konuştu.
Kıbrıs sorununa değinen Babacan, "Kıbrıs'ta iki lider görüşme yapıyor, iyimser bir hava var. Türkiye'nin bu sürece desteği tamdır. Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesiminden de çözüme yönelik politikalar belirlemelerini bekliyoruz. Ucu açık olan müzakereler başarısız olur" şeklinde konuştu.
"AB SÜRECİNDE TÜRKİYE'NİN İRADESİ ÖLÇÜLÜYOR"
2007-2008 yasama döneminde AB konusunda ilerleme kaydedilmediği konusunda eleştiriler olduğunu hatırlatan Babacan, bu dönemde AB ile ilgili 29 yasal düzenleme üzerinde çalıştıklarını kaydetti. 301. madde ve Vakıflar Kanunu gibi çok tartışılan konular üzerinde durduklarını vurgulayan Babacan, Güneydoğu Anadolu Eylem Planı'nı açıkladıklarını ve bunun çok önemli olduğunu ifade etti.
"Müzakerelere hazırız" diyen Babacan şöyle devam etti:
"Eğitim-kültür, enerji, ekonomik politikalar gibi fasılları açmaya hazırız. Kıbrıs nedeniyle sekiz faslımız açılamıyor. Kıbrısla ilgili 2006'da alınan kararlardan sonra Türkiye'nin hazır olduğu fasıllar bile açılmıyor. Fasılların açılması, AB'deki yirmi yedi ülkenin Türkiye'nin müzakere süreciyle ilgili iradesini teyit ettiği bir nokta."
"TÜRKİYE REFORMLARINA DEVAM EDECEK"
Fasılların açılmamasına rağmen Türkiye'nin kendi reformlarına bakmaya devam edeceğini kaydeden Babacan, "Bu çalışmalara başladık, şu anda 33 fasıl üzerinde çalışıyoruz" şeklinde konuştu. Babacan, Şubat ayında AB'nin resmi gazetesinde yayınlanan katılım ortaklığında, AB'nin Türkiye'den beklentilerinin yazdığını hatırlattı ve konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu katılım ortaklığını önümüze aldık ve önümüzdeki dört yıl için düzenleme yaptık. Ulusal Program Taslağı hazırladık, söz konusu taslak tabandan yukarı doğru bir çalışmayla başladı. Bakanlar Kurulu'ndaki her bakan da buna destek verdi. Siyasi partilerden de bu ayın 20'sine kadar programla ilgili görüşlerini bekliyoruz. Ulusal programın son şeklini oluşturacağız. Program hazırlanırken, Türkiye'nin öncelikleri önümüzde tutuldu, bunun yanı sıra AB'nin beklentileri de göz önünde bulunduruldu."
"TÜRKİYE'DE GİTTİKÇE DEVLEŞEN DEMOKRASİ VAR"
Geçen yıl yapılan Boğaziçi Konferansı'ndan bu yana Türkiye'nin önemli bir dönemden geçtiğini vurgulayan Babacan, Türkiye'de çalkantılı bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yaşandığını ifade etti. Babacan şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanlığı seçimleri çok karışık bir dönem olmasına rağmen, biz hukukun ve demokrasinin üstünlüğüne inanarak, o dönemden geçtik. Temmuz seçimlerinden sonra da iç siyasetimizde farklı sıkıntılar yaşandı. Avrupa'nın ve dünyanın yakından takip ettiği iç siyasi süreç yaşadık. Buradan da anlıyoruz ki, Türkiye artık açık bir demokrasi, açık bir ekonomiye sahip."
Türkiye'de herkesin özgürce konuşabildiği, tartışabildiği ve fikirlerini söyleyebildiği bir ortam olduğuna dikkat çeken Babacan, iç siyasetin en hararetli dönemlerinde birçok kanalda, eş zamanda farklı tartışmaların yapıldığını belirtti. Babacan, "Türkiye, zorlu dönemlerini farklı tartışmalarla ortak nokta bularak aştı. Gittikçe devleşen demokrasi, Türkiye'nin en önemli güç kaynağıdır" dedi. (ANKA)
(PER/ZG)