Ab, Türkiye ile Katılımdan Çok Dış Politikaya Odaklandı
Türkiye yüksek düzeyli siyasi diyalog toplantısı yaklaşık 1,5 sene sonra bugün Ankara'da yeniden toplanıyor.
Türkiye ve Avrupa Birliği Yüksek Düzeyli Siyasi Diyalog toplantısı, bugün Ankara'da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun ev sahipliğinde ve Brüksel'den AB Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile Genişlemeden Sorumlu Komiser Johannes Hahn'ın katılımıyla gerçekleşecek.
Mogherini'nin 2 sene aradan sonra Türkiye'ye gelecek olması ve normalde 6 ayda bir yapılması gereken bu diyalog toplantısının 16 aylık bir aradan sonra gerçekleşiyor olması bugünkü görüşmelerin taşıdığı önemin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Türkiye ile AB arasındaki ilişkiler, özellikle Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişiminin ardından bozulmuştu. Türkiye, AB'ye darbe sonrasında yeterince dayanışma göstermemesi ve Gülen grubuna yakın kişilere sığınma hakkı vermesi nedeniyle tepki göstermişti.
AB ise darbe sonrası ilan edilen olağanüstü hal uygulamasının muhalif gazeteciler, akademisyenler ve siyasilere karşı kullanılmasına itiraz etmiş ve katılım müzakerelerini fiilen askıya almıştı. Avrupa Parlamentosu da Türkiye'nin 24 Haziran seçimleriyle yaşama geçirdiği cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin demokratik olmadığı gerekçesiyle tam üyelik müzakerelerinin tamamen sonlandırılması için girişimde bulunmuştu.
Böyle bir süreçte gerçekleşecek görüşmelerde iki başlık ön plana çıkıyor: Türkiye-AB katılım süreci ile başta Suriye, ve İran yaptırımları olmak üzere genel dış politika konuları. Ancak hem Türk hem de AB tarafı, görüşmenin sonuçlarıyla ilgili beklentinin çok yüksek tutulmaması gerektiğine işaret ediyorlar.
Üst düzey bir AB yetkilisi, "Bugünkü görüşmelerin yapılıyor olması bile tek başına çok önemli. Çünkü bize göre bu, açık kalması gereken en önemli iletişim kanalı. Böylece iki taraf arasındaki her konuyu genişçe görüşebiliyoruz," diye konuşurken, "Bu toplantı, büyük sonuçların açıklanacağı bir toplantı değil ama (Türkiye-AB) makinasının işler olduğunu gösterecek" mesajını da verdi.
Bir Türk yetkili de, Türkiye'nin AB ile diyalog sürecine büyük önem verdiğini, gelecek hafta Brüksel'de gerçekleştirilecek Ortaklık Komitesi toplantısının ardından enerji, ekonomi ve ulaştırma diyalog toplantılarının da yapılacağı bilgisini verdi. Türkiye-AB arasında diyaloğun her seviyede devam ettirilmesi, özellikle katılım süreciyle ilgili adımların atılmasını beklediklerini anlatan yetkili, Haziran ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Türkiye-AB zirvesinin yapılmasını hedeflediklerini de kaydetti. Türkiye-AB gündemi yoğun Türkiye açısından en önemli başlığı tam üyelik müzakereleri oluşturuyor. En son Haziran 2016'da bir başlık açabilmiş olan Türkiye'nin müzakereleri tamamlayabilmesi için 35 başlığın hepsini açmış ve kapatmış olması gerekiyor. Türkiye şu ana kadar 16 başlık açabildi ve bunların sadece bir tanesini kapatabildi. Geri kalan başlıkların bir kısmı AB Komisyonu, diğer kısmı da Kıbrıs vetosu nedeniyle açılamıyor.
Ağustos ayı sonunda 3 yıllık bir aranın ardından Reform Eylem Grubu'nu toplayarak "siyasi reform" sürecine geri dönme mesajı veren Türkiye, insan hakları, demokratikleşme ve yargı alanlarında nasıl adımlar atabileceğini tartışıyor.
AB ise bu alanlarda somut adım görmek istiyor. Üst düzey AB yetkilisi, görüşmelerde Türkiye'nin reform çabaları konusunda güncelleme talep edeceklerini kaydederken, "Eylem Grubu'nun bir sonraki toplantısı Aralık ayının ortasında olacak, bu yüzden ne aşamada olduklarını görmek istiyoruz. Çünkü Eylem Grubu'nun yargının revize edilmesi, yeni bir insan hakları eylem planı oluşturulması gibi sonuçlarını ihtiyatlı şekilde olumlu karşılamıştık. Bu, bizim için önemli çünkü üye ülkeler bu tür gelişmeleri müzakere ve Gümrük Birliği gibi konularla bağlantılı görüyor" diye konuştu.
Vize serbestisi en az 1,5 sene Türkiye ise vize serbestisi konusundaki çalışmalarına son dönemde ivme kazandırdı.
Türkiye'nin 72 kriterden 65'ini tamamladığını, ancak terörle mücadele yasasının AB normlarına göre değiştirilmesi, kişisel verilerin korunması yasasının düzenlenmesi gibi yükümlülüklerini henüz yerine getiremediğini anımsatan üst düzey Türk yetkili, bu sürecin Avrupa Parlamentosu onayı dahil en az 1,5 sene sürebileceğini söyledi.
Aynı konuda konuşan AB yetkilisi ise terörle mücadele yasasının değiştirilmesiyle ilgili tartışmaların farkında olduklarını kaydederken, "Biz Türkiye'nin terörle mücadelesini engellemek istemiyoruz. Biz Türkiye'nin bu yasayı sadece terörle mücadele etmek için kullanmasını istiyoruz. Ama siz bu yasayı gazetecileri, akademisyenleri tutuklamak için kullanıyorsanız işte o zaman problem oluyor" dedi. Dış politika öne çıkıyor
Uzun vadede Türkiye'nin katılım süreciyle ilgili değerlendirme yapan AB yetkilisi, bu sürecin Türkiye'nin iç gelişmeleri, Yunanistan ve Kıbrıs ile ilişkileri ve aynı zamanda daha birçok başka etkene bağlı olduğunu anımsatırken çok da beklenti yaratılmaması gerektiği mesajını verdi.
AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in Türkiye'yi yakın tutmanın AB'nin çıkarına olduğunu söylediğini anımsatan yetkili, "Bu yakınlık katılım da olabilir, şu anki gidişatın devamı da olabilir. Bence katılım sürecinin ötesine geçen ve Türkiye'nin coğrafi konumundan kaynaklanan birçok konuda iş birliği yapabiliriz, terörizm, göç, ekonomik konular gibi" diye konuştu.
Aynı AB yetkilisine göre, bu kapsamda Türkiye ile AB'nin dış politika konusunda yapacakları iş birliğinin de büyük önemi var. "Bize göre dış politika, ilişkilerimiz açısından pozitif anlam taşıyan bir alan. Bu anlamı diğer alanlardaki iş birliğimizi ısıtmak için kullanabiliriz" diye konuşan yetkili, örnek olarak Suriye'de yaşananları gösterdi.
Türkiye'nin İdlib'de yeni bir insani trajedi yaşanmasını önlemek için gösterdiği diplomatik başarıyı takdirle karşıladıklarını anlatan yetkiliye göre, Perşembe günkü görüşmelerde bu konunun yanı sıra iki tarafın aynı duruşu gösterdikleri ABD'nin İran'a tek taraflı yaptırımları da gündeme gelecek.
AB yetkilisi, Kudüs konusunda da Türkiye ile aynı görüşte olduklarını, AB'nin de ABD'nin tek taraflı kararlarına karşı çıktığını anımsatırken, Ankara'nın bir süredir gündeme getirdiği AB ile İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) arasında bakanlar düzeyinde bir toplantı önerisinin de ele alınacak başlıklar arasında olduğunu kaydetti.
Bunları dışında bugünkü görüşmelerde taraflar, Libya, Yemen, Irak ve Ortadoğu barış süreci gibi konularda da görüş alışverişinde bulunacaklar.