47 yıllık kanlı sayfa kapanıyor! İşte PKK'yı silah bırakmaya zorlayan üç faktör

Terör örgütü PKK, Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla 5-7 Mayıs'ta düzenlediği kongrede kendini feshedip silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı aldı. Peki örgüt bu kararı durup dururken mi aldı? İşte sürecin perde arkası...
Abdullah Öcalan'ın silah bırakıp kendisi feshetme çağrısı üzerine PKK 5-7 Mayıs'ta yaptığı kongrenin sonuç bildirgesini açıkladı. Örgüt, silah bırakıp PKK adıyla yürütülen tüm faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu.
"MİSYONUNU TAMAMLADI" VURGUSU
232 sözde üst düzey yöneticinin katıldığı kongrede Kürt sorununun demokratik siyaset yoluyla çözülme noktasına gelindiği vurgulandı, bu nedenle PKK'nın misyonunu tamamladığı ifade edildi.
TBMM'Yİ İŞARET ETTİLER
Yapılan açıklamada "PKK'yı feshetme ve silahlı mücadele yöntemini sonlandırma kararını, halkımızın herkesten daha iyi anlayacağına, demokratik toplum inşası temelinde demokratik mücadele döneminin görevlerine sahip çıkacağına inancımız tamdır. Halkımızın kadınlar ve gençler öncülüğünde öz örgütlerini oluşturması, dilleri, kimlikleri ve kültürleriyle kendine yeterli olma temelinde örgütlenmesi, saldırılar karşısında kendini savunur hale gelmesi ve seferberlik ruhuyla komünal demokratik toplumu inşa etmesi hayati önemdedir. Bu temelde Kürt siyasi partilerinin, kanaat önderlerinin Kürt demokrasisini geliştirme ve Kürt demokratik uluslaşmasını sağlama yönündeki sorumluluklarını yerine getireceklerine inanıyoruz. Kongremizin aldığı fesih ve silahlı mücadeleyi sonlandırma kararı kalıcı barışa ve demokratik çözüme güçlü bir zemin sunmaktadır. Söz konusu kararların uygulanması Önder Apo'nun süreci yürütüp yönlendirmesini, demokratik siyaset hakkının tanınmasını ve sağlam bütünlüklü bir hukuki güvenceyi gerektirir. Bu aşamada Türkiye Büyük Millet Meclisinin tarihi sorumlulukla rolünü oynaması önemli olmaktadır" denildi.
PEKİ PKK BU KARARI NEDEN ALDI?
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Bugün kritik bir eşiği daha aştık" dediği süreçte terör örgütü PKK'nın kendini feshetmesi ve silah bırakma kararı alması öyle haybeden alınmış bir karar değildi.
İşte örgütü bu kararı almaya mecbur bırakan üç ana sebep;
- Türk Silahlı Kuvvetlerinin Temmuz 2015'te İkiyaka Dağlarında başlattığı operasyonla terörle mücadele konseptini değiştirmesi, örgütün yurtiçinde harekât kabiliyetini sıfırlaması. Örgüt bu tarihten sonra aşama aşama sınırların dışına süpürüldü, içerdeki zeminini kaybetmeye başladı.
- Irak'ın Türkiye'nin baskısıyla PKK'yı ilk kez "Yasaklı örgüt" olarak tanıması. Bu karar Türkiye ve Irak'ın örgüte karşı birlikte hareket edeceğinin dünyaya ilanı olarak kabul edildi. PKK, Irak topraklarındaki varlığını uzun süre devam ettiremeyeceğini gördü.
- PKK'nın en büyük destekçisi konumundaki Esad rejiminin Suriye'de devrilmesi. Örgüt açısından en büyük darbe bu oldu. PKK artık üzerinde kök saldığını düşündüğü zemininin kaydığını gördü. Panikledi, çaresiz kaldı.
