Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

1993'ten bugüne Uğur Mumcu

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Özge Mumcu Aybars, babası Uğur Mumcu'nun bir cinayete kurban gitmesinin 27.yıldönümünde yaşanan sürece dair duygularını euronews Türkçe ile paylaştı.

24 Ocak 1993, saat 13.08. Babam önden çıktı, annem arkasından. Kulakları sağır edecek bir patlama sesi geldi. Salon kapısındaki camlar titredi, vitrindeki fincanlar yerinden oynadı. 11 yaşındaydım, babamın evimizin önündeki Renault 12'si paramparça olmuş, patlamanın şiddetinden vücudu 2 metrelik duvarı aşmış, su deposunun karlı toprağına düşmüştü. Gözlüğü sağlam kalmış, ceketinin iç cebindeki kalem ortasından ikiye ayrılmıştı. Bu patlama hem kişisel tarihimizin hem de Türkiye tarihinin bir kırılma noktası olacaktı. Babamın cinayetini takiben 1993'te üst üste katliamlar yaşanacak ve 1993 yılı bazı çevrelerce "adı konulmamış darbe" olarak anılacaktı. Ancak kimin bu darbeyi yaptığını ve de kimin bu suçu işlediğini öğrenme şansımız hiç olmayacaktı.

1968 yılında yazın hayatına adım atan babam Uğur Mumcu, hayatını hukukçu kimliğiyle ülkenin gerçeklerini irdelemeye adamıştı. Soruşturulması reddedilen bir teftiş raporu mu var, babama gelirdi. Faili meçhul kalmış cinayet mi var, babama gelirdi. "Bunu yazsa yazsa Uğur Mumcu yazar." diyerek. Altan Öymen ile yazdıkları Mobilya Dosyası'nda Yahya Demirel'in mobilya kaçakçılığını yazacaklar, gazetecilik lügatına "hayali ihracat" deyimini kazandıracaklardı ve şu tespiti yapacaktı: "Mobilya öyküsü, sizlere Türkiye'de kapitalizmin nasıl işlediğini ortaya koymaktadır. Yurttaşın binbir güçlükle verdiği vergiler, kapitalizmin "türlü – çeşitli" oyunlarıyla, Başbakan'ın yeğenine aktarılmakta ve demokratik düzen, kardeşler, yeğenler saltanatı sağlamaya yaramaktadır. Son yıllarda, muhtıralar alınmış verilmiş, mahkemeler kurulmuş, insanlar hücrelere atılmış, işkencelerden geçirilmiş, idam sehpalarından delikanlılar sallandırılmış ve sonunda işte böyle, Başbakan'ın yeğeni zengin edilmiştir." (Altan Öymen & Uğur Mumcu, "Mobilya Dosyası", s. 108, um: ag Yayınları)

Kaynak: Euronews.com / Dünya
title