Bireysel Bir Tweet, Mensubu Olduğu Kurumu Ne Kadar Bağlar?
Sosyal medyanın "içimizdeki bizi" tetikleyici, tahrik edici bir yönü var. Yapayalnız olduğumuzu düşünüyor, içimizdekini yazıveriyoruz ekrana. Ne büyük yanılgı! Aslında buna daha çok yazmak değil de "konuşmak" diyor yeni kuşak. Oysaki diğer yanda sürekli herkese ve her şeye bağlı olanlar, takipçisi olduğuna dikkat kesilenler ve hiçbir yere bağlı olmadan olup biteni izleyenler bekliyor her birimizi. Kaldı ki dijital dünyadaki her hareket büyük ve küçük ağabeyler tarafından anında izleniyor.
Sosyal medyanın "içimizdeki bizi" tetikleyici, tahrik edici bir yönü var. Yapayalnız olduğumuzu düşünüyor, içimizdekini yazıveriyoruz ekrana.
Ne büyük yanılgı! Aslında buna daha çok yazmak değil de "konuşmak" diyor yeni kuşak. Oysaki diğer yanda sürekli herkese ve her şeye bağlı olanlar, takipçisi olduğuna dikkat kesilenler ve hiçbir yere bağlı olmadan olup biteni izleyenler bekliyor her birimizi. Kaldı ki dijital dünyadaki her hareket büyük ve küçük ağabeyler tarafından anında izleniyor. Özellikle hassas konularda, hassas kelimeler geçtiğinde takılıyorlar dijital izin peşine. Hal böyle olunca da sosyal medyada yazıp çizenler bazen bilinçli bazen farkında olmadan kendinden daha derin yansımaları olan tweet'leri attıklarının farkında mı?
Elbette işin bir de kurumsal yanı var. Mevki sahibi olanlar sosyal medya hesaplarına her ne kadar, "Buradaki tüm görüşler bana aittir, çalıştığım kurumu bağlamaz. Her retweet ettiğim onu kabul ettiğim anlamına gelmez." açıklamalarını profillerinin altında beyan etseler de işin pratiği hiç de öyle değil. Katıldığı ciddi bir toplantıdan tweet atan muhterem, sanal dünyada fırtınalar koparıyor ya da tersi oluyor!
Her tweet sanal dünyada yandaş ve karşıtını buluyor. Ünlü pazarlama gurusu Seth Godin bu oluşumlara "sosyal cemaatler" diyor. Eski Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın, "Suç, sanal dünyada işlendiğinde de gerçek suçtur." dediğini pek çok kez duymuşluğum var. Aslında sosyal medyadaki her türlü sanal aksiyon bireysel kullanıcıya sorumluluk yüklüyor ama daha da ötesi bireyin kurumsal bağlantılarını da doğrudan etkiliyor. Peki, durumdan muzdarip olan oluşumlar ne yapacak, nasıl başa çıkacak?
Türkiye İç Denetim Enstitüsü (TİDE) saygın meslek kuruluşlarından. Enstitü adı kurumların "hal ve gidişinden" sorumlu "doğrucu Davut" meslek adamlarının oluşturduğu bir öğrenen ve öğreten oluşum olmasından ötürü seçilmiş. Kurumlardaki finansal hareketlerin yanı sıra toplumsal değişimlere ve bunların şirketlerdeki yansımalarına duyarlı olan enstitünün yurtdışındaki paralel ve üst meslek kuruluşlarına entegrasyonu var. Delloitte Yönetim Kurulu Danışmanı ve TİDE Onursal Başkanı Ali Kamil Uzun aradı ve Gezi olaylarıyla tartışmaya açılan, "Bireysel tweet'ler ne kadar kurumsaldır?" sorusunu cevaplayan bir kitabın çevirisini yaptırdıkları ve konuyu tartışmak üzere "Sosyal medya olgusunun kurum için önemi nedir, ne gibi riskleri barındırıyor, denetimi nasıl olmalı?" konulu bir panel düzenleyeceklerini ve yönetmemi istedi.
Geniş katılımlı bir toplantıya dijital strateji danışmanı Atıf Ünaldı, Promoqube'dan Özgür Alaz, Project House'dan Sinan Günal, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) İletişim Uzmanı Osman Turan ile Kurumsal İletişim Koordinatörü Buhari Tekalan, Reklam Özdenetim Kurulu Koordinatörü Av. Ulya Duran ve internet hukuku uzmanı, BTS & Partners (Business Technology Strategy & Law) Avukatlık Bürosu kurucu ortağı Av. Tuğrul Sevim, TİDE Yönetim Kurulu'ndan Ali Kamil Uzun, Gürdoğan Yurtsever, Beşir Özmen, Besim Çalışkan ve Sosyal Medya başlıklı kitabın çevirisini de yapan Tuğrul Bozbey katıldı.
Katılımcılar yenidünyanın yeni halleri üzerinde konuyu derinlemesine tartıştılar. (Meraklıları için tüm ayrıntılar TİDE'nin kurumsal dergisinde yayınlandı.) Ancak üstünde durulan en önemli konu, kurumlar açısından sosyal medyanın getirdikleri oldu.
Maharishi, meditasyon öğretisinde, "Direnmeyin, geleni geldiği gibi kabul edin." der
Karşısındakinin gücünü kullanarak yapılan Uzakdoğu savunma sanatı aikidoda rakibin gücü kullanılır. Hiç kimse için sosyal medyadan kaçış olmadığına göre Maharishi ile aikidodan söylediklerini baz kabul edip sosyal medya ile mücadele etmek yerine gücünü nasıl kullanacağımıza odaklanalım:
-Sosyal medya, hayatın her alanındaki geleneksel yapılarla iş yapış şekillerini etkiliyor, kökten değiştiriyor. Kurumlar bundan böyle sosyal medyayı dikkate almadan yönetim stratejileri geliştiremeyecek.
-Bireysel-kurumsal çakışması, çatışması nereye kadar, ayrım nerede başlıyor? Sosyal medyada bireysel mahremiyet alanlarını paylaşmaktan çekinmeyen kullanıcı, kurumsal mahremiyetleri de paylaşırsa ne olacak?
-Çok masum gözüken bireysel bir paylaşım yönetilemeyen tepkilere neden olurken kurum için risk oluşturursa çalışan açısından bunun sonu neye varır?
-Sosyal medya kaynaklı bir riski yönetmek ve korunmak için hassasiyetle özel protokoller hazırlıyor. Daha işin başında iş sözleşmesiyle imzalatıyor. Akıllıca ama gençleri kızdırıyor!
-Sansür, denetim ve engelleme gibi kelimelerin yan yana geçtiğinde olumsuz çağrışımlar yaptığı için sistemin kendi özdenetim mekanizmasını oluşturması gerekiyor.
Kitabın adı ürkütüyor ama korkmayın!
"Auditing Social Media: A Governance and Risk Guide (John Wiley & Sons, Inc.)" Türkçeye Sosyal Medya-Kurumsal Yönetim ve Risk Rehberi (TİDE'den edinebilirsiniz) adıyla çevrildi. Kitabın yazarları saygın isimler. İletişim stratejisti Peter Scott ile iç denetim mesleğinin önde gelen isimlerinden Mike Jacka.
Kitapta öne çıkan konular:
- Kurumsal sosyal medya stratejisinin hazırlanması,
- Sosyal medya politikalarının oluşturulması,
- Sosyal medyanın takip edilerek kuruma olan etkilerinin ölçülmesi,
- Sosyal medya fırsat ve risklerinin belirlenerek yönetilmesi,
- Kurumun sosyal medya faaliyetlerinin denetlenmesi.
Kitabı sosyal medyanın önemine ve fırsatlarla birlikte risk de oluşturduğuna inanan, her departmandan tüm profesyoneller bir tweet krizi yaşamadan okumalı, TİDE'den eğitim almalı. Çünkü biliyoruz ki sosyal medya affetmiyor, vezir de ediyor rezil de, hatta savaş bile çıkarabiliyor!