Cezaevinde öldü, cenazesiyle son mektubu aynı gün evine gitti
Kocaeli'de kalp yetmezliği rahatsızlığı nedeniyle yüzde 100 engelli raporu bulunan ve kalp nakli bekleyen vatandaş, Kasım 2019'da cezaevinde kalp krizi geçirerek öldü. Kocasının cenazesi ile kendisine doğum gününü kutlamak için yazdığı mektubu aynı anda alan 3 çocuk annesi eş, ihmal iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
Kocaeli'nin İzmit ilçesinde yaşayan kalp yetmezliği rahatsızlığı nedeni ile yüzde 100 engelli raporu bulunan Eylül Tuvgan (30), bir arkadaşının tartıştığı avukatı darp etti. Yaşanan olayla ilgili kamu davası açıldı. Açılan kamu davası sonrasında Tuvgan'ın daha önce işlediği 'yaralama' suçundan bulunan 1 yıl hapis cezasının infazına karar verildi. Alınan kararın ardından tutuklanan Tuvgan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
HASTANE "CEZAEVİNDE KALMASINA SAKINCA YOKTUR" DEDİ
Tuvgan'ın avukatı Fedayi Okumuş, müvekkilinin ileri derece kalp yetmezliği bulunduğu için mahkeme kararına itirazda bulundu. Mahkeme heyeti avukat Okumuş'un itirazı sonrasında Kocaeli Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinden rapor istedi. Yapılan tetkikler sonrasında hastane tarafından mahkemeye, 'Hayatını idame ettirebileceğinden dolayı cezaevinde kalmasında sakınca yoktur. Ama kalp nakli sırası bekliyor. Nakil çıktığı anda çok hızlıca hareket edilmeli. İnfazı tehir edilebilir' yazılı rapor gönderildi. Mahkeme heyeti de gelen raporu gerekçe göstererek Tuvgan'ın tahliye edilmesi yönündeki talebi reddetti.
4 AY SONRA KALP KRİZİ GEÇİRDİ
Tuvgan daha sonra sevk edildiği Bolu T Tipi Cezaevinde 4 ay sonra kalp krizi geçirdi. Tuvgan kaldırıldığı hastanede 23 Kasım 2019 tarihinde kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
MEKTUBU KALP KRİZİ GEÇİRMEDEN BİR GÜN ÖNCE YAZMIŞ
Tuvgan'ın cenazesi tamamlanan işlemlerinin ardından Kocaeli'nin İzmit ilçesinde yaşayan ailesine teslim edildi. Eşini kaybetmenin acısını yaşayan Elif Beyza Tuvgan'ın evine kocasının cenazesinin geldiği gün Bolu T Tipi Cezaevinden bir posta geldi. Zarfı açan Elif Beyza Tuvgan, eşinin kalp krizi geçirmeden 1 gün önce yazdığı mektupla karşılaştı. Eşinin kendisinin doğum gününü kutladığı mektubu okuyan Elif Beyza Tuvgan gözyaşlarına boğuldu. 3 çocuğu ile kalan Elif Beyza Tuvgan, eşinin ileri derece kalp yetmezliği bulunması ve yüzde 100 engelli olduğunu belirten raporunun olmasına rağmen cezaevine gönderilmesinde ihmal olduğunu söyleyerek, cezaevine gönderilmesi sürecinde rapor hazırlayan hastane, mahkeme ve infaz savcılığı hakkında suç duyurusunda bulundu.
"BENİ CEZAEVİNDE YATIRAMAZLAR"
Yaşadıklarını anlatan Eylül Tuvgan'ın eşi Elif Beyza Tuvgan, "Eşimle 13 yıllık bir beraberliğimiz oldu. Geçen sene Kasım ayının 23'ünde 4 ay kadar bir süre eşim cezaevinde yattı. Bir avukatı dövmüştü. Ama suçlu değildi ama kamu davası peşini bırakmadı. 4 ay kadar süre cezaevinde yattı, geçen sene 23 Kasım'da kalp krizi geçirmiş. Acil bir şekilde aradılar ve ben de koşarak Bolu'ya gittim. Gittiğimde bilinci kapalıydı. Yarım saat kadar kendisini gördüm ama hiçbir şekilde göremedim. Cezaevindeyken sabah saatlerinde duşa girmiş. Duşa girdikten sonra acil bir şekilde ambulansla getirildiği hastanede bilinci tamamen kapalı bir şekilde yatıyordu. Böyle bir şey beklemiyorduk, kamu davasıydı. Eşim hiçbir şekilde suçlu değildi. Hep, 'Suç işliyorlar, beni cezaevinde yatıramazlar. Engelli raporum var' diyordu. Cezaevine girmeden 8 ay önce kalp yetmezliği teşhisi konulmuştu. Bunun üzerine yaşam savaşını kaybetti" dedi.
"3 ÇOCUKLA TEK BAŞIMA KALDIM"
Eşinin ölümünde ihmallerin olduğunu ifade eden Tuvgan, "Eşime kalp yetmezliği teşhisi konulmuştu. Bundan dolayı cezaevinden yatamayacağı söylenmişti. Buradaki hastanelerden, savcılıklardan aldığımız raporlar mevcuttu. Ama hiçbir şekilde cezaevinden çıkartamadık. 1 ay önce savcı ve doktorlara dava açtık. Biz suçlu değiliz, eşim suçlu olmadığı halde yattı. Çünkü engelli raporu vardı. Eşim vefat ettikten sonra 11 aylık bir süreç geçirdik. Çok zor bir dönemdi. 3 çocukla tek başıma kaldım. Ailem her zaman destek verdi ama çok zor bir süreçti. Yasalar uygulanmadığı için benim eşim cezaevine girdi. Hiçbir şekilde dışarı çıkartmadılar. Biz çok çabaladık, cezaevinde yatmaması lazımdı. Belki dışarıda olmasaydı bu şekilde olmazdı. Bu yaşam savaşını verebilirdi. Ölümüne sebep olan hakim, savcı ya da diğer avukatın ceza almasını istiyorum" diye konuştu.