Haberler
Suriye'de Baas Partisi çalışmalarını süresiz olarak askıya aldı

Esad'ın gidişi onları da bitirdi! Faaliyetlerini durdurdular

Sosyal medya platformları WhatsApp, Facebook ve Instagram çöktü

3 sosyal medya platformu, aynı anda çöktü

Bakan Uraloğlu, 16 yaş altı için sosyal medya düzenlemesi geleceğini açıkladı

16 yaş sınırı konuşuluyordu! Sosyal medyaya yeni düzenleme geliyor

Somali ve Etiyopya arasındaki krizi Türkiye çözdü

Afrika'daki krizi Türkiye çözdü

"6-8 Ekim olayları soruşturması genişleyebilir"

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fekültesi Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, 6-8 Ekim olayları ile ilgili soruşturmada gözaltına alınanların sayısının daha da artacağına ve tutuklamaların olacağına inandığını söyledi.

Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fekültesi Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu, 6-8 Ekim olayları ile ilgili soruşturmada gözaltına alınanların sayısının daha da artacağına ve tutuklamaların olacağına inandığını söyledi. Şeyhanlıoğlu, soruşturmanın HDP'nin kapatılmasını da gündeme getirebileceğini söyledi.

Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Hüseyin Şeyhanlıoğlu, 6-8 Ekim Kobani olayları ile ilgili soruşturmanın gündeme göre alınmış bir karar olduğu yönündeki eleştirilerin doğru olmadığını belirterek, "6-8 Ekim olayları, önceden planlanmış bir olay. Olaylar 6 sene önce oldu. Bunların soruşturma, hazırlık safhası şuana denk gelmesi konjonktürel bir tesadüftür. Çok çok önceden alt yapısı hazırlanmıştı. İstihbarat, fotoğraf, belgeler bilgiler, yurt içi ve yurt dışı kişilerle temas kurularak hazırlanmış bir dosyadır. Yeni bir süreç değil. 6-8 Ekim olaylarının hesabı görülmedi, açık kalmıştı" dedi.

Olayların yaşandığı süreçte Diyarbakır'da yaşadığını belirten Doç Dr. Şeyhanlıoğlu, yaşadıklarını ise şöyle anlattı:

"Günlerce biz evden dışarı çıkamadık, yoldan geçemedik, ekmek alamadık, 2 defa aracım yakılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldık. Bu süreci İliklerimize kadar hissettik. Vahşet görüntüleri, tüm Türkiye'nin Yasin Börü olayı gibi onlarca olay söz konusu."

"Yabancı istihbarat mensupları cirit attı"

Olayların hemen öncesinde ve olaylar esnasında çok sayıda yabancı istihbarat örgütünün Kobani olaylarının yaşandığı yerlerde cirit attığını da vurgulayan Şeyhanlıoğlu, "Aslında gizlenen, bilinmeyen, çok da konuşulmayan bir de dış boyutu var. Ben bizzat şahit oldum. Yakından yaptığım çalışmalarda, yabancı kaynaklı, yabancı istihbarat örgütü mensubu kişiler, oralarda ciddi manada rol oynadıkları bilgilerini edindim. İşin dış boyutunun olması lazım. 6-8 Ekim olayları öncesinde Diyarbakır'da suç çatışmalarının yaşandığı bölgelerde, turist adı altında onlarca yabancı kökenli kişinin geldiğini hem gördüm, hem duydum. Çünkü son derece profesyonelce yönlendirmeler oldu, bunlar kayıtlarda da mevcuttur. Protestolar, sevk edilmesi, yönetilmesi, araçların yakılması, kontrol noktalarının oluşturulması falan 3-5 sokak çetesinin yapacağı bir şey değil. Çok önceden hazırlıkları yapıldı, kısa bir süre sonra yani bir sene bile dolmadan çukur savaşı yapıldı. Şimdi bu süreçte HDP kitleleri sokağa çağırdı, gerekçe olarak ise Kobani'nin düşmesini gösterdi. Burada olayların organize ve profosyonel olduğu, bir yandan Kandil'in PKK'nın kışkırttığı siyasi ayakta HDP'nin olduğu sokaklarda bilinen bir şeydi. Yani HDP'nin gençlik teşkilatı, siyasi liderleri süreçte aktif olarak rol oynadılar" ifadelerini kullandı.

Terör örgütünün ve HDP'lilerin çağrıları ile başlayan süreçte kamu güvenliğinin ortadan kalktığını hatırlatan Şeyhanlıoğlu, "Çok ağır ithamlarda bulundular. Türkiye'nin burada suçu nedir ki? Türkiye'nin Kobani'nin düşmesindeki karı ne olacaktı ki? Tam tersine, Türkiye DEAŞ'i sınırdan uzaklaştırmak için çok kapsamlı bir operasyon başlattı ve kanlı, ağır bedeller ödedi. HDP'nin yapması gereken "Biz devletimizle, halkımızla birlikte DEAŞ'ın Kobani'ye saldırısını püskürtmek için çalışacağız" demeliydi. Maalesef Yasin Börü gibi hiçbir alakası olmayan sonuçlara yol açtı. Yaklaşık 50 kişi öldürüldü. Yüzlerce araç, kamu kurumları, yakıldı, yıkıldı. Hırsızlıklar, yağmalamalar, talanlar oldu. Diyarbakır sokaklarına günlerce girilemedi, ana arterler bile kullanılamaz haldeydi" ifadelerine yer verdi.

"Operasyonun kapsamının genişleyeceğini zannediyorum"

6 yıl öncesinde yaşanılanların hesabının sorulmadığını hatırlatan Doç Dr. Şeyhanlıoğlu, operasyon sürecinin HDP'nin kapatılmasını bile gündeme getirebileceğini kaydetti. Şeyhanlıoğlu, "Yaşanılanların hesabının sorulması lazım. Daha gözaltı ve tutuklamalar geleceğini düşünüyorum Bu operasyonun kapsamının genişleyeceğini zannediyorum. HDP'nin kapatılmasına kadar gidebilir mi? Benim asıl kafamdaki soru bu. Bence gidebilir. Bir siyasi partinin, bir liderin halkı sokağa davet ederse, bundan da yüzlerce kişi etkilenirse, kamu görevini yapamaz hale getirilirse elbette mahkeme kararıyla kapatılabilir. Terör örgütüne yardım etmiş, kışkırtmış oldu. Kamu güvenliği tehdit edildi, hatta ortadan kaldırıldı. Bunun da bedeli olmalı" dedi.

"Benzeri 1955 yılında yaşandı"

Şeyhanlıoğlu, benzer olayların 6-7 Eylül 1955'te de yaşandığını vurguladı. Sıkıyönetim ile sonuçlanan ve ilk etapta 3 bin 151 kişinin tutuklandığı olaylarla 2014 yılındaki 6-8 Ekim olaylarının en belirgin benzerliklerinin ise dış bağlantılı olaylar olduğuna dikkat çeken Şeyhanlıoğlu, "Türkiye'de 6-8 Ekim olaylarının benzeri 1955 yılında yapıldı. 6-7 Eylül olaylarında yaşandı. Orada da kamu otoritesi tamamen bertaraf edildi. Sivil halkı, Rum vatandaşlarımıza çok ciddi zararlar verildi. Bir diğeri de yaklaşık 50 yıl sonra burada yaşandı. Olayın dış boyutu araştırılırsa, ben eminim ki, yabancı istihbarat kaynaklarının Diyarbakır'da cirit attıkları zaten görülecektir" diye konuştu. - GAZİANTEP

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / 3. Sayfa
title