Sakarya'da 5 Kişiye Mezar Olan Havuz Faciasına İlişkin Dava Başladı
Sakarya’nın Akyazı ilçesinde elektrik akımına kapılarak 5 kişiye mezar olan yüzme havuzu ile ilgili açılan davanın ilk duruşması görüldü.
Sakarya'nın Akyazı ilçesinde elektrik akımına kapılarak 5 kişiye mezar olan yüzme havuzu ile ilgili açılan davanın ilk duruşması görüldü. 19 Haziran'a ertelenen davada, havuzun elektrik işlerini yapan kişinin tutukluluğunun devamına karar verildi.
Akyazı Kuzuluk Mahallesi'nde 23 Haziran 2017 tarihinde Kadir Kaya ve babası Mehmet Kaya'nın sahibi olduğu yüzme havuzunda elektrik akımına kapılan Davut Mert Kaliç, Gökay Yıldırım Geç, Nurullah Önlütürk, Kadir Kaya ve Mehmet Kaya yaşamlarını yitirmişti. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında havuzun elektrik işlerini yaptığı belirlenen Kemal Dursun hakkında 'taksirle birden çok kişinin ölümüne sebep olma' suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame Sakarya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilmişti. Olayın ilk duruşması Sakarya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Havuzda hayatını kaybeden Davut Mert Kaliç, Gökay Yıldırım Geç ve Nurullah Önlütürk'ün anne ve babaları davaya katılım göstererek, olayla ilgili kusuru olan herkesten şikayetçi olduklarını ve suçluların cezalarını bulmalarını istediklerini söylediler.
"Kusurlu olduğumu kabul etmiyorum"
Mahkemede ifade veren sanık Kemal Dursun, kusurlu olduğunu kabul etmediğini söyleyerek, "Davut Mert Kaliç kurtarılmak için yardım istediğinde ona yardım edebilmek için şalterleri indirmekle müdahale etmeye kalkışmışlar. Art arda 3 genç kardeşimiz hayata veda etmişler. Yüzme havuzunun sahibi merhum Mehmet Kaya'ya haber verilince orada bulunan oğlu Kadir Kaya'ya elektriği kesmesini söylemiş. Oğlu Kadir'in elektriği kestiğini söylemesi üzerine baba ve oğul da suya atlamışlar. Daha sonrasında Seyit Sadul Aşar tarafından telefonla arandım, panik içerisinde elektriği nereden keseceği soruldu bana. Bende havuzun içerisine kimsenin girmemesini söyledim. Elektriğin kesileceği ana panoyu tarif ettim telefonda. Şahsın panoya yüzünü dönerek bütün şalterleri aşağıya indirmesini söyledim. Ben de hemen ticari arabayla olay yerine gittim. Olay yerine gittiğimde maalesef 5 kişi hayatını kaybetmişti. Yardım istendiğinde kuledeki prizden fişi çekmeleri yeterliydi. Bu sebeple Davut Mert ve diğer 4 kişi de hayatta olacaktı. Kusurlu olduğumu kabul etmiyorum. Vergi kaydım ve elektrikçi dükkanım yok. Ben yaptığım elektrik işlerinde işçilik alıyordum. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.
"Suda elektrik var, kurtarın beni çığlığını duydum"
Havuzun yukarı kısmında bulunan restoranı işleteceğini ve gerekli hazırlıklar için olay esnasında orada olduğunu belirten tanık Seyit Sadul Aşar ise, "Ben orada restoranı işletecektim. Bayrama hazırlık ve temizlik yapıyorduk. 2 tane yeğenim yanımdaydı. Biri suda hayatını kaybeden Davut Mert Kaliç, diğeri ise Uluberk Aşar'dı. Tadilat için çalışıyordum, dışarıdan 'Kurtarın beni' diye bir ses duydum. Çalıştığım yerin penceresinden kafamı çıkartarak dışarı baktığımda 'kurtarın beni' diye bağıran gencin şaka yaptığını sandım gülümsedim. Çünkü havuzun dışındaki arkadaşları da şaka yaptığını sanarak gülümsüyorlardı. Daha sonra içeri girdim, birkaç adım attım ve dışarıdan 'Suda elektrik var, kurtarın beni' çığlığını duyunca cam kenarından 'Şalterleri kapatın' diye bağırdım. Herkes telaşlanarak bir taraflara koşturdu. Kadir Kaya kayak altındaki şalterleri kapattı. Şalterleri kapadıktan sonra babası Mehmet Kaya ile birlikte suya atladı. Hepsini bir anda suyun üzerinde gördüğümde şok oldum. Camdan dışarıya yeğenim Mert'e bağırarak suda elektrik olduğunu ve suya girmemesini söyledim ama beni duymayarak suya atladı. Diğer yeğenim Uluberk ise beni duyduğu için suya girmedi. Ben o telaşla hemen aşağıya inerek bildiğim şalterleri kapattım. Ancak elektriği bir türlü kesemedim. Bir yandan da ambulans çağırdım. ve daha sonra Kemal Dursun'u telefonla aradım, durumu izah ettim. Bu sırada 20-25 dakika kadar bir süre geçmişti. Tarif ettiği yerdeki şalterlere gittim, şalteri buldum ve kapadım. Daha sonra suyu elimle kontrol ederek elektrik olmadığını fark ettim. Daha sonrasında suya atladım, Mert Kaliç yeğenimi çıkarttım. Havuzdan çıkardıklarımıza kalp masajı yaptık. Daha sonra ambulanslarla hastaneye götürüldüler. Elektriğin nereden geldiğini bilmiyorum" diye konuştu.
"Havuza atlayan suyun dibine gömüldü"
Diğer tanıklardan Hasan Can Bakan ise temizlik için havuza gittiğini ifade ederek, "Biz oraya temizlik için gelmiştik. Temizlik yaptığımız esnada havuzdaki çocuğun boğulduğunu sandık. Çocuk havuzun içerisinde bağırıyordu. Suya yakın olan arkadaşım suya atladı ancak hemen sudan çıkarak elektrik olduğunu söyledi. Suya farklı 2 çocuk daha atladı. Atlayan suyun dibine gömülüyordu, sahipleri Mehmet Kaya ve Kadir Kaya da atladı suya. Onlar da çıkamadı sudan. Bizde onları çıkarabilmek için tahtayla çekmeye çalıştık ve ambulansı aradık. Elektrik kesildikten sonra suya atlayarak havuzdaki kişileri çıkardık. Ben elektriğin nereden geldiğini bilmiyorum" şeklinde konuştu.
"Elektrikle çalışan cihazları kapatıp, fişleri çektim"
Tanık Ali Turan da, "Temizlik için orada bulunuyordum. Temizlik yapıyorduk, yorularak yüzmeye karar verdik. Bir süre yüzdükten sonra sudan çıktık ve temizliğe başladık. O sırada bir çocuk havuza iskeleden atladı ve boğuluyorum diye bağırmaya başladı. O sırada elektrik var dendi. Bende hemen elektrikle çalışan cihazları kapatıp, fişlerini çektim" ifadelerini kullandı.
Mahkeme heyetince tutuklu tanığın tutukluluk halinin devamına, davaya katılma taleplerinin kabulüne karar verildi. Mahkeme heyeti, davanın bir sonraki celsesini 19 Haziran günü saat 15.00'e erteledi. - SAKARYA