İstanbul 1 No'lu Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu'nun da aralarında bulunduğu 11 şüpheli hakim karşısında

İstanbul 1 No'lu Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu'nun da aralarında bulunduğu 11 şüpheli hakim karşısında
Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İstanbul 1 No'lu Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu'nun da aralarında bulunduğu 11 şüpheli hakim karşısında İstanbul 1 no'lu Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu'nun da aralarında bulunduğu 11 şüpheli ilk kez hakim karşısına çıktı.

İstanbul 1 No'lu Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu'nun da aralarında bulunduğu 11 şüpheli hakim karşısında

İSTANBUL - İstanbul 1 no'lu Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu'nun da aralarında bulunduğu 11 şüpheli ilk kez hakim karşısına çıktı. 2 gün boyunca Silivri'de görülen duruşma, sanıkların avukatlarının savunma yapabilmesi için 9-10 Eylül tarihine ertelendi.

İstanbul'da 21 Aralık 2024'de İstanbul Barosu'nun sosyal medya hesabından çatışmada etkisiz hale getirilen teröristler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin hakkında yapılan açıklamaya ilişkin aralarında İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu'nun da bulunduğu 11 şüphelinin 12'şer yıla kadar hapis talebiyle yargılanmasına başlandı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri'de görülen duruşmaya, tutuksuz sanık başka suçtan tutuklu sanık Fırat Epözdemir, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu'nun da aralarında bulunduğu 9 tutuksuz sanık ile avukatları hazır bulundu.

"Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin görevden alınması istemiyle hazırlanan davaname, savunma çevrelerinde geniş ve yoğun bir tepki oluşturmuştur"

Duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık İbrahim Kaboğlu, "Anayasal ve yasal düzenlemeler, Barolara, savunma örgütleri olarak bir yanda, hukuk devleti ve hukuk toplumu arasında, öte yanda demokratik devlet ve demokratik toplum arasında özgül bir işlev ve konum bahşetmektedir. Bir başka, ne kamu ne de özel hiçbir kuruluş yoktur ki, kamu tüzel kişiliğine sahip kamu kurumları olarak Barolar derecesinde bu dörtlü için işlevsel ve belirleyici olsun. Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu üyelerinin görevden alınması istemiyle hazırlanan dava name, savunma çevrelerinde geniş ve yoğun bir tepki oluşturmuştur. 20 Ekim 2024 günü birbiriyle yarışan bütün grupların katılımı ile gerçekleşen genel sonucunda yayımlanan bildirge, İstanbul Barosu üyelerinin demokratik iradeyi sahiplenmesi bakımından tarihsel bir önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı.

"Sosyal medya paylaşımında, ölen kişiler hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir"

Savunmasının devamında, soruşturma dosyasında tüm evrakların usule aykırı toplandığını iddia eden Kaboğlu, "Savcılık makamınca dosyadaki tüm işlemler usule ve yasaya aykırı şekilde yapılmıştır. Avukatlar hakkında soruşturma işlemlerinin, Adalet Bakanlığı'nın iznine tabi olduğu açık ve tartışmasızdır. İstanbul Barosu tarafından yapılan sosyal medya paylaşımında, ölen kişiler hakkında olumlu veya olumsuz herhangi bir ifadeye yer verilmemiştir. Ölen kişilere dair tek ibare, ulusal basında yer alan haberlere dayalı olarak 'gazetecilik yaparken yaşamını yitirdikleri' kullanılan tek sıfat da gazeteci olduklarıdır. Savcılığın 'övücü nitelikteki sözler' olarak nitelendirdiği ifadelerin ne olduğunu anlayabilmek olanaksızdır. Terörü veya herhangi bir terör örgütünü öven hiçbir ifade bulunmadığı gibi bir hukuk kurumu olan İstanbul Barosu'nun herhangi bir açıklamasında şiddeti yücelten bir ifade veya bir suç unsuru bulunması da mümkün değildir. İstanbul Başsavcılığı tarafından İstanbul Barosu Başkanı olarak şahsıma yöneltilen ithamlar, gerçek dışı olup asla kabul edilemez" diye konuştu.

"Bu davanın temel nedeni İstanbul Barosu seçimlerini kazanmış olmamızdır"

Duruşmada savunma yapan, başka suçtan tutuklu sanık Fırat Epözdemir, "Türkiye özeti gibi baro yönetimi; Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Çerkes, göçmen, hepsi var. Bu davanın temel nedeni İstanbul Barosu seçimlerini kazanmış olmamızdır. Bu davanın temeli İstanbul Barosu'nun yeni yönetim kurlunun terörist olarak görülmesidir. Bizler elimize silah almış insanlar değiliz. Biz çocuklarımıza oyuncak silah bile almayız. Nazım Daşdan ve Cihan Bilgin gazetecilik bölümünden mezun olmuştur. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu insanların gazeteci değil terörist olduğunu, yürütülen soruşturma dosyaları nedeniyle söylüyor. Nazım Daşdan'ın üst aramasında çıkanlar sadece basın tanıtım kartıdır" şeklinde konuştu.

Avukatların mazereti üzerine duruşma ertelendi

Davanın 2'inci gününde savunma yapmaları beklenen sanıkların avukatları, Fırat Epözdemir'in Çağlayan'da İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülecek olan duruşmasına katıldıkları gerekçesiyle mahkemeye mazeret dilekçesi sundular. Bunun üzerine mahkeme, sanıkların avukatlarının savunma yapabilmeleri için duruşmanın 9-10 Eylül tarihine ertelenmesine hükmetti.

İddianameden:

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, aralarında Baro Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu'nun da bulunduğu 11 kişi 'şüpheli' sıfatıyla yer aldı. iddianamede, İstanbul Baro Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu, Başkan Yardımcısı Rukiye Leyla Süren, Baro Genel Sekreteri Hürrem Sönmez, Baro Saymanı Ahmet Ergin ve Yönetim Kurulu Üyesi Avukatlar Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekim Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar'ın, çatışmada etkisiz hale getirilen teröristler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin hakkında sosyal medya hesabından yazılı açıklama paylaşıldığı, açıklamada kullanılan sözlerle teröristleri gazeteci olarak nitelendirip bunu savaş suçu olarak değerlendirdikleri kaydedildi.

Devletin kurum ve organlarına duyulan güveni olumsuz etkilemeye çalıştıkları aktarıldı

Şüphelilerin söz konusu açıklamada kullandıkları ifadeler ile toplumun genelini ilgilendiren ve kamuoyu tarafından yakından takip edilen terörle mücadele ile ilgili olarak devletin kurum ve organları tarafından, terör örgütü mensubu olan ancak gazeteci olarak lanse edilen Nazım Daştan ve Cihan Bilgin isimli terör örgütü üyelerine karşı savaş suçu işlendiği yönünde ülkenin iç ve dış güvenliği ve kamu düzeni ile ilgili gerçeğe aykırı bilgilerle halkı yanıltarak algı oluşturmaya ve devletin kurum ve organlarına duyulan güveni olumsuz etkilemeye çalıştıkları, halk arasında endişe, korku veya panik oluşturma amacıyla hareket edildiği, paylaşım içerikleri ve paylaşımların görüntülenme sayıları dikkate alındığında eylemin kamu barışını bozmaya elverişli olduğu aktarıldı.

12'şer yıla kadar hapis talebi

Hazırlanan iddianamede 11 şüphelinin 'basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak' ve 'basın yoluyla halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak' suçlarından 3'er yıldan 12'şer yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / GAMZE ŞENYİĞİT - 3.Sayfa
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
Bu haber hakkında ne düşünüyorsunuz?
500
title