Hastaya anjiyo yapılırken pazarlık yapan kardiyoloji koordinatörü tahliye edildi
İstanbul'da özel bir hastanede anjiyo işlemi sırasında hasta ile stent fiyatı pazarlığı yapan kardiyoloji koordinatörü Hande Yolaç'ın 1 yıl 1 ay 10 gün hapisle cezalandırılmasına karar verilerek hükmün açıklanması geri bırakıldı. Tutuklu sanık Yolaç'ın hükümle birlikte tahliyesine de karar verildi.
İstanbul'da Özel Aile Hastanesi'nde 13 Ocak 2025'te meydana gelen olayda, hasta Hayrettin Erden ile anjiyo işlemi sırasında stent fiyatı pazarlığı yapan kardiyoloji koordinatörü Hande Yolaç hakkında iddianame hazırlanmıştı. Hazırlanan iddianamede Yolaç hakkında 'kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık' suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
"BENİM ELİME PARA DEĞMEMİŞTİR"
İddianame kapsamında yargılanan Hande Yolaç hakkında karar açıklandı. Bakırköy 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuklu sanık Hande Yolaç ile müşteki Hayrettin Erden hazır bulundu. Tutuklu sanık Yolaç duruşmada yaptığı savunmasında "Özel Aile Hastanesinde 2.5 aydır çalışıyordum, görevim hastaları bilgilendirmekti. Fiyat bilgisi verip süreçleri anlatıyorum. Ben yokken hasta hastaneye kabul edilmiş, yatışı yapılmış, gerekli tetkikler yapılmış. O gün hasta anjiyo olacaktı. Ben kendisine gerekli süreçleri anlatmak istedim. Benim iş talimatım gereği yapılacak işlemi ve süreci hastaya anlatıyorum. Normalde hasta yakını benim yanıma gelmektedir, ben bilgilendirmeyi odamda yapıyorum ancak müşteki kendisi de bilgi almak istediğini bize iletti. Ben parayı almıyorum sadece bilgi veriyorum. Benim elime para değmemiştir. Bilgilendirme sonucunda hasta devletin vermiş olduğu stentin takılmasını istedi" şeklinde savunma yaptı.
"STENT PAZARLIĞI BAŞLAYINCA..."
Müşteki Hayrettin Erden ise kalp krizi şikayeti nedeniyle hastaneye sevk edildiğini söyleyerek, "Yatışım yapıldı. İlk etapta hasta bakıcı bana elektrot takınca tedaviyi reddettim. Hastane sorumlusu beni oyaladı. Daha sonra doktor geldi. Ben bana hemen müdahale edileceğini düşündüm ancak sabaha kadar bana işlem yapılmadı. Sabah doktor 3 tane stent takılacağını söyledi. Ben de 'takdir sizin' dedim. Eşime dışarıda imzalatılan evraklar dışında herhangi bir bilgilendirme yapılmadı. Anestezi bölümüne alındım, masadaydım. Doktor bana koldan mı kasıktan mı istediğimi sordu. Koldan ve kastıktan uygulamanın farkı olduğunu, kendi indirimini kullanacağını söyledi. Bu soruları sorarken sanık Hande Yolaç yanındaydı. Sanık bana fiyat vereceğini söyledi. Stent pazarlığı başlayınca ben o anki durumumla 'devlet ne veriyorsa bana onu takın' dedim. 2 stent takıldıktan sonra beni yoğun bakım servisine aldılar. Yine sanık taburcu olacağım gün yanıma geldi, muhasebeye gideceğimizi belirtti. Muhasebeye 5 bin TL ödeyecektim ama 7 bin TL ödemem gerektiğini söylediler. Israrla fatura talep ettik, en son bize makbuz tarzında A4 kağıdına yazılı belge verdiler, üzerine kaşe basılmasını istedik. Ben 7 bin TL ödedim. Benim aslında şikayetim hastane yönetimi ile ilgiliydi sanıktan şikayetçi değilim" şeklinde beyanda bulundu.
3 YILDAN 10 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTENDİ
Mütalaasını açıklayan cumhuriyet savcısı anjiyo işlemi yapılmayı bekleyen müştekinin bulunduğu zor şartlar altında, iradesi zayıf olduğu halde denetleme ve kontrol edebilme imkanı bulunmadığı bir anda hastanede kardiyoloji koordinatörü olarak çalıştığı anlaşılan sanığın takılacak stentlerin özellikleri ve fiyatları ile ilgili konuşmaya başladığını belirtti. Mütalaada sedyede yatmakta olan ve kendisine anjiyo işlemi yapılan müştekinin bulunduğu şartlar altında SGK tarafından karşılanan ücretsiz stendi talep etmesi üzerine anjiyo işlemine koldan devam edilerek gerçekleştirildiği ve müştekiye 2 adet SGK tarafından karşılanan stendin takıldığı açıklandı. Cumhuriyet savcısı acil sağlık hizmeti verilmiş olmasına rağmen, hastane tarafından hiçbir ücret alınmaması gerektiği halde müştekiden 7 bin TL alınmasına neden olarak hastanenin haksız menfaat sağladığını mütalaasında kaydetti. Sanığın hileli hareketlerle müştekinin iradesini fesada uğratarak nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği de belirtildi. Soruşturma aşamasında müştekinin zararının giderildiği de mütalaada ifade edildi. Hande Yolaç hakkında 'kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık' suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istendi.
1 YIL 1 AY 10 GÜN HAPİSLE CEZALANDIRILDI
Mütalaanın açıklanmasının ardından kararını açıklayan mahkeme, sanık Hande Yolaç'ın 'kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık' suçundan indirim uygulanarak 1 yıl 1 ay 10 gün hapisle cezalandırılmasına hükmedildi. Sanığın sabıkasız olması, zararı gidermiş olması ve bir daha suç işlemeyeceği konusunda kanaat oluştuğundan Yolaç hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. Yolaç'ın hükümle birlikte tahliyesine de karar verildi.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Bahçelievler'de bulunan özel hastanede 13 Ocak 2025'te müşteki Hayrettin Erden'e acil müdahalede bulunulduğu esnada, sanık Hande Yolaç'ın fiyat pazarlığı yaptığına ilişkin görüntülerin basında yer alması üzerine soruşturma başlatıldığı aktarılmıştı. Müşteki Hayrettin Erden'in acil olarak sevk edildiği ve yoğun bakım ünitesine alındığı hastanede, kendisine yapılan anjiyo işlemi esnasında, sedye üzerinde işlem yapılmayı beklerken bulunduğu zor şartlar altında iradesinin zayıf olduğu iddianamede açıklanmıştı. İddianamede sanık Hande Yolaç'ın koldan yapılacak anjiyo işleminin daha sağlıklı olacağı ve ücret farkı olduğunu belirterek, mevzuat gereği talep edilmemesi gereken ücreti talep ettiği, hileli hareketlerle ücretsiz sunulan bir sağlık hizmeti olmasına rağmen müştekiden 7 bin TL alınmasına neden olarak, 'kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık' suçunu işlediği kaydedilmişti. Sanık Hande Yolaç hakkında 'kişinin içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan yararlanmak suretiyle dolandırıcılık' suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası istenmişti.
